Dogs traducir turco
13,370 traducción paralela
Well, the dogs may still come through.
- Köpekler hala bir şey bulabilir.
Oh, God, no, I hate dogs.
Tanrım! Olamaz! Köpeklerden nefret ederim.
Dogs.
Köpekler.
If any of my dogs escape, I'll hold you responsible.
Köpeklerimden biri kaçarsa sizi sorumlu tutarım.
- There you are. -'Manchester Piccadilly is your next stop.' DOGS BARK
Manchester Piccadilly sonraki durak.
"Nurse CHOl Ki-hoon is sexually intimate with dogs."
Hemşire Choi Ki Hoon köpeklere cinsel açıdan epey yakın.
What we have here are good dogs!
Burada efendi köpek olacaksınız!
No bandana-wearing, Frisbee-catching hippie dogs!
Bandana takan, frizbi yakalayan hippi köpeği olmak yok!
No parking lot, hind-leg dancing YouTube dogs!
Otoparkta arka bacak dansı yapan YouTube köpekliği yapmak da yok!
No crime solving, camera mugging Scooby Dooby dogs!
Sorun çözüp, kameraya şaklabanlık yapan Scooby Dooby'luk yapmak da yok!
Why are the dogs howling?
Köpekler niye uluyor?
You loved coffee. You loved music. You loved dogs.
Kahveye, müziğe, köpeklere bayılırdın.
And it won't seem like work because we'll have casual Friday, we'll have music, bring dogs.
Ama bunu bir iş gibi görme çünkü cumaları serbest kıyafetle çalışabileceğiz. Müzik dinleyip köpeklerimizi getirebileceğiz.
And, uh, we had dogs.
Köpeklerimiz vardı.
I played with dogs a lot.
Köpeklerle çok oynardım.
I hate when people name dogs after relatives.
Hayır. İlişkerinden sonra insanların isimlerini vermek istemiyorum.
They breed fighting dogs.
Dövüş köpeği yetiştiriyorlar.
The guards in this prison don't have any dogs.
Bu hapishanedeki nöbetçilerin hiç köpeği yok.
If the dogs won't fight, heat up the cage.
Köpekler dövüşmezse, kafesi ısıtırsın.
Dogs won't fight.
Köpekler dövüşmezse.
- Do you like dogs. Sofia?
- Köpekleri sever misin.
Sweetie, do you like dogs?
Köpekleri sever misin, tatlım?
You can't reason with vicious dogs.
Vahşi köpeklerle uzlaşmak mümkün değildir.
We don't know how they come and go - - whether they go through tunnels, or whether they turn into dogs and run out across the hills.
Nasıl gidip geldiklerini, tünellerden geçip geçmediklerini bilmiyoruz ya da köpeklere dönüşüp tepelerde koşup koşmadıklarını.
It was the pet-shop owner whose wife fed him to the dogs.
Pet-shop sahibinin karısını köpeklere yedirdiği dosyaydı o.
They searched the woods with cadaver dogs. They never found a body.
Eğitimli köpeklerle ormanı aradılar.
I, son. Two dogs.
Sadece ben ve iki köpek.
We can not have dogs here because they die.
Burada köpeğimiz olamaz çünkü ölüyorlar.
So you're gonna call off your dogs right now.
Adamlarını geri çevirme zamanı.
Why do you hate dogs all of a sudden?
Niye birdenbire köpeklerden nefret etmeye başladın?
Don't love dogs anyway.
Zaten köpekleri sevmem.
A couple of sightings around the Isle of Dogs one week before that - always on his own.
Köpek Adası civarında bir kaç görülme var bir hafta önce. Her zaman tek başına.
The Sliders - - they're just like the guard dogs, the firewall.
Süzülenler ise tıpkı birer bekçi köpeği gibiler. Güvenlik duvarı.
Cows and goats, cats and dogs.
İnekler, keçiler, kediler ve köpekler.
My dearest friend, a life snuffed... not in a fitting battle... but by the ambush of painted dogs.
En yakın arkadaşım canından oldu. Ama ona yaraşır bir savaş yerine yaban köpeklerinin tuzağı kurban gitti.
The daughter of a beloved Welsh lord, lying next to English war dogs.
Çok sevilen Galli Lordun kızı, İngiliz savaş köpekleriyle yatağa giriyor.
The dogs have been all through the building.
- Köpekler buradaydı.
Dogs! Families standing on rooftops... Crying'cause they ain't gots no home no more.
Köpekler, aileler çatılarda ağlıyorlardı... çünkü evlerini kaybetmişlerdi.
Look, when I met Ray, I was in the Corps, and at the time, he was pairing former bomb-sniffing dogs with disabled vets... giving them both...
Bak, Ray'le tanıştığımda ordudaydım ve o sırada, o eski bomba köpeklerini engelli veterinerlerle eşleştiriyordu iki tarafa da...
Every species on Earth... From domestic dogs and cats,
Dünya üzerindeki tüm türlere evcil köpek ve kedilerden tutun timsah ve zebralara kadar.
This country has gone to the dogs.
Bu şehir. köpeklerin eline düştü.
Nowadays even dogs and cows want to be an actors.
İti öküzü oyuncu oluyor bugünlerde.
Dogs and cows?
İt öküz mü?
We're talking dogs now, right?
Şu anda köpeklerden bahsediyoruz, değil mi?
But I have the dogs and they can't be left alone.
Ancak köpeklerim var ve yalnız kalamazlar.
- Yes. With dogs..
- Evet, köpeklerle.
These dogs are barking.
Havlayan köpek gibiler.
Now we're after three of the top dogs in the Sarkissian family.
Sarkissian ailesindeki üç üst düzey köpeğin peşindeyiz.
Plus, you know, stray dogs.
Ayrıca, biliyorsun, sokak köpekleri...
- You need to let me in because my posse is up to 27 reporters, a dozen bloggers, 40 relentless bearded men with cameras, and two dogs that are apparently world-famous on Instagram.
- Beni içeri almalısın. Çünkü peşimde yaklaşık 27 muhabir bir düzine blogger 40 acımasız ve sakallı adamla kameraları ve şu anda dünya çapında Instagram'da ünlü olmuş iki köpek var.
So many dogs.
Bu köpek de yetti artık.