Do i have a choice traducir turco
396 traducción paralela
Do I have a choice?
- Seçeneğim var mı?
Do I have a choice?
Başka seçeneğim var mı?
- Do I have a choice?
- Seçeneğim var mı?
- Do I have a choice?
- Ya gitmesem? - Olmaz.
Do I have a choice here, Jim?
Başka bir tercihim var mı, Jim?
well, yes, I do, but do I have a choice?
Aslında var, ama seçme şansım var mı?
- Do I have a choice?
Ben de kullanıyorum.
- Do I have a choice?
- Başka şansım var mı?
Do I have a choice?
- Seçme şansım var mı?
- Do I have a choice?
- Başka seçeneğim var mı?
DO I HAVE A CHOICE?
Başka seçeneğim var mı?
Can I come with you, boyfriend? Do I have a choice?
Ama ben onu hemen şimdi kullanacağım.
- Do I have a choice?
- Şansım var mı?
Do I have a choice?
Baska sansim var mi?
- Do I have a choice?
- Bir seçeneğim var mı?
- Do I have a choice?
- Başka bir şansım var mı?
Do I have a choice?
Seçme şansım var mı?
Do I have a choice?
Başka şansım var mı?
- Do I have a choice?
- Seçme şansım var mı?
Is that fair? Do I have a choice? No.
Seçeneğim var mı?
DO I HAVE A CHOICE?
- Başka şansım var mı?
Do I have a choice?
- Başka bir seçeneğim var mı? - Yok.
Do I mind? Do I have a choice?
Başka seçeneğim var mı?
Do I Have A Choice?
Size katılabilir miyim?
Do I have a choice?
Başka bir şansım var mı ki?
No, but do I have a choice?
Hayır, ama başka seçeneğim var mı?
- Do I have a choice?
- Başka bir seçeneğim var mı?
Their place, day after tomorrow. OK? Do I have a choice?
Bizimkiler 2 gün sonraya bizi davet ediyorlar, olur mu?
- Do I have a choice? - You're being sued.
- Başka seçeneğim var mı?
I do have a choice, Ben.
Seçeneğim var, Ben.
- I do have a choice.
- Elbette bir seçeneğim var.
- I don't have a choice, do I?
- Seçeneğim yok değil mi?
Well, I don't seem to have a choice anymore, do I?
Başka bir seçeneğim olduğunu sanmıyorum.
- Do I have a choice?
- Seçim şansım var mı?
And, Tom, if it were your intention to do anything to bring down David Brice then I'd have no choice but to make sure that you didn't get away with it.
Tom, David Brice'a zarar verecek bir şey yapmaya kalkışırsan sana engel olmaktan başka seçeneğim olmaz
Yeah, but I don't have much of a choice here, do I?
Evet, ama fazla şansım yok. Değil mi?
I do have a choice about my own kids.
Kendi çocuklarımla bir seçeneğim var.
No, I... I do have a choice.
Evet, var.
Chuck, I don't, I don't think you have a choice. Sure I do, and here it is :
Chuck, başka seçeneğin olduğunu sanmıyorum.
Do I have a choice? Well, lets see.
Pekala bir düşünelim, bunun yerine sinemaya gidebilirsin ya da patlamış mısır alıp güvercinleri besleyebilirsin.
Do I have a choice?
Başka bir şansım var mı?
Look, I know that this is a long shot, but what other choice do I have?
- Kimden? Kabilelerindeki diğer üyelerle eğlenmek için büyük paralar harcayan yüzeysel züppelerden.
I have no idea, but I don't have a choice, do I?
Bir fikrim yok, ama başka şansım da yok, değil mi?
What choice do I have as a man?
Bir erkek olarak başka seçeneğim var mı?
- Neither do I, but we don't have a choice.
— Ben de, Fakat başka şansımız yok.
I really don't have a choice in this, do I?
Ben... benim... Başka seçeneğim yok, değil mi?
Do I have a choice?
Sanırım başka seçeneğim yok.
Due to your dispatch of Heru-ur's mother ships, it appears I do not have a choice.
Heru-ur'un ana gemilerini yok etmenizden ötürü, görünüşe göre başka seçeneğim yok.
The junkyard dogs aren't much of a family, but what choice do I have?
Hurdalık köpekleri bir aile sayılmaz ama başka ne seçeneğim var?
Do I have a choice?
- Baska secenegim var mi?
I don't have a choice, do I?
- Seçme şansım yok değil mi?