Dollie traducir turco
64 traducción paralela
Yeah, Dollie Whithers.
- Evet, Dollie Whithers.
Dollie Whithers?
- Dollie Whithers mı?
Yeah, Dollie Whithers.
Evet, Dollie Whithers.
We investigate this Becker shooting and find the bullet was meant for Dollie cos her aunt's got insurance on her, and may have killed her husband's?
Becker cinayetini araştırıyorduk ki merminin hedefi meğerse Dollie'ymiş çünkü halası sigorta parası peşindeymiş ve muhtemelen kocalarını da aynı yolla yolcu etmiş.
Dollie Whithers.
Dollie Whithers.
My dollie!
Bebeğim!
You saved my dollie.
Oyuncağımı kurtardın.
Why don't we go grab a cup of coffee, and then I'll help you go look for your dollie.
Neden gidip bir fincan kahve kapmiyoruz, sonra sana oyuncak bebegi bulmanda yardimci olurum?
But we already know who Dolie'll marry.
Ama biz zaten Dollie'nin kiminle evleneceğini biliyoruz.
Thanks to what you made Dollie see, the town is more than halfway to seeing the Barkers as witches.
Dollie'ye gösterdiklerin sayesinde kasaba, Barkerları neredeyse cadı gibi görmeye başladı.
Dollie?
Dollie?
After the fight and what little Dollie saw, now this, they're calling them witches.
Kavga ve Dollie'nin gördükleri sonrası, şimdi de bu olay, onlara cadı diyorlar.
Dollie, what has happened?
- Dollie, ne oldu?
It's just me... Dollie.
Sadece benim Dollie.
Well, then, Dollie, my doll, you had best make sure they do not find him.
O zaman, Dollie, bebeğim... onu bulmamaları için elinden geleni yap.
Like some of us were, Dollie, dear.
Bazılarımız gibi, Dollie, canım.
Dollie, hurry up!
Dollie, acele et
Dollie!
Dollie!
Dollie, I've got means.
Dollie, param var.
Dollie...
Dollie...
Oh! Dollie!
Dollie!
You have my Dollie.
Dollie'imi mi aldın.
I will not leaving Dollie.
Dollie'yi bırakamam.
No, Dollie.
Hayır, Dollie.
No, Dollie!
Hayır, Dollie.
I'm gonna take us to our freedom now, Dollie!
Şimdi bizi özgürlüğümüze götüreceğim, Dollie!
I will not leaving Dollie on this vessel.
Dollie'yi bu gemide bırakmayacağım.
Must be the Indians, or the French... Or the witches... Or even my Dollie.
Kızılderili'ler olmalı ya da Fransız'lar Ya da cadılar Hatta benim Dollie'm.
Blame it on my Dollie.
Dollie'mi suçlayın.
Justice for Dollie.
Dollie için adalet.
What did my Dollie deserve?
Dollie'm neyi hak ediyordu?
Shall I tell you about Dollie?
Sana Dollie'den bahsedeyim mi?
She was my Dollie doll, to do with as I pleased.
İstediklerimi yapan Dollie oyuncağımdı o.
That ain't Dollie.
Dollie değil o.
Just like she killed my Dollie.
Dollie'mi öldürdüğü gibi.
So many innocents died... like Dollie... while real witches walked free and still do.
Esas cadılar, ellerini kollarını sallayarak dolaşmış ve dolaşıyorken, Dollie gibi birçok masumun kanına girildi.
Or Dollie?
Ya da Dollie'yi? Geri getireceğini sanmam.
Make sure there are no more Dollies.
Artık başka Dollie'ler olmamasını sağlarsın.
I told you to stop being so mean to Dollie.
Dollie'ye iyi davranmanı söylemiştim.
My little Dollie.
Küçük bebeğim.
Doesn't it sound like fun, Dollie?
Eğlenceli bir fikir değil mi bebeğim?
Isn't it a miracle, Dollie?
Bu bir mucize değil mi bebeğim?
Good morning, dear Dollie.
– Günaydın sevgili bebeğim.
Liar! Dollie, what... what...
– Bebeğim, ne oluyor...
Dollie.
Bebeğim..
I'm so sorry, Dollie.
Çok üzgünüm, bebeğim.
Marry me, Dollie.
Benimle evlen bebeğim.
He shut me out, Dollie.
Beni defetti bebeğim.
Why is Janie being so mean to Dollie?
Janie neden Dollie'ye kötü davranıyor?
Make us some tea, Dollie.
Bize biraz çay yap bebeğim.
Dollie.
Bebeğim...