English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Dishwasher

Dishwasher traducir turco

662 traducción paralela
I am not sure but i think it could be the dishwasher there
Pek emin değilim ama, sanırım şurada bulaşıkçı olarak çalışıyor olabilir.
At Larue's I met Serge Abramich... who occupied the role of dishwasher.
Larue'de, Serge Abramich ile oranın bulaşıkçısı ile tanışmıştım.
We don't even want you for a cook or a dishwasher.
Yemek pişirip bulaşık yıkamanı bile istemiyoruz.
Rushing home to a hot apartment to listen to the automatic laundry and the electric dishwasher and the garbage disposal and the nagging wife.
Akşamları derli toplu bir eve dönüp çamaşır makinesinin, elektrikli bulaşık makinesinin çöp öğütücünün ve dırdırcı bir eşin gürültüsünü dinlemek.
You got a choice, dishwasher.
Seçme şansın var bulaşıkçı.
A sanitarized dishwasher, too, for you, Mrs. Lewis.
Bayan Lewis'e - bir de bulaşık makinesi veriyoruz...
I'm a dishwasher at Smitts, near here.
Yakınlardaki Smith'te bulaşıkçılık yapıyorum.
Dishwasher?
Bulaşıkçı mı?
I don't know, but not a dishwasher.
Bilemiyorum ama bulaşıkçı gibi değilsin.
Where will we find another dishwasher like you?
Senin gibi bulaşıkçı bir daha nereden bulacağız?
From dishwasher to wagoner.
Bulaşıkçılıktan arabacılığa.
And you've got a combination bathtub and dishwasher here.
Burası da banyo küveti-bulaşıklık karışımı bir yer.
- About the dishwasher.
- Evet, bu konuyu düşündüm.
I don't want a white dishwasher!
Beyaz bulaşık makinesi istemiyorum!
You could get a perfectly good dishwasher for that.
O paraya mükemmel bir bulaşık makinesi alırdın.
I have a dishwasher.
Bulaşık makinem var.
A real dishwasher?
Gerçek bir bulaşık makinesi mi?
Oh, I guess I could have found myself an honest job... as a dishwasher or something, but, no, I took the easy way.
He, sanırım bulaşıkçılık gibi sıradan, dürüst bir iş bulabilirdim... ama hayır. Ben kolay yolu seçtim.
Got a house, fridge, dishwasher, washer / dryer, TV, stereo, motorcycle, car.
Bir ev, buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, kurutma makinesi, TV, müzik seti, motosiklet, otomobil var.
Put them in the dishwasher.
Bulaşık makinesine at.
You're a lousy dishwasher.
Berbat bir bulaşıkçısın.
And a dishwasher, if you'd like.
İsterseniz, bir de bulaşık makinası.
Cashier, waiter, and dishwasher. "
Kasıyer, garson, ve bulaşıkçı. "
All right, I'll be the dishwasher.
Pekala, Ben bulaşıkçı olurum.
- It's the dishwasher, like I said.
- Dediğim gibi bulaşık makinesinden.
What's with this dishwasher, chico?
Bu bulaşıkçının derdi ne?
Don't call me no fucking dishwasher, or I'll kick your monkey ass.
Bana bulaşıkçı deme sakın, yoksa o maymun suratını dağıtırım.
- Dishwasher.
- Bulaşıkçılık.
I think he's been reduced to taking a job as a dishwasher. No.
Bence Norm, komi ya da bulaşıkçılık işini almak zorunda kaldı.
Dishwasher.
Bulaşıkçılık.
Now you've got me turning my books over to a dishwasher.
Şimdi de defterlerimi bulaşıkçıya vermemi istiyorsun.
- He's not a dishwasher. He's a friend.
- Bulaşıkçı değil, muhasebeci, ayrıca arkadaşımız da.
They'll move you up to dishwasher before you know it.
Bir de bakmışsın ki bulaşıkçılığa terfi etmişsin.
I'm just waiting till the dishwasher's full.
Bulaşık makinesinin dolmasını bekliyordum.
Joey, see if you can wedge some detergent into the dishwasher.
Joey bulaşık makinesine biraz deterjan doldur.
Maybe I should look for some food in the dishwasher.
Yemek için belki de bulaşık makinesine bakmalıyım.
We'll make it a dishwasher, right?
Bulaşık makinesi alalım, olur mu?
and don't touch the dishwasher.
Bulaşık makinesine de dokunmayın.
- Try the dishwasher.
- Bulaşık makinesine bak.
For the gentle lady who hates doing dishes. A dishwasher!
Bulaşık yıkamaktan nefret eden narin hanım için bulaşık makinesi!
Last night my father emptied the dishwasher naked!
Dün gece babam çıplak bir haldeyken bulaşık makinasını boşaltıyordu!
Here's the gas stove, the dishwasher, the microwave, the disposal.
Burada gaz fırını, bulaşık makinası, mikrodalga ve çöp öğütücü var.
I I Gas stove, microwave... disposal, dishwasher... two sinks, one toilet "?
Gaz ocağı, mikro dalga çöp öğütücü, bulaşık makinası iki lavabo, bir tuvalet.
- New paint, new cabinets, new floors a new microwave, new silent dishwasher...
- Yeni boya, yeni dolaplar, yeni döşeme yeni bir mikrodalga, yeni bulaşık makinası.
What do you think I got you the dishwasher for?
Bulaşık makinesini ne diye aldım sana?
It's the dishwasher.
Bulaşıkçı lazım.
My mom hired a new dishwasher.
Annem yeni bir bulaşıkçı tuttu.
Don't get any fingerprints on the door and put the glass in the dishwasher.
Kapıda parmak izi bırakma, bardağı da bulaşık makinesine koy.
Rinse your dishes before you put them in the dishwasher.
Tabakları bulasık makinesine koymadan sudan geçir.
But the best one was the dishwasher that turned into a Jacuzzi.
Ama en iyisi jakuziye dönüşen bulaşık makinesiydi.
- Want to load the dishwasher?
- HeyecanIa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]