English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Don't get in my way

Don't get in my way traducir turco

139 traducción paralela
You'll take it in the belly, if you don't get out of my way.
Eğer yolumdan çekilmezsen seni mıhlayacağım.
The way they don't do things! The way they'll write anything just to get it down on the sales sheet. And I'm the guy that has to sit here up to my neck in phony claims... so they won't throw more money out the window than they take in at the door.
Satış sayfasına geçirmek için herşeyi yazmaları ben de burada boğazıma kadar taleplerle kapıdan giren parayı pencereden kaybetmesinler diye yırtınayım.
Don't get in my way.
Yoluma çıkma.
And I'll say this too... your presence here - and please don't mind my saying so - might get in the way.
Bana göre de, burada bulunman, lütfen bana kırılma, işimizi zorlaştırabilir.
Don't get in my way.
Yoluma çıkmayasın.
There're lots of Chinese in Bangkok I can ask my way around Just lend me your car Be careful, and don't get in any fights
Bangkok'da bir çok çinli var zaten yolumu bir şekilde bulurum siz bana sadece arabanızı verin dikkat et çarpma ve kavgaya da bulaşma
As long as you don't plan to get in my way.
İşime burnunu sokmazsan eğer.
# But don't get in my way I'm a mean ol'lion #
Zalim bir aslanım. #
- I don't care who it is... as long as they don't get in my way.
- İşime karışmadıkları sürece kim oldukları o kadar da önemli değil.
And I don't need some penny ante Woodward and Bernstein to come along and get in the way of my men.
Woodward ve Bernstein'in adamlarımın görevlerini... baltalamaya çalıştığını bilmek için zar atmaya gerek yok.
As long as you don't get in the way of my boys.
Bizim çocukların çalışmasına köstek olmayın, yeter.
- Don't you get in my way.
- İşime karışmayın.
Maybe I should leave my house, so I don't get in the way?
İyisi mi evimi bırakıp gideyim de kimsenin yoluna çıkmayayım.
I have memories of my own, but they don't get in the way of my life.
Benim de bazı anılarım var, ama onlar hayatla arama girmiyor.
Don't you get in my way!
Yolumdan çekilin!
- I don't let anything get in my way.
- Beni hiçbir şey rahatsız etmez.
You realize, Dr. Angelo... that my intelligence has surpassed yours... and I can't allow your fear of what you don't understand... to get in the way of this work.
Anlıyorsunuz ki benim zekam... sizinkini aştı, Dr. Angelo. Anlamadığınız şeylerden duyduğunuz korkunun... bu çalışmayı engellemesine izin veremem.
I'm not feeling so terrific myself, but I don't let that get in the way of my work.
Ben de kendimi çok iyi hissetmiyorum ama işlerin bu şekilde devam etmesine izin veremem.
Just don't get in my way again, okay?
Sadece tekrar yoluma çıkma, tamam mı?
I don't ride them, but they do sometimes get in the way of my limousine.
Bindiğimden değil, ama bazen limuzinimin yoluna çıkıyorlar.
Don't get in my way.
Yolumdan çekil.
Don't mess with my stuff, don't get in my way and I'm sure we'll get along fine.
Eşyalarımı karıştırmayıp bana ayak bağı olmazsan... iyi anlaşacağımıza eminim.
But for now, don't get in my way.
Ama şimdilik, yoluma çıkma.
If you have to be there, please, just don't get in my way.
Eğer burada olmak zorundaysan, lütfen yolumun üzerinde olma.
Just don't get in my way.
Eğer katılmak istemiyorsan, sorun değil.
He said, "Come with me, but don't get in my way."
"Tamam ama yoluma çıkma." dedi.
I'm freakin'out because Ruby's acting all distant and disinterested... and I don't know if that's her reacting the way she should, because "Screw me" or if it's me overreacting... because I get the distinct impression that we are in a nosedive... and I have reason to believe that it's entirely my fault.
Ruby soğuk ve ilgisiz davranıyor diye kafayı yemek üzereyim ve davranması gerektiği gibi mi davranıyor, o zaman "Allah beni kahretsin" yoksa durumu abartıyor muyum bilemiyorum çünkü kafa üstü çakılmak üzere olduğumuzu hissediyorum ve bütün hatanın bende olduğuna inanıyorum.
Don't get in my way all the time.
Devamlı yoluma çıkmasan iyi olur.
But don't ever get in my way.
İstersen kendini kral ilan et, ama sakın benim yoluma çıkma.
So don't get in my way and don't cramp my style.
Bu yüzden yoluma çıkma ve tarzımı bozma.
Don't get in my way if you value your life, got it?
Şef Chu!
- Don't get in my way!
- Yoluma çıkma, Michelle!
That way my double sleeps through the night... they don't have this conversation, and they get in the box tomorrow as usual.
Bu şekilde, kopyam uyur bu konuşmayı yapmazlar ve yarın her zamanki gibi kutuya girerler.
Don't get in my way!
Bana engel olma!
Don't get in my way.
Yoluma çıkmayın.
So don't get in my way.
Asla yoluma çıkma.
You don't want to get in my way.
Yoluma çıkmak istemezsin.
You say, "I hope my foot doesn't get stuck in your ass." Or, "don't let my foot get stuck in your ass on the way out the door." Or the classic, "I'm gonna stick my foot in your ass."
"Umarım ayağım kıçında sıkışmaz" derdin, yada, "tam dışarıya çıkarken ayağını kıçımda sıkıştırmayım" derdin yada klasik olan, "Kıçını tekmeliycem" derdin.
Don't get in my way.
Önümde durma.
Don't get in my way.
O yüzden yoluma çıkma.
Because Mullins got in my way with Whitey, and I don't like it when people get in my way.
Mullins, Whitey konusunda yoluma çıktı da ondan. ve ben insanların yoluma çıkmalarına izin vermem.
When it's raining, Dean and I'm in the bedroom, and I want a cup of tea I have to put on rubber boots so my slippers don't get wet on the way to the kitchen.
Yağmur yağdığında, Dean ve ben yatak odasındaysam, ve canım çay isterse mutfağa giderken terliklerim ıslanmasın diye lastik bot giyiyorum.
Don't get in my way, you damned nun!
Yoluma çıkma, seni lanetli rahibe!
I don't like anything to get in the way of my creative juices.
Yaratıcı ezgilerimle arama hiçbirşeyin girmesini istemem.
She all right... long as she don't get in my way.
Sorun yok, tabi benim... yoluma çıkmadığı sürece.
Don't get in the way of my dream!
Defol git rüyamdan!
I don't know. It feels like someone or something is working very hard to get in my way. I just...
- Bilmiyorum.Sadece..
"don't get in my way" kind of thing. ( SINGING ) Listening to you
Dinleyince seni
I shall investigate as I wish in my own way. We'll only get into arguments if we don't.
Ancak yediliden biri olup olmadığı kesin değilse yine de tutuklayınca cinayetlerin durma şansı var.
I just hope my drug and sex addictions don't get in the way.
Umarım uyuşturucu ve seks bağımlılıklarım bana engel olmaz.
Of course, it's what's killing me, because actually, saul, it's good- - it's really good- - between us, and I don't want my nixing this deal to get in the way of this... thing we have.
Tabii ki, beni öldüren de bu zaten, çünkü aslında, Saul aramızdakiler gerçekten iyi. ... ve bu anlaşmayı reddetmemin aramızdaki şeyin yoluna çıkmasını istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]