Don't worry about a thing traducir turco
370 traducción paralela
Now don't worry about a thing.
Hiçbir şey için endişelenme.
Don't you worry about a thing.
Kafanızı hiç bir şeye takmayın.
Don't worry about a thing.
Takma kafana hiçbir şeyi.
Don't worry about a thing. You're all right.
Merak etme bir şeyin yok.
- Don't worry about a thing.
- Hiçbir şeyi merak etme.
Well, don't you worry about a thing.
Hiç bir şey için endişe etme.
Now go to bed... and don't worry about a thing.
Şimdi yatağına git ve hiçbir şeyi dert etme.
Don't worry about a thing.
Hiçbirşeyi merak etme.
Don't worry about a thing.
Hiçbir şey için endişelenme.
Don't worry about a thing.
Hiçbir şeyi dert etme.
Have a good time, and don't worry about a thing.
İyi vakit geçirin ve hiçbir konuda endişelenmeyin.
- Don't worry about a thing.
- Hiç endişe etmeyin.
Just don't worry about a thing.
Hiçbir şeyi takma kafana.
Don't worry about a thing.
Hiçbir şeyi takma kafana.
Don't worry about a thing.
Takma kafana.
Sis, don't worry about a thing.
Takma kafana, kardeşim.
Pa, don't worry about a thing.
Takam kafana, baba!
Don't worry about a thing.
Hiçbir şey için edişelenme.
Dave, don't worry about a thing, I'll be right with you.
Dave, sen hiç merak etme. Birazdan yanına geleceğim.
I don't have a thing to worry about for the rest of my life.
Ömrümün geri kalanında dert edeceğim hiçbir şey yok.
Now, don't you worry about a thing.
- Tamam. Merak etme.
Don't worry about a thing, Judge.
- Belki bu konuyla sen ilgilenebilirsin.
You stop crying and don't worry about a thing.
Ağlama artık, hiç merak etme.
You just go right to sleep and don't worry about a thing... because tomorrow you'll be back with Uncle Walter.
Sen uyumana bak, hiçbir şey için endişelenme. Yarın Walter amcana döneceksin.
A note to Uncle Charles. " Dear Uncle Charles, Don't worry about a thing.
Bir not. "Sevgili Charles Amca, hiç merak etme."
I'm going to take you to your daddy now, so don't you worry about a thing.
Seni şimdi babana götüreceğim, o yüzden meraklanmana hiç gerek yok.
Don't worry about a thing, Mrs. Garrison.
Siz merak etmeyin Bayan Garrison.
Don't worry about a thing, Major. We'll try to take care of it.
Şey meselesini dert etmeyin binbaşı.
Miz Colbert, now don't you worry about a thing.
Bayan Colbert, hiçbir konuda endişeniz olmasın!
Don't worry about a thing. Come here.
Hiçbir şey için endişelenme.
But don't you worry about a thing.
Sen hiç merak etme.
Oh, bless you. And don't worry your handsome head about a thing.
Ah, tanrı sizden razı olsun, ve şimdi o güzel kafanızı yormayın.
Oh, now don't you worry about a thing, honey.
Oh, sakın canını sıkma, tatlım.
Miss Oyo-ne. Don't you worry about a thing. I'II bring him back safely.
- Bayan Oyo-ne, üzülmeyin, onu sağ salim getireceğim.
And don't worry about a thing.
Hiçbir şey için üzülme.
Don't worry about a thing, Jerry.
Hayır. Bir şeyden endişelenme, Jerry.
Don't worry about a thing.
Hiç merak etmeyin.
I'm telling you, don't worry about a thing.
Ne diyorum, sakın dert etme.
Don't worry about a thing.
Hiç endişe duyma.
Don't worry about a thing!
Sen hiç merak etme!
Don't worry about a thing, sweetheart.
Bir şey için endişelenme, tatlım.
Nothing. Don't worry about a thing.
Hiçbir şeye kafanı yorma sakın.
You don't have to worry about a thing.
Siz hiç merak etmeyin.
- Don't worry about a thing, man.
- Hiç merak etme dostum.
Don't worry about a thing.
şuraya girin.
Don't worry about a thing.
Birşeyden endişe etme.
"So now I want you to know that wherever you go, " Atlantic City or in the snow, don't worry about a thing.
" Bu yüzden bilmeni istiyorum ki nereye gidersen git Atlantic City'ye veya karların içine...
Don't worry about a thing, Aunt Rita.
Şeker de orada.
Vincent, don't worry about a thing.
Vincent, hiç endişen olmasın.
Now, don't worry about a blessed thing.
Şimdi kafana hiç bir şey takma.
Don't you worry about a thing.
Sen hiçbirşey için meraklanma.