English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Eaves

Eaves traducir turco

77 traducción paralela
Eaves dropping again, Brunton.
Çatı yine uçuyor Brunton.
We'll be eaves-dropping on the German Ambassador.
Ama bir süreliğine Alman Büyükelçisi'ne kulak misafiri olabileceğiz.
You see, right up there, under the eaves.
Görüyorsun, orada yukarıda, saçağın altında.
Saint Benedict's day, swallows under the eaves.
Aziz Benedict'in günü, saçakların altında kırlangıçlar.
Under the eaves the swallow is resting
Tepelerin üzerinde bir kırlangıç dinleniyor
I t cl eaves th e water, yet i t I eaves in i ts wake water, un broken.
Suyu yarar ama arkasında bıraktığı su tekrar birleşir.
This is our bell under the eaves.
Bu da saçağımızın altındaki çan.
Look, this is our bell under the eaves.
Bak işte saçağımızın çanı.
We were sheltering under the eaves and I went for her knickers.
Saçağın altında oturuyorduk, küloduna doğru uzandım.
If you want to paint the eaves true to life, I've got some green paint left over.
Saçakları gerçekçi çizmek istiyorsan biraz yeşil boyam kalmıştı.
There. under the eaves.
Çabuk, saçakların altına.
# Shadow is round the eaves
# Gölgeler sarmış saçakları
One's been making a nest under your eaves.
Bir tanesi saçağına yuva yapıyordu.
You got nice eaves on your house there.
Evinin orda güzel bir saçak var.
"Eaves"?
"Saçak"?
Historically, gargoyles were used to ward off evil spirits. - Like on the eaves of Notre Dame.
Geçmişte, Notr Dame ve diğer kiliselerde olduğu gibi gargoyl'lar kötü ruhları kovmak amacıyla kullanılmışlardı.
You were eaves dropping at the bedroom window.
Yatak odasının penceresinden içeriyi izliyordu.
So, I should start looking for you around every corner... eaves-dropping, snooping, sneaking about. You probably have.
Görmüşsündür.
I haven't been dropping no eaves, sir. Honest.
Hayır Efendim, Sizi Dinlemiyordum.
But we're at my place now, so we sing it from the eaves.
ama şu anda kendi yerimizdeyiz, o zaman am saçaklarından bile söyleyebiliriz.
You know, when I was in the back... I spotted, under the eaves of the porch... what looked like a beehive.
Arka bahçede olduğum sırada verandanın çatısının altında arı kovanına benzer bir şey gördüm.
"The quarrel of the sparrows in the eaves, " the full round moon and the star-laden sky, " and the loud song of the ever-singing leaves,
" Gök yüzündeki kırlangıçların kavgası dolunay ve yıldızlarla dolu gökyüzündeki sonsuz şarkılarını söyleyen yaprakların kudretli şarkısı eski bir çığlık gibi toprağı yoruyor.
- l wasn't eaves dropping.
- Dinlemiyordum. - Korkma.
Soon I would be ready to saw the ends and fill the slots between the pole butts onto the eaves.
Yakın zamanda uçları kesmeye ve kirişler arasındaki boşlukları doldurmaya hazır olacaktım.
Well, there's many a true word spoken in... eaves.
Gizlice yapılan konuşmalarda pek çok doğru şey söylenir.
You eat your "firefly fare" every day, but under your floors, and your eaves, and in your sheds, you're sure to find something to eat hidden away!
Hergün hotaru-meshi yiyorsunuz, ama evinizle çatınızın altında ve kulübenizin arkasında yiyecek saklı!
- Get under the eaves.
- Saçağın altından geç.
Now Mr. Eaves, we're wrestling a very tight budget.
Şimdi Bay Eaves, sıkı bir bütçemiz var.
You be here 11 a.m., on the 14th, and you... are in the movie, Mr. Eaves.
Ayın 14'ünde sabah 11'de buraya gelin ve filmde bir rol kapın, Bay Eaves.
The wind is howling through the eaves.
Rüzgar saçakta uğulduyor.
In the eaves.
Yukarı.
But I had my hands tied... All I could do was place three charm boards Under the eaves and in the stairwell
Ama elim kolum bağlıydı tek yapabileceğim, saçağın altına ve merdiven boşluğuna, üç muska panosu koymak,... habis ruhu yakalayıp bize bir zarar vermesini engellemekti.
Kentucky was talking to someone at Betty's Bees when Dusty was dropping eaves.
Kentucky, Dusty kulak misafiri olduğu zaman Betty's Bees'den birisiyle konuşuyordu.
The wet, black dirt under the eaves... That's saltpeter.
Saçakların altındaki nemli, siyah çamur güherçiledir.
Why are those monks collecting dirt under the eaves, anyway?
Neden bu rahipler saçaklar altındaki çamurları topluyor?
The sword of Abes. Strip it to him.
Eaves'ın kılıcı... al ondan.
Feet off the eaves.
Ayaklarını saçaktan çek.
Yes, sir Feet off the eaves.
Peki, Usta. Ayaklarını saçaktan çek.
No, no, and-and I don't want you to think I was eaves dropping on purpose.
Hayır ve sende benim seni dinlemeye çalıştığımı düşünme.
Are you eaves dropping on our conversation?
Konuşmalarımızı mı dinliyordun?
You eaves dropping'on me?
Beni mi dinliyordun?
Frosting like snow on the eaves of a bavarian castle!
Üzerindeki krema bir Bavyera şatosunun saçaklarındaki kar gibiydi!
His tears run down his beard, like winter's drops from eaves of reeds
Sakallarından düşen gözyaşları saçaklardan damlayan kış yağmuru gibi.
What we have seen, is one of the pair of red-tailed hawks Who have been evicted from their eaves to 12 stories high In this luxury apartment building, on Fifth Avenue Here in New York City.
Şu anda gördüğünüz kırmızı kuyruklu bir şahin üstelik New York'ta, 5. bulvarda çok lüks bir binanın tepesinde kendine yuva yapmış bulunmakta.
The Eaves is the Jew.
Sünnetli olan yahudidir
- Eaves-droping on me?
- Beni mi dinliyordun?
Under the eaves of an old city towen.
Kaptan'ın Kulesi.
I want to die, and become a spring swallow, so I can fly above my beloved's roof and build my nest under the eaves.
Kendi raporum için netten biraz bilgi toplarım. Siz kalın ve seyredin. Geleneksel sanat, beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı.
"and all the burden ofher myriad years. " And now the sparrows warring in the eaves, " the crumbling moon, the white stars in the sky,
Ve şimdi gök yüzünde savaşan bu kırlangıçlar ayla bütünleşiyorlar, gök yüzündeki beyaz yıldızlar... ve şarkı söyleyen yapraklar topraktan yorgun düşmüş eski çığlıkla titriyorlar ".
- l saw you eaves dropping.
- Claire'i gizlice dinlediğini gördüm.
Eaves your sight.
Gözünün önünden ayırma onu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]