Don't take my word for it traducir turco
116 traducción paralela
You don't have to take my word for it.
Bana inanmak zorunda değilsin.
Don't take my word for it.
Benim sözlerimi boş verin.
Why don't you come and see for yourself, if you won't take my word for it.
Eğer banim sözlerime inanmıyorsan, neden gelip kendim görmüyorsun.
I don't have my driver's license with me, but take my word for it.
Ehliyetim yanımda değil, ama sözüme güvenebilirsiniz.
All right, don't take my word for it.
Tamam, benim sözüme güvenme.
Don't take my word for it, ask anyone around.
Bana inanmıyorsanız istediğinize sorun.
Don't take my word for it.
Benim sözüme güvenme
Lieutenant, you don't have to take my word for it.
Teğmen, bana inanmayabilirsiniz.
Don't take my word for it.
Beni boş verin.
But, don't take my word for it!
Buyrun, efendim!
But don't take my word for it, there were a lot of witnesses there.
Fakat benim sözümü bırak, orada çok sayıda tanık bulunuyordu.
The cast in his eyes... the way he moves... but don't take my word for it.
Gözlerindeki şaşılık, hareket şekli, fakat yine de benim sözüme bakmayın.
But don't take my word for it.
Ama siz bana bakmayın. Başkan'a sorun.
You don't have to take my word for it.
Bana inanman gerekmiyor.
You don't have to take my word for it.
Bu konuda bana güvenmen şart değil.
Well, don't take my word for it.
Peki benim söylediklerimi boşver.
Don't take my word for it.
Ben söylediğim için değil...
Don't take my word for it. Do your own thinking.
"İktidar ölen bir krala sırtını döner."
Don't take my word for it. Ask him.
Dediklerime inanmıyorsan, ona sor.
But you don't have to take my word for it!
Ama benim anlatmama gerek yok!
Don't take my word for it, you can look it up in Newton.
Bana inanmıyorsan, Newton'a danışabilirsin.
Well hey, don't take my word for it.
İyi o halde. Git ve haritaya bak.
Don't just take my word for it, all right?
Benim verdiğim sözle yetinme, tamam mı?
Don't take my word for it. See for yourself, Kal-El.
Benim lafıma bakma, kendin gör Kal-El.
It's not that I don't appreciate your little pity party. but. really. take my word for it. I'm okay about Michael.
Benim için çalıştığınız felekten bu günü..... takdir ediyoru ve yine söylüyorum Michael'lı dert etmiyorum.
But, please, don't take my word for it.
Ama lütfen... bunun için benim sözüme inanmayın.
Don't take my word for it, go talk to them.
Bana inanmıyorsunuz gidip onlarla konuşun.
'Course, ah, you don't have to take my word for it you can judge for yourself
Tabi benim sözümü umursamayabilirsin... Bunu kendin de değerlendirebilirsin.
- Homer! - But don't take my word for it.
- Yalnızca bana güvenmeyin.
- It's wrong and you don't have to take my word for it.
- Bu doğru değil ve bunun için benim sözüme kulak asmanız gerekmiyor.
So you don't mind if we just come in, just to... I guess you'll have to take my word for it.
O zaman içeri girmemizden rahatsız olmazsın değil mi... Sanırım bunun için cesedimi çiğnemeniz lazım.
I don't want you to take my word for it.
Benim sözüme güven olmaz.
- Don't take my word for it.
- Dediğime inanma.
JOE. DON'T TAKE MY WORD FOR IT.
Beni izle.
Don't take my word for it, talk to the police.
Bana inanmıyorsanız polisle konuşun.
If you're not going to take my word for it, why don't you ask Martin?
Bana inanmıyorsan neden Martin'e sormuyorsun?
Don't take my word for it.
Tamam, bana inanma.
But don't take my word for it.
Sırf benim sözüme inanmayın.
But don't just take my word for it. Listen to these Globo gymers tell you how it is...
Ama sadece benim sözümle hareket etmeyin, bu Globo Gym'cileri de dinleyin...
Well, negative to both... but please don't take my word for it.
Şu düğün kaseti için gerçekten üzgünüm.
Don't take my word for it.
Sözümü dikkate almak zorunda değilsin.
Don't take my word for it.
Benim sözlerime bakma.
Anyway, Papi, don't just take my word for it.
Neyse, Papi, sen sadece sözüme güvenme.
You don't have to take my word for it.
Benim sözüme güvenmek zorunda değilsiniz.
But don't take my word for it.
Ama lafta kalmayalım.
Don't take my word for it.
Bunun için sözüme güvenme.
But don't just take my word for it.
Ama siz sadece benim sözlerime bakmayın.
But don't take my word for it.
Ama bu konuda bana kulak asmayın.
The first rule about counting my drinks is that you don't take my word for it because I lie.
İçkimin sayısını tutmanın ilk kuralı, benim lafımla hareket etmemektir. Çünkü yalan söylerim.
But don't take my word for it, take it out for a spin.
Ama sadece benim sözüme bakma. Sütyenle bir tur at.
Well, don't take my word for it.
Sadece benim sözüme güvenmeyin.