Dramatic traducir turco
3,190 traducción paralela
You could've a little bit less dramatic though...
Yine de olayı daha az dramatize edebilirdin.
It's more dramatic.
Böylesi daha dramatik.
It's nothing near as dramatic as hitting those buffers in Hastings.
Tabiki bu yüzden sona doğru ilerliyor
Rose and several other high-ranking officers and members of court were arrested late last Tuesday after a dramatic showdown on Constitution Hill.
Ross'la beraber bir çok yüksek rütbeli polis memuru ve bazı mahkeme üyeleri geçtiğimiz Salı günü adliyede meydana gelen dramatik hesaplaşmadan sonra tutuklandılar.
So dramatic.
Çok duygusal bir an.
You're just being dramatic.
Hayır, abartma Brink.
Honey, this is all very dramatic.
Tatlım, çok etkileyiciydi.
When all other attempts fail, a dramatic provocation can get an otherwise completely passive fish to bite.
Diğer tüm denemeler başarısızlıkla sonuçlandığında etkileyici bir kışkırtma, pasif olan balığı oltaya getirebilir.
It was about this time that a dramatic change happened inside of me.
Tam o sıralarda, içimde dramatik bir değişiklik oldu.
So, the long, gruelling and incredibly dramatic season comes down to this final race in Japan in the shadow of Mount Fuji.
Uzun ve yorucu gecen etkileyici bir sezonu noktalamak icin Fuji daginin golgesinde,... Japonya'da bulusuyoruz.
What a dramatic scene, Linda.
Ne kadar dramatik bir sahne, Linda.
I'd better test it with a dramatic...
Test etmek için bana gereken şey dramatik bir...
But... have you forgotten my mastery of the dramatic...
Ama unuttunuz mu yoksa benim muhteşem dramatik...
Well, just do a dramatic pause.
Dramatik bir duraklama yap.
Better yet, I'll whip their emotions into a frenzy by taking a dramatic...
Bence daha iyisi o duyguları bir çırpıda atıp yapılacak şey dramatik bir...
It was kind of a dramatic stunt to pull on a woman who's already in a great deal of emotional pain.
Zaten büyük bir duygusal çöküntü yaşayan bir kadını paylaşmak büyük bir hüner gösterisiydi
Dramatic Writing.
Drama yazarlığı.
He's a former student, and a graduate of the Dramatic Writing Program at NYU.
Eski bir öğrencim. NYU'nun drama yazarlığı bölümünden mezun.
I told Dax, your shit-faced video could have been so much more successful if it was more dramatic instead of just playing pathetic.
Dax'a söylemiştim, senin o bok suratlı videon bu derecede dokunaklı olmak yerine biraz daha dramatik olsaydı çok daha başarılı olabilirdi.
- That's why I love my wife, she used to write romance novels, but she's really the most dramatic person on the face of the earth.
Karımı bu yüzden seviyorum. Eskiden aşk romanları yazardı ama dünya üzerindeki en dramatik insandır.
And the manner of his death, so violent and dramatic.
Ve ölüm şekli de, çok dehşet verici ve acıklı.
I condense for the dramatic purposes.
Dramatik amaçlarla özetledim.
And so Kruse has been chosen again as party leader after a dramatic struggle.
Böylece Jacob Kruse yeniden Orta Yol'un başkanı oldu. Oldukça dramatik bir çekişme olduğunu söylemeliyim.
Goodness me, what a dramatic turn of events here.
Aman Tanrım Ne dramatik bir olay
- will be significant and dramatic.
-... inanılmaz derecede büyük olur.
You're being a little dramatic, I think.
Biraz abartıyorsun bence.
Although it's not as dramatic as it sounds.
Ama sandığın kadar dramatik değil.
He forgot his lines to the extent that no actor has ever forgotten their lines before in the annals of dramatic art.
Öyle çok unuttu ki... drama sanatları tarihinde daha önce hiçbir aktör repliğini unutmamış sayılır.
Less dramatic.
Daha az dramatik.
And then I go over to her place and she's all dramatic and says
Sonra onun evine gittim, dramatik bir şekilde konuşuyordu..
Moving to Chicago is pretty fucking dramatic for me.
Şikago'ya taşınmak benim için oldukça dramatik bir şey.
India has won in dramatic style.
Hindistan dramatik bir şekilde kazandı.
He's taken this beautiful, dramatic gem and turned it into Spamalot.
Bu şahane, dramatik inciyi Spamalot'a çevirdi.
Yeah, hearing what you said about being scared, no inhibitions, no barriers, no, you know, spin... I knew that's the kind of dramatic actor I want to be.
Evet, korkmak, ket vurmamak, sınırlardan arınmak numara yapmamak hakkında söylediklerini duyunca bu tarz bir drama aktörü olmak istediğimi anladım.
Don't be so fucking dramatic.
Bu kadar dramatik olma.
She's just dramatic.
Huyu böyle.
Will you stop being so dramatic?
Bu kadar dramatik olmayı keser misin?
Well, I may have thrown in an extra typhoon or two for dramatic effect, but... quit arguing and bring that lantern over here.
Dramatik efekt olması için ekstradan bir iki tayfun fazladan söylemiş olabilirim. Tartışmayı kesin ve ışığı buraya getirin.
Do you have to be so dramatic all the time?
Her zaman bu kadar dramatik olmak zorunda mısın?
Stop being so bloody dramatic!
Demogoji yapmayı keser misin lütfen!
Don't be so dramatic, please.
Bu kadar dramatik olma, lütfen.
Oh, my God, you're so dramatic.
Tanrım, çok dramatiksin.
- It'll be more dramatic. - No, no, no, give it to me!
- Böyle daha dramatik olur.
Mm. Well, that's dramatic.
Çok üzücü.
And the stage is set for the most dramatic and resonant crime in American history.
Amerikan tarihinin en dramatik ve en çok yankı yapan suçu için artık sahne hazır.
She tends to be quite dramatic.
O, dramatik olmaya oldukça eğilimlidir.
Isn't that a bit dramatic?
Bu biraz dramatik değil mi?
Don't be so dramatic.
Bu kadar dramatik olma.
Aren't you being a little dramatic?
Biraz fazla dramatik olmadı mı?
- Don't be so dramatic.
Ulu Tanrım.
- We're getting way too dramatic.
- Ama bu farklı.