Drank traducir turco
4,329 traducción paralela
I think it's awesome, but full disclosure, I just drank ayahuasca.
Bence müthiş ve de aydınlanma dolu, az önce ayahuasca * içtim.
The vampire blood he drank will wear off.
İçtiği vampir kanının etkisi geçecek.
Only to see you drank the last of the milk.
Sonra da senin, sütün geri kalanını içtiğini görüyorum.
I just drank a few tiny sips of this Gong Tau potion.
Bu gong tau iksirinden bi kaç yudum aldım.
I drank too much. I made a fool of myself.
Çok içtim, aptallık ettim.
Shit. Fe, Cosima drank the purple Kool Aid.
Fe, Cosima bu adama körü körüne inanıyor.
No way, I drank way too much last night.
Olmaz, dün gece çok içtim zaten.
I drank antifreeze and didn't die on account of me being magical and all.
Antifriz içtim ve büyülü bir yaratık olmam sebebiyle ölmedim.
He once drank a whole pan of hot dog water thinking it was soup.
Bir keresinde çorba olduğunu sanıp hot dog sosunun tamamını içmişti.
She's a little embarrassed, but she drank furniture polish.
Bunu söylemekten utanıyor ama,... bir miktar mobilya cilası içmiş.
Well if you mean my grandfather's Glengoolie Blue, you drank it and then puked it into my trash can!
Eğer büyük babamın Glengoolie mavisini kastediyorsan Onu içtin ve çöp kovama kustun!
He said in agony because the unlicensed vet drank all his tequila.
Acısından öyle söyledi çünkü ruhsatsız veteriner tüm tekilasını içmişti.
Phew! Heh. For a second there, I thought I drank too much.
Bir an çok fazla içtim sandım.
Or... maybe he just drank too much tonight.
Ya da belki bu akşam içkiyi fazla kaçırmıştır.
This is all happening'cause you drank the fucking Lilith blood.
Tüm bunlar koduğum Lilith'in kanını içtin diye oluyor.
I drank way too much and stayed over at Cathy's.
Çok içmiştim ve geceyi Cathy'de geçirdim.
He's got it. I only drank like that last night... because I - I was trying to be more fun.
Daha eğlenceli olmaya çalıştığım için dün akşam o kadar içtim.
So I drank bad champagne with a few of them.
Madem öyle, bazılarıyla beraber tatsız şampanya içmişimdir, değil mi?
Drank coffee from sunup to sundown.
Güneşin doğuşundan batışına kadar kahve içerdi.
But I gambled.. And I drank... and I begged and I hoped... and I cowered.
Ama ben kumar oynadım ve içki içtim ve hep yalvardım ve umut ettim ve hep korkup geri çekildim.
My family just yelled at each other when they drank and then pretended like nothing happened.
Ailem içtiklerinde birbirlerine bağırır, hiçbir şey olmamış gibi davranırlardı.
But I'll take home an expensive bottle of red to make up for what I would have drank.
Ama kırmızı şarap alıp içtiğim şeyi düşünebilirim.
When I drank beer in high school, where would I leave the bottles?
Lisede bira içerken şişeleri nereye atardım?
So, he drank alone.
Tek başına içmiş.
You would be, too, if you drank for free.
Bedavaya içseydiniz siz de her akşam burada olurdunuz.
I think he probably drank tea.
Bence çay içmiştir.
You drank four faeries.
Dört perinin kanını içtin.
I drank her blood and now I have her memories.
Kanını içtim ve anılarına sahip oldum.
What we ate, what we drank, who was here.
Ne yediğimiz, ne içtiğimiz, kimin geldiği.
Because you drank the least. It's been over an hour and you didn't even finish one glass.
Çünkü en az sen içtin. 1 saati geçti ama daha 1 bardağı bitiremedin.
He was a monk, they said, though he drank and whored like a man running from God, not the reverse.
O keşişmiş. Öyle söylerlerdi. Çokça içer, orada burada kalırmış.
He drank his fill ten minutes ago.
Kendi doyumluğunu on dakika önce içti.
Calabar extract for anyone who drank.
İçmiş olan herkese bu kalabar özünü verin.
She drank Oleg's water bed.
Oleg'in yatağının suyundan içti.
- In 30 minutes? First time in history anyone's ever drank two beers in 1 / 2 an hour?
Yarım saatte 2 bira içmek tarihte bir ilk mi?
Funny, you never used to count when you drank.
Komik. Sen içerken hiç saymazdın.
♪ I already drank that cup ♪
# O bardağı çoktan bitirdim #
But even if I he drank too much and blacked out, he's still responsible.
- Ama ben okadar çok içseydim ve sızsaydım, sorumlu olurdum.
I already drank 4 cups, Cheong Jo.
Zaten 4 kadeh içtim Cheong Jo.
He drank almost all five cups of Chihon wine.
Chihon şarabından 5 kadeh içti.
You drank the blood.
Kanı içtin.
He drank my blood.
Kanımı içti.
I even drank a Vodka Ensure with him.
Hatta onunla "Vodka Ensure" bile içtim.
You drank? Didn't you?
Alkollüsünüz, değil mi?
Whatever skills you had as an engineer you drank away years ago.
Senin mühendislik yeteneklerin yıllar önce uçup gitti.
Uh, POTUS knows how this is all going to end, so he drank the poisoned Kool-Aid from my very big, blue mug.
Başkan, bütün bunların nasıl sona ereceğini biliyor. Sonunda benim büyük mavi bardağımdan zehrimi içerek yola geldi.
I-I just drank it all. It's okay.
Ama hepsini içtim.
Is this the first time you drank this stuff?
İlk kez mi içiyor sanki?
You drank it.
İçtiniz.
This one bloke drank two bottles and was on the bog for a week.
Herifin teki iki şişe içmiş ve bir hafta tuvaletten çıkamamış.
I drank too fast.
- Çok hızlı içtim.