Earle traducir turco
193 traducción paralela
Say, Earle, you feeling all right?
Baksana Earle, iyi misin?
I've been hearing about Roy Earle for years.
Yıllardır Roy Earle ismini duyarım.
Now, look here, Earle, Mac spent a fortune springing you.
İyi dinle Earle, Mac, seni çıkarmak için bir servet harcadı.
- This is the old Earle place, ain't it? - Yeah.
- Burası eski Earle çiftliği, değil mi?
But none of the Earles have been around here for five or six years.
Ancak 5-6 yıldır hiçbir Earle uğramadı.
Why, you're Roy Earle, the bandit!
Sen Roy Earle'sün. Şu haydut!
You Roy Earle?
Roy Earle?
Say, Mr. Earle?
Bay Earle?
You can have your Roy Earle.
Roy Earle'ünüz sizin olsun.
Can I talk to you a moment, Mr. Earle?
Biraz konuşabilir miyiz, Bay Earle?
So you see, Mr. Earle, Mendoza's the one for you to worry about, not me.
Gördüğünüz gibi Bay Earle, endişelenmeniz gereken kişi Mendoza, ben değilim.
Oh, thanks, Mr. Earle.
Teşekkürler Bay Earle.
Delighted, Mr. Earle.
Memnun oldum Bay Earle.
Roy Earle, the old boy himself.
Roy Earle, seni ihtiyar delikanlı!
- Hello, Earle.
- Merhaba Earle.
Earle's here.
Earle burada.
This is Earle.
Ben Earle.
Hand over that box, Earle.
Uzaklaş o kutudan Earle.
- Please don't kill me.
- Lütfen Bay Earle, beni öldürmeyin.
Look at the tag they hung on me, "Mad Dog" Earle.
Bana taktıkları lakaba bak, "Çılgın Köpek" Earle.
"Mad Dog" Earle.
"Çılgın Köpek" Earle.
"Mad Dog" Roy Earle has been identified as the man... who slugged a tourist camp proprietor this morning at Palmville on route 395.
Çılgın Köpek " Roy Earle'ün 395 numaralı otoyol üzerinde bulunan Palmville'de, bir turist kampı işletmecisine saldırdığı belirlendi.
- Look out, Tom, it's Roy Earle!
- Dikkat et Tom, bu Roy Earle!
John thought it was Roy Earle.
John, Roy Earle olduğunu düşünüyor.
Sure looked like Earle's picture.
Aynı Earle'ün resmine benziyordu.
Paramount Drug Store has just been held up... and robbed by a man identified as Roy Earle.
Paramount Eczanesi az önce, Roy Earle olduğu iddia edilen bir adam tarafından soyuldu.
It is some five hours now since Roy Earle took to cover on the rock... and there's no indication on his part to surrender.
Roy Earle kayalıklarda sıkıştırıldığı andan bu yana beş saat geçti. Halen teslim olacağına dair bir işaret yok.
The rock above, where Earle is hiding, looks like a huge iceberg.
Earle'ün arkasında saklandığı kaya, dev bir buzulu andırıyor.
One of the many rumors is that Earle's about to give himself up.
Pek çok söylenti var. Bunlardan biri, Earle'ün teslim olmak üzere olduğu.
Another, that they've sent... for a squadron of Army bombing planes to blast Earle out.
Bir diğer söylenti ise, Earl'ün saklandığı yeri bombalamak için bir uçağın hazırlandığı.
Huge spotlights are trained on Earle's fortress.
Dev spot ışıkları Earle'ün kalesine çevrildi.
Any minute now, it may be curtains for Roy Earle.
Artık her an, Roy Earle için oyunun sonu gelebilir.
Earle's been traveling with a girl called Marie.
Earle, yanında Marie adında bir kadınla dolaşıyordu.
For the last time, I'm telling you to call Earle.
Earle'ü çağırman için seni son kez uyarıyorum.
Earle, come down, it's your last chance!
Earle, teslim ol! Bu sana son uyarım!
Big-shot Earle.
Eski tüfek Earle.
William Earle Saunders.
William Earl Saunders...
I then sentence you, William Earle Saunders. To six months hard labour on each count.
William Earl Saunders, sizi her suç için altı ay ağır hapse mahkûm ediyorum.
I know about you, Earle.
Seni tanıyorum Earle.
- Earle, what does he want with you?
- Earle senden ne istiyor?
Earle, listen...
Earle, dinle...
- Think it over, Earle.
- Tekrar düşün Earle.
- The same, Earle?
- Her zamankinden mi Earle?
It's make-believe war time, Earle.
Uydurma askerlik hatıraları Earle.
All right, Earle.
Pekala Earle.
The kid was only trying to show off, Earle.
Çocuk sadece gösteriş yapıyordu Earle.
You don't have to be the great big man with me, Earle.
Harika, büyük adam olmak zorunda değilsin benim için Earle.
This is Earle Slater.
Bu Earle Slater.
Earle, don't put on the light.
Earle, ışıkları açma.
Earle, I'm like all the rest of them.
Earle, ben de diğerleri gibiyim.
Only don't leave me, Earle.
Sadece beni bırakma Earle.