Douche bag traducir turco
546 traducción paralela
Heh-heh-he! Your father is a big douche bag yaw!
Çok hıyar herif bu senin baban yav.
Heh-heh-he! Man, how can you say my father is a douche bag!
- Ulan sen benim babama nasıl olurda hıyar dersin!
He is one of douche bag...
Hıyarın tekidir.
You're real douche bag Lütfü!
Ne kadar hıyarsın yani Lütfü.
Believe me, it seems that he's a little bit douche bag...
Valla, bana biraz hıyar gibi geliyor.
One-way douche bag hid it.
İçinde tek taraflı şırınga torbası gizli.
Douche bag.
Bok çuvalı.
- Fuck you, you douche bag.
- Siktir git, seni pislik.
Adios, douche bag.
Adios, duş çantası.
Great, douche bag.
Çok iyi, şapşal.
You sent the little douche bag to Rush Street!
O şapşalı Rush Caddesi'ne göndermek zorundaydın, değil mi!
Not even the stupid douche bag who's luring me under her rotten spell.
Aptal pisliğin cazibesiyle beni cezbetmesine de.
I thought I was looking at my mother's old douche bag, but that's in Ohio.
Annemin eski şırınga çantasına baktığımı düşünmüştüm, ama o Ohio'da.
Do you know what E means? It means empty, douche bag.
B "Boş" demek angut herif!
Harriet Rufus is a douche bag.
- Harriet Rufus salağın biri.
Taking down a douche bag who's trying to break the law.
Kanun kaçağını yakalamak için ödünç aldığımız para.
- Douche bag!
- Adi herif!
We're going in there now and anybody who doesn't act elegant is a douche bag.
Giriyoruz kibar davranmayan eşektir.
Now who's the dipshit you jock douche bag? Get him off me!
Şimdi pislik kimmiş... şeni gerizekalı herif?
What are you waiting for, douche bag, high tide?
Ne bekliyorsun, lavman seti mi yoksa met mi?
after the "Rubber Rose" douche bag.
Rubber Rose duş torbasından geliyor.
My own invention and, bless its little red bladder, is the most popular douche bag in the world.
Kendi icadım. Kırmızı bir torbası var ve dünyadaki en iyi duş torbası.
Douche Bag.
Aşağılık.
You knocked out another front tooth, you douche bag.
Ön dişlerimden birini daha kırdın şişko.
That's really nice of you, douche bag.
Senin için bu gerçekten çok iyi, aşağılık herif.
Sucking on that douche bag hose for 8 hours.
Sekiz saat o küçük boruyu emmek...
Thanks for a lovely evening, douche bag.
Harika gece için teşekkürler, serseri.
Look at all the detail in this douche bag on page 18.
18. sayfadaki çantanın detaylarına bak.
You put'em under a douche bag and the customs man won't touch it.
Gümrük memuru ona dokunmaz.
That's because you're a douche bag.
Çünkü gerzeğin tekisin.
Douche bag.
Bok torbası.
First of all of the 1975 Christmas show, A Douche Bag for Clara.
İlk olarak, 1975 yılbaşında "Clara İçin Bir Zırtapoz".
Douche bag.
Göt bezi.
I don't have time to shoot everybody, just because this white douche bag says we should.
Bu beyaz piç istiyor diye... önüme çıkan herkesi temizleyemem!
Can you believe this douche bag?
Bu salağa inanabiliyor musun?
- He's a douche bag.
- Serserinin teki.
Five hundred what, douche bag?
500 ne aptal herif?
In your dreams, douche bag.
Rüyanda görürsün bone kafa.
- I'd look like a douche bag.
- Salak gibi görünürdüm.
- Who's the douche bag?
- Enayi kim?
Scawldy, don't be a fucking douche bag, man.
Scawldy, kahrolası mal olma, adamım.
Is "douche bag" a curse?
"Yeni yetme" küfür mü?
How about, "John, you're a douche bag for kissing Barbara"?
Peki ya, "John sen daha Barbara'yı öpecek adam mısın? Yeni yetme seni."?
No douche-bag talk in my house.
Bu evde bok çuvalı demek yok.
Who was that douche bag?
- Kim o hıyar?
Fuck you, douche bag!
Siktir git, pislik!
With every heartbeat, his miserable fuckin'douche-bag life insults me.
Bu acınası gerizekalı serserinin kalbinin her atışı beni gerçekten aşağılıyor.
- Hey, douche bag!
- Hey, pislik torbası.
He's a douche-bag, gutter-slime'dog-crap puke-chunks.
Dallamanın önde gideni, köpek bokundan başka bir şey değil.
Douche-bag kangaroo.
Şişirme kanguru.
I don't fight fair. The judge is calling us, douche bag!
Yargıç bizi çağırıyor, sersem kafa!