Dunbar traducir turco
543 traducción paralela
Yaman Dunbar.
Yaman Dündar.
Mr. Parker, Mr. Dunbar, I want you to meet the greatest dance team in show business :
Bay Parker, Bay Dunbar sizi şov işindeki en büyük ekiple tanıştırmak istiyorum :
This is Lieutenant Dunbar and this is Sergeant Bagradian.
Misafirlerimizle tanışın. Bu Teğmen Dunbar ve bu da Çavuş Bagradian.
Just so I can get some sleep. - Lieutenant Dunbar?
Uyuyabildiğim sürece farketmez.
James Schuyler Dunbar from Boston?
- Efendim? Boston'dan James Schuyler Dunbar olabilir mi?
James Dunbar?
Teğmen...
Lieutenant Dunbar, I came to apologise for the accommodations.
Teğmen Dunbar, buraya, yerleşim koşulları yüzünden özür dilemeye geldim.
Dunbar's being crucified and he's trading again.
Dunbar çarmıha gerildi, hâlâ iş yapıyor.
A man was removed from this barracks last night.
Dün akşam bu koğuştan birisi çıkarıldı. Teğmen Dunbar.
I want to talk about Lieutenant Dunbar.
Teğmen Dunbar hakkında konuşmak istiyorum.
- Is this Lieutenant Dunbar? - It is.
- Teğmen Dunbar bu bey mi?
Any news on Dunbar?
Dunbar'dan ne haber?
Why don't we get news about Dunbar?
Neden Dunbar'dan haber alamıyoruz?
The SS men are here for Dunbar.
SS subayları Dunbar için buradalar.
You think you can snatch Dunbar from the SS?
Dunbar'ı SS'in elinden kurtarmayı mı düşünüyorsun?
It may be crazy, but it's better than having Dunbar dead.
Çılgın olabilir ama Dunbar'ın ölmesinden iyidir.
Nobody except Hoffy knew where Dunbar was hidden. And he wouldn't tell us.
Hoffy dışında hiç kimse Dunbar'ın nerede saklandığını bilmiyordu.
The Krauts searched under the barracks, on the roofs, even the Kommandant's bathroom, but no Dunbar.
Almanların tüm koğuşları, tavanarasını bile aradılar. Hatta Kumandanın banyosuna bile baktılar.
If Dunbar didn't come out by next morning, he'd tear down the whole compound, stick by stick.
Dunbar ertesi sabah ortaya çıkmadığı taktirde tüm koğuşu yıkacağını söyledi.
But Dunbar was there all right.
Ama Dunbar hâlâ oradaydı.
One of us will take Dunbar out of the camp tonight.
İçimizden birisi Dunbar'ı bu gece kamptan çıkaracak.
Two packs of cigarettes say Dunbar never gets out of the compound.
İki paket sigarasına bahse girerim ki Dunbar buradan çıkamayacak.
Would you rather see Dunbar lying in the mud like Manfredi and Jonson?
Dunbar'ı da Manfred'i ve Jonson gibi çamurda yatarken mi görmek isterdiniz?
Are we going to listen to him until the Germans find out where Dunbar is?
Almanlar Dunbar'ın nerede olduğunu bulana kadar bu herifi mi dinleyeceğiz?
They know where Dunbar is.
Dunbar'ın nerede olduğunu zaten biliyorlar.
To the Kommandant's office and tell him where Dunbar is?
Kumandanın odasına Dunbar'ın nerede olduğunu söylemeye mi?
- You taking Dunbar?
- Dunbar'ı sen mi alıyorsun?
When I go, give me exactly five minutes to get Dunbar out of that water tank.
Gidince, Dunbar'ı tanktan çıkarmam için bana beş dakika vermenizi istiyorum.
He's right, Hoffy, it's either Price or Dunbar.
Haklı, Hoffy, Ya Price ya da Dunbar.
You said you were going to save Dunbar? Now's your chance.
Sen Dunbar'ı kurtarmak istediğini söylememiş miydin?
Dunbar, spread out with the rest.
Dunbar, diğerleriyle dağılın.
Mr. Angus Podgorny, owner of a Dunbar menswear shop received an order for 48 million kilts from the planet Skyron in the galaxy of Andromeda.
Dunbar'da bir erk ek giyim atölyesi sahibi, Bay Angus Podgorny Andromeda galaksisi Skyron gezegeninden 48 milyon İskoç eteği siparişi aldı.
I'm Jill Dunbar.
Ben, Jill Dunbar.
Judge Dunbar?
Yargıç Dunbar?
Good morning, Dunbar.
Günaydın Dunbar.
"Lt. John J. Dunbar."
"Teğmen John J. Dunbar."
Lt. John J. Dunbar?
Teğmen John J. Dunbar?
I'm John Dunbar.
Ben John Dunbar.
John Dunbar.
John Dunbar.
Dunbar.
Dunbar.
" I'd never really known who John Dunbar was.
John Dunbar'ın kim olduğunu asla bilememiştim.
Lt. John J. Dunbar.
Teğmen John J. Dunbar.
The interesting personality of the accused Miss Grace Dunbar does not obscure the clearness of the evidence.
Sanık bayan Grace Dunbar'ın ilginç kişiliği kanıtların temizliğini anlaşılmaz yapmaz.
Dunbar is innocent.
Bayan Dunbar masumdur.
Miss. Dunbar.
Bayan Dunbar.
What are your exact relations with Miss. Dunbar?
Bayan Dunbar ile gerçek anlamda ilişkiniz nedir?
Holmes, the senator may not have returned but surely his letter has engaged you on behalf of Miss. Dunbar.
Holmes, senatör geri dönmeyebilir ama şuna eminiz ki mektubu bizde ve bunu Bayan Dunbar adına kullanabiliriz.
For the moment Miss. Dunbar.
Şimdilik, Bayan Dunbar.
- Yeah?
- Teğmen Dunbar?
I'm Lieutenant Dunbar.
Ben Teğmen Dunbar.
Where was Dunbar?
Dunbar nerede?