Don't worry about the money traducir turco
90 traducción paralela
- Don't you worry about the money.
- Sen parayı dert etme.
Don't worry about the money.
Para konusunda endişelenme.
Don't worry about the money, Clint.
Parayı kafaya takma, Clint.
- Don't worry about the money.
- Parayı dert etmeyin.
You don't have to worry about the money.
Para konusunda endişelenmemelisin.
Don't worry about the money.
Sen kırmızıları al ben de mavileri.
- Don't worry about the money. - Orville and I are going halfsies on this.
Ve para için endişelenme çünkü bu işte Orville ve ben ortak olacağız.
Don't you worry about it - the law will get the money back. And you will get ropes around your necks.
Hiç endişeniz olmasın, kanun o parayı geri alacak ve sizin boyunlarınıza halatı geçirecek.
Don't you worry about the money.
Parayı dert etme.
Don't worry about the money.
Para için endişelenmeyin.
And they don't have to worry about the money, not until things look up.
İşler yoluna girinceye kadar parayı merak etmesinler.
And don't worry about the money.
Parayı dert etme.
- Don't worry about the money.
Parayı boş ver.
- Don't worry about the money.
- Para için endişelenme.
- Don't worry about the money!
- Sen parayı dert etme!
Don't worry about the money.
Parayı düşünme.
Don't worry about the money.
Parayı da düşünme, artık.
Don't worry about the money, what's done is done.
Ne yapalım?
- Don't worry about the money.
- Sen parayı dert etme.
Don't worry about the money.
Konu para değil.
DON'T WORRY ABOUT THE MONEY. THE MONEY'S NO PROBLEM.
Para sorun değil.
Ooh don't worry about the money.
Para için canını sıkma.
Don't worry about the money, I'll pay for everything but you can't, Vittorio, you can't leave me like this.
Parayı düşünme, herşeyi ödeyeceğim, Yapamazsın, Vittorio, beni böyle bırakamazsın
After you graduate from it, you become the elite and don't have to worry about the money anymore.
Oradan mezun olduktan sonra bir elit oluyorsun ve para için endişelenmene gerek yok.
And I paid Kirk out of my own money, by the way... so you don't have to worry about that.
Kirk'e de kendi paramdan ödeme yaptım. Bunun için endişelenmene gerek yok. - Bunun için endişelenmiyorum.
You don't have to worry about the money.
Para için endişe etmenize gerek yok.
That's all right, don't worry about the money.
Önemli değil.
Don't worry about the money.
- Nerede buluşacağız?
Don't worry about the money.
Sadece para işini kafana takma, tamam mı?
When your father died, Gordy took me to one side. He said : "Now, I don't want you to worry about money. Anything to do with the household, just put it in an envelope and send it to me."
Baban öldüğünde Gordy beni bir kenara çekip, "Para işini düşünme evle ilgili tüm faturaları bir zarfa koyup bana gönder," demişti.
How about I take the money, kill you... and don't worry about if there's any more?
Ya parayı alıp seni öldürsem ve başka var mıydı diye düşünmesem?
If you like the story, you don't need to worry about the money.
Hikayeyi seversen para sıkıntısı çekmezsin.
I'll get my own lawyer, he'll get me probation again and don't worry about the bail money, I'll pay you back.
Kendi avukatımı tutarım, o beni tahliye ettirir, ve kefalet parasını dert etmeyin, size geri öderim.
- Don't worry about the money.
Para... Parayı merak etme.
Don't worry about the money, Gillian.
Para konusunda endişelenme, Gillian.
I'm gonna pay you back all the money I owe you, don't worry about that.
Sana olan tüm borcumu ödeyeceğim, merak etme.
Just show us the money and don't worry about the rest.
Kabul ediyorum sen yeterki mangırı uçlan, gerisini merak etme.
Don't worry about the money. You got yourself a daddy.
Dert etme parayı bul kendine babayı.
Don't worry about the money, I was just testing you,
Para için endişelenme. Sadece seni deniyordum.
- No, don't worry about the money.
- Hayır, parayı merak etme.
Don't you worry about the money. The state pays my tab.
Para konusunda endişe etme.
Don't worry about the money, I'll open an account for you.
Para için endişelenme, ben senin için bir hesap açacağım.
Don't worry about the money, Mike.
Parayı dert etme Mike.
Don't worry about the money.
Sen para işini düşünme.
Oh, sweetie, don't worry about the money.
Tatlım, parayı dert etme.
Don't worry about the money for the fish.
Balık parası için endişelenme.
Don't worry about the money.
Parayı dert etme.
- Don't worry about the money.
- Para konusunda endişelenme.
Don't worry about the money.
Para için endişelenme.
There's nothing to worry about, as long as you don't get greedy and start spending the money anytime soon.
Endişelenecek bir şey yok. Aç gözlü olmadığınız ve parayı hemen harcamaya başlamadığınız takdirde tabii.
Don't worry about that, buddy. I'll send you money for the calls.
Onu kafana takma dostum, fatura için sana para gönderirim.