English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Drilling

Drilling traducir turco

901 traducción paralela
We don't want them drilling our car.
Arabayı deldirecek.
I was just thinking, Charters. In the last war, the army took over Lord's Cricket Ground for drilling troops on.
Düşünüyorum da Charters son savaşta, ordu asker talimi için Lord Kriket Sahası'nı kapatmıştı.
Any of you men have any experience drilling?
Talim ile deneyimi olan var mı?
I thought you said you had some experience in drilling.
Talimde deneyimin var sanıyordum.
He's right down there with those drilling crews.
Hep sondajların yanında.
Men drilling by night, underground meeting places, pagan rituals.
Gece eğitilen adamlar, gizlice yapılan toplantılar, ateist söylemler.
You have just heard the voice of Sam Smollett... the man who is in charge of the drilling job.
Az önce duyduğunuz sondaj çalışmasının başındaki adam, Sam Smollett'in sesiydi.
Like those guys drilling'for me.
Benim için sondaj yapan şu adamlar mesela.
If you are a boy, why aren't you drilling?
Erkeksen neden eğitimde değilsin?
They had me down at the station over 100 times, drilling me day and night.
Karakoldayken bana gece gündüz talim yaptırmışlardı.
We've been drilling for a bow shot all the time.
Bütün bu zamanlar boyunca yapılan tatbikatlar burun atışı içindi.
When the dentist is drilling your tooth, what do you think about?
Dişçi sana dolgu yaparken sen ne düşünürsün?
Like the Trayner Drilling account.
Trayner Sondaj'daki iş gibi.
You know, we put him on that Trayner Drilling account.
Biliyorsun Trayner Sondaj'ın işine vermiştik.
- You're off the Trayner Drilling account?
- Trayner Sondaj işini bıraktın mı?
Drilling should take two hours.
Delme işi iki saatini alır.
That's four hours for the drilling alone.
Bu da delme işi için dört saat harcayacaksın anlamına geliyor.
on my comrades drilling as soldiers, I write your name.
manevra yoldaşlarıma senin ismini yazıyorum,
" I'd be equally as willing For a dentist to be drilling
" Bense giderim dişçiye seve seve Dişlerimi deldirmeye
Drilling is what she needs.
Sürekli egzersiz yapacak.
Because they're drilling, that's why.
Onlar çıktığı için.
Well, yes. I mean drilling. Oil.
Şu petrol sondajcılardan değil misin?
They ain't gonna let no headcase run a drilling operation.
Eminim onlar bana sinir bozucu adam diyordur
Suddenly, he's drilling for hour after hour in the blazing sunshine.
Aniden yakıcı güneşin altında, saatler boyu egzersize çıkıyor.
Drilling.
Talim yapıyoruz.
The bridal party's drilling on the cobblestones.
- Gelin alayı yoldan geçiyor.
- Drilling, sir.
- Talime efendim.
- Drilling?
- Talime mi?
- Drilling the girls at the Red Queen.
- Kırmızı Kraliçe'deki kızlarla.
How can you make money by drilling a hole in the floor?
Yere delik açarak nasıl para kazanacaksın?
Now let's see something decent and military : some precision drilling.
Şimdi biraz uygun ve askeri bir şeyler görelim : Askeri talim.
But I've been drilling for three months.
Ama üç aydır çalışıyorum.
It's only fair to say that AGIP drills into the ground... were drilling into the budget
Şunu söyleyebilirim ki... AGIP her yerde arama yapıyor. Bir taraftan bütçede de tabii.
You know that the funny thing is that I wake up trembling in fear at night with this drilling pain.
İşin komik tarafı sondaj sancısıyla geceleri korkudan titreyerek uyanıyorum.
I like the terrible noise you hear at night... and all these terrible drilling sounds.
Geceleri duyduğun o sinir sesleri severim ben bütün o matkap seslerini falan.
While you're here, drilling in Halifax... your double is off in Paris... marrying Victor Hugo's daughter.
Sen burada, Halifax'ta talim ederken öteki çiftin uzaklarda, Paris'te Victor Hugo'nun kızıyla evleniyor.
You both want Uncle Sam to give you drilling permits.
İkiniz de Sam Amca'dan kuyu açma izni istiyorsunuz.
You can hardly hear the drilling out here.
Buraya matkabın sesi gelmiyor bile.
Outside the hospital, they were drilling and hammering.
Hastane dışında inşaat çalışması vardı.
We start drilling, understand?
Bugünün özel bir anlamı var.
Next, they'll be drilling right in the cemetery!
Bir dahaki sefere, tam da mezarlıkta kazacaklarmış!
After the war we worked together drilling in Tataria...
Savaştan sonra beraber Tataristan'da çalıştık...
Don't you know how some egghead in Moscow sticks his finger on the map, and we go there and start drilling.
Bilmiyor musun Moskova'daki bazı entellerin haritaya parmaklarını nasıl bastığını, ve bizim de oraya gidip kazdığımızı?
It's a derrick drilling.
Sondajla petrol arama böyledir.
- You mean the drilling?
- Kazıyı mı kastediyorsun?
But only if we entrust the drilling to people who know Siberia.
Yalnız, delme işini Sibirya'yı tanıyan insanlara emanet edersek.
- You not drilling at the Devil's Mane?
- Şeytan'ın Yelesi'nde kazı yapmayacak mıydın?
First, the orphanage, then the war, then this drilling for oil.
Önce, yetiştirme yurdu, sonra savaş sonra da bu petrol çıkarma işi.
- Off shore drilling equipment.
- Açık deniz kazı ekipmanları.
He's foreman, heading up... the new drilling.
İşçiler matkapla yeni bir çalışma yapıyor.
It was here they made the first drilling...
İlk kazıyı yaptıkları yer buradaydı...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]