Done traducir turco
162,472 traducción paralela
We've done a lot of drugs, and we've had a lot of fun.
Epey uyuşturucu kullandık, epey de bir eğlendik.
I think we're done. I think we're done.
Sanırım sona erdi.
I think we're done. I think we ran out of juice.
Bitti sanırım, şaka kalmadı.
- We're done.
- Bitti artık.
When he was done beating us, he would quote Proverbs 13 : 24.
Bizi dövmesi bitince 13.24'deki atasözlerinden alıntı yapardı.
Just call me when you're done, all right?
Sadece işin bitince beni ara tamam mı?
I'm done here.
Burada işim bitti.
I shouldn't have done it.
Bunu yapmamalıydım.
He filled your mind with lies about me, about things that I've done.
Aklını benim yapmadığım şeylerle ilgili yalanlarla doldurdu.
If I had all the ingredients to break the protection spell, do you really think I wouldn't have done it already?
Eğer koruma büyüsünü bozmak için gereken bütün malzemeleri bulsaydım... sence bunu daha önce yapmaz mıydım?
If you can make the right choice after all the wrong you've done, then that means that there's hope our son will, too.
Yaptığın onca yanlıştan sonra... doğru kararı verebiliyorsan... oğlumuz için de umut var demektir.
And when I'm done with you, you'll have a whole new appreciation of what Storybrooke has to offer.
Seninle işim bittiğinde... Storybrooke'un vadettiği güzellikleri daha iyi takdir edeceksin.
It's done.
Bitti.
Okay, I'm done.
Tamam, hallettim. Siktir!
Maybe you're simply done.
Belki de işin bitmiştir.
done with me? I--I was helping you.
Sana yardım ediyordum.
We're done with the trim outside.
Dışarıdaki süsleme işi bitti.
Then my work here is done.
Buradaki işim bitti.
I am not done talking to you.
Seninle konuşmamı bitirmedim.
Anyway... there's no denying that the colonel has done a great many things for the landlocked nation of Guatemala.
Hiç şüphe yok ki albay, kara ile çevrili Guatemala'nın halkı için çok büyük şeyler yaptı.
I've had it done a couple times and reversed, so...
Bir kaç kez yaptırtıp eski hâline döndürttüm o yüzden...
I just wanted one more to remind me how gross cigarettes are, and then I am done.
Sadece ne kadar iğrenç olduğunu hatırlatması için yaktım, ötesi yok.
I'm done,'cause they're gross.
Ötesi yok çünkü bu iğrenç bir şey.
We're done.
- Evet.
I am done playing games with you people.
Artık sizinle oyun oynamayı bitirdim.
- I am done with him. - Okay.
Elimden geleni yaptım.
You like to play. - Wait, I'm not done,
Parkları seversin.
- I'm not done.
- Bekle daha bitirmedim.
I'll have my lawyers all over your ass, and by the time they're done with you, my name will be all over this club, while you're outside mowing the lawn, you animal!
Avukatlarımı üstüne salacağım ve seninle işleri bittiğinde, ismim bu kulübün her yerinde olacak. Sen de artık çimleri biçersin. Seni hayvan herif!
It is already done.
Karar çoktan verildi.
You would have done the same thing if that happened to you.
Senin başına gelse sen de aynı şeyi yapardın.
What have you done to me?
- Bana ne yaptın?
But what's done is done.
Ama olan oldu.
- do you trust thawne about this, after everything that he's done?
Yaptığı onca şeyden sonra bu konuda Thawne'a güveniyor musun?
- commander Heywood's done it.
Binbaşı Heywood başardı.
Oh. I have to say, well done.
Seni tebrik etmem gerek.
And you've done a bang-up job dealing with my... pest problem, though that term may be giving you vigilantes a little too much credit.
- Hedef konum Kaptan? - En yakın açık pencere. - Oldu mu?
Well done. The best one yet, in my humble opinion.
Bir sorum var.
It's the perfect amount of mayo / meat / bread ratio that really gives it... [pounds table] Focus! We need to figure out how we can rescue the rest of the team, and get the Spear back so we can undo everything the Legion has done.
Mızrak arzularımızı, zayıflıklarımızı nefretimizi ortaya çıkarıyor.
I'm done with those people.
Bir işin iyi olmasını istiyorsan kendin yapacaksın.
Well... [exhales] I guess we're done here.
Legion zaman çizgisindeki normal yerine kondu.
She came at me, now I'll come at her, and round and round we'll go in this cruel little game of wits.
Birbiri etrafımızda döne döne bu acımasız akıl oyunlarını oynayacağız.
Done.
- Tamamdır.
No, i'm done sitting down!
- Artık oturmayacağım!
- I'm done.
Tanrı bilir ne yapıyor.
Done.
- Anlaştık.
What have they done to you?
Sana ne yaptılar böyle?
Well done, ladies.
Masa lambası gibi duruyor.
They told me that I'd done it before, but I can't imagine it ever getting old.
Bu bizim için başından beri tek yönlü bir seyahatti.
They want to steal the Spear before the deed's done. I think you can see what I'm getting at, gentlemen.
Ben yapamam, sen kullan.
Well done, Leonard. You bastard.
Pekala, şu işi açıklığa kavuşturalım.