Dump traducir turco
7,617 traducción paralela
I can't dump everything and go party with my kid.
Her şeyi bir kenara atıp çocuğumla partilere gidemem.
You dump me here like goddamn trash!
Beni buraya bir çöp gibi attın!
- That's us. So we need to dump the car and hole up somewhere.
Arabadan kurtulup bir yerde saklanmalıyız.
The nearest road around here's about two miles, so this is definitely not a drag and dump situation.
En yakın yol üç km uzakta. Bu, sürükleyerek atılmış bir ceset değil.
There should be one northeast of where the dump site was.
Cesedin atıldığı yerin kuzeydoğusunda bir tane olmalı.
Then he would dump'em and go on to the next one.
Sonra da kızı terk edip bir sonrakine geçiyor.
It appears to be a body dump. In addition to predation, there's extensive fracturing on the bone.
Hayvanların yemesinden hariç, kemiklerde ciddi kırıklar var.
That injury was not caused by trauma during the body dump.
Bu yara, ceset atıldığı sırada olmamış.
You know, I'm sorry. I don't mean to dump this on you.
Özür dilerim, bunu sana yüklemek istemezdim...
He moved into some dump at the corner of Halsted and 19th.
19.Halsted'ın köşesinde bir çöplüğe taşındı.
This is a body dump, Dr. Saroyan.
- Bu bir ceset atma, Dr. Saroyan.
The location of the dump was methodical.
Atılma yeri yöntemseldi.
You don't have to dump...
Yere dökmene gerek yoktu.
So you can dump a deadly flu virus into the drinking water?
Ölümcül bir virüsü içme suyuna karıştırabilesin diye mi?
You can dump it out.
Her neyse dök gitsin.
Whatever shit you're about to dump on my head, you can save it, okay?
Kafama ne bok dökeceksen defol.
But I also love the 15 strangers who might buy this dump.
Ama aynı zamanda bu çöplüğü alabilecek 15 yabancıyı da seviyorum.
It's like a burning tire dump right in my nose!
Kokusu, lastik çöplüğünde yanan lastiklerin kokusu gibi geliyor.
Hey, "Night Moves"! At least there's one cool person in this dump.
"Night Moves!" En azından bu çöplükte havalı birisi varmış.
Harry Crane took a huge dump, and we got flushed down the toilet.
Harry Crane koca dışkısını yaptı, ve sifonunu da biz çekiyoruz.
What if whoever the source goes to next just makes a 27,000-page document dump?
Kaynağın gideceği diğer kişi 27,000 sayfalık belgeleri atarsa ne olacak?
-... to dump us.
- Atmaları çok daha mantıklı olurdu.
I'll just dump it on Gwyneth Paltrow's blog.
Gwyneth Paltrow'un blog'una bırakırım.
That's what put me in this dump!
Beni bu çöplüğe koyan da bu zaten!
We need a man around this dump.
Bu çöplükte adam gibi adama ihtiyacımız var.
We can shred some of her clothes, dump them in the bog.
Kıyafetlerini yırtıp bataklığa atabiliriz.
What a dump!
Çöplüğe bak be!
You ain't gonna try to play me and take my money and end up under the bridge drunk somewhere, are you? Oh, Vic. I might be a man who takes a dump in a semi-public place every now and then, but I'm a man of my word.
Belki ben sokaklarda dolaşan bir serseri olabilirim... ama sözümü her zaman tutarım.
You people have perfectly good brains capable of storing your own information, and instead, you dump it all into mine and it fills and it fills and it crowds out all my thoughts and that's how I end up losing my car.
Sizin de kendi bilgilerinizi depolayabilen beyinleriniz var. Bunun yerine her şeyi benimkine dolduruyorsunuz ve doldurduklarınız kendi düşüncelerimi dışarıya itiyor ve bu yüzden sonunda arabamı unutuyorum.
Let's just close the lid and let'em take her to the dump.
Kapağı kapatalım ve onu çöpe atalım.
I'm going to take a dump.
Ben tuvalete gidiyorum.
I need to know where they dump the bodies.
Cesetleri nereye koyduklarını öğrenmem lazım.
E.R. was only too happy to sew her up and dump little Bug in my car.
Acil servistekiler yaralarını dikip benim arabaya atıverdi.
So you brought me to this dump.
Sen de beni bu çöplüğe getirdin.
This dump is my house.
Bu çöplük benim evim.
I did dump a body in the Boston Harbor once.
Bir keresinde Boston Limanına ceset atmıştım.
But if you touch one of my girls in a way they don't like, I will take you out to sea and dump you.
Ama çalışan kızlarımın birisine hoşlanmadığı şekilde dokunan olursa eğer, onu bir çöp gibi denize atarım.
Just because he's brought me somewhere cool, I shouldn't dump him?
Beni harika bir yere getirdi diye onu terk etmemeli miyim?
Well, one, you can't dump him because he's not your boyfriend and two, dumping him sounds a little scorched-earth.
Birincisi, onu terk edemezsin çünkü sevgilin değil. İkincisi onu "terk etmek" biraz abartı olmuş.
Oh. The only reason I'm still shacked up in this dump motel with you is for your freaky witch encyclopedia brain.
Seninle bu leş motel odasında bulunmamın tek sebebi cadı ansiklopedisi gibi bir beyninin olması.
When i'm old and wrinkly, You can dump me back into my old body.
Yaşlanıp kırıştığım zaman eski bedenime geçirirsiniz.
Well, the Huntington apartment was a dump.
Huntington'daki daire çöplük gibiydi.
Any time a big monster rampages in a city like new york or tokyo, They catch it and dump it here.
Ne zaman Tokyo veya New York'a büyük bir canavar saldırsa onu yakalayıp buraya atarlar.
Penny told me I could still get paid if I would dump the body where it could be found.
bana cesedi evden çıkarıp başka bir yere bırakırsam hala ödeme yapabileceğini söyledi.
Suggest your men dump the armor.
Adamlarına zırhlarını çıkarmalarını söyle.
Get the intel we need, then dump'em.
Gereken bilgileri alırız ve sonra onlardan kurtuluruz.
- How long does it take to dump bodies?
- Cesetleri atmak ne kadar sürebilir?
A butterfly takes a dump in Milwaukee. We lose control of Juárez.
Ufacık bir sorunu büyütürsek Juarez'in kontrolünü kaybederiz.
You would leave me out of the conversation with the next guy if you dump Leonard?
Leonard'ı terk etseydin sonraki sevgiline benden bahsetmez miydin?
I don't want to dump all this on you.
Bunları anlatarak senin üstüne yıkmak istemem.
And then dump him would be cruel. I-I thought that you liked lieutenant cavanaugh?
Yüzbaşı Cavanaugh'tan hoşlandığını sanıyordum?