Edged sword traducir turco
86 traducción paralela
It's a double-edged sword.
Çift taraflı bir kılıç.
Evidence, my boy, can be often a two-edged sword.
Delil denilen şey evladım, iki ağızlı kılıç gibidir.
Revenge is a double-edged sword.
İntikam iki ağızlı bir kılıçtır.
It's kind of a double-edged sword, isn't it? A what?
- İki yüzü keskin kılıç değil mi?
Used unwisely, it becomes a double-edged sword.
Akılsızca kullanılırsa iki tarafı keskin bir kılıç olur.
Now to our third double-edged sword : technology.
Şimdi iki tarafı keskin bıçağımızda üçüncü probleme geldik : teknoloji.
The art of transformation is a double-edged sword.
Dönüşüm sanatı iki tarafı keskin kılıçtır.
Understanding is a three-edged sword.
Anlayış, üç tarafı da keskin bir kılıçtır.
I hear you've got a saying, "Understanding is a three - edged sword."
Bir atasözünüz varmış. "Anlayış 3 taraflı bir kılıçtır."
A Vorlon said, " Understanding is a three-edged sword :
Zamanında bir Vorlon, "Anlayış 3 tarafı keskin bir kılıçtır" demişti.
Watch out for a man with a double-edged sword.
- Çift bıçak ağızlı bir kılıcı olan adama dikkat et.
It's a two-edged sword, Bob.
Bu iki ucu keskin bir kılıç Bob.
Evidence... the double-edged sword.
Kanıt, iki tarafı keskin bıçak.
But in the end, she is bitter as gall, sharp as a double-edged sword.
"ama nihayetinde safra kadar ekşidir... " iki uçlu bir kılıç kadar keskindir.
Two-edged sword.
İki tarafı keskin bıçak gibi.
The electric cells, like the samurai, are a double-edged sword.
Elektrik kuleleri de, samuraylar gibi iki tarafı da keskin kılıçlardır.
You realize this is a double-edged sword.
Bunun iki ucu keskin bir bıçak olduğunun farkındasın.
It's a double-edged sword.
Anlayacağınız iki tarafı keskin kılıç.
An l.D. signal can be a double-edged sword. then I've virtually cleared the conditions here.
Benim üstümde de Geass'ı kullandın mı? Kalbimi istediğin şekilde kullandın mı? Lelouch!
Not the double-edged sword, beauty was her curse bit, mom.
İki ucu keskin kılıç misali güzellik biraz da onun lanetiydi, anne.
a double-edged sword.
iki tarafı keskin kılıç.
I have this view that the act of Parliament is like a double-edged sword, for ever a man answers one way it confounds his body,
Meclisin bu kanunu, aynı iki taraflı kılıç gibi.
You hate when I talk. It's a double-edged sword.
Bazen konuşmamdan nefret ediyorsun, yani, iki ucu boklu değnek.
That's a double-edged sword, my friend. How to answer this?
Bu iki ağzı keskin bıçak, dostum, bunu nasıl cevaplamalı?
It's a double-edged sword, isn't it?
Çift taraflı bir kılıç, değil mi?
Moroha no ken { \ cH00FF00 } A double-edged sword
Çift taraflı kılıç
However... we learned from Master himself that... actually... it was a doubIe-edged sword.
Ancak kendisinden öğrendik ki gerçekte Yamabe kılıcı, iki kenarlı bir kılıçtı.
A doubIe-edged sword......
İki kenarlı bir kılıç...
A double-edged sword Moroha no ken
Çift taraflı kılıç
We think of you as a double-edged sword.
Senin, iki ucu keskin bir kılıç gibi olduğunu düşünüyoruz.
Yeah, the gun's a double-edged sword, kind of.
Evet, silah çift taraflı kılıç gibi.
If Bill McGuire's theory is right, such an event could hurry in the new ice Age because nature can wield a two-edged sword.
Bill McGuire'in teorisi doğruysa böyle bir olay bizi yeni buz çağına sokabilir. Çünkü doğa iki ucu olan bir kılıç gibidir.
- Your new vibe is a double-edged sword... much like the kind Mickey Rourke tried to kill me with.
Senin yeni caziben iki ucu keskin kılıç gibi. Aynı Mickey Rourke'un beni öldürmeye çalıştığı cinsten.
Kairos is a double-edged sword.
Kairos çift taraflı bir kılıçtır. Düşmanı yok edecek güce sahiptir, ama insanlığı da yok edebilir.
Popularity is like a double-edged sword.
Popülerlik çift uçlu kılıç gibidir.
But trust is a double-edged sword.
Ama güven iki ucu keskin bir kılıçtır.
Dating yourself is a double-edged sword.
Kendinle çıkmak iki ucu keskin kılıç gibidir.
Success is a double-edged sword.
Başarı iki ucu keskin kılıç gibidir.
- Double-edged sword.
- iki ucu keskin bir kılıç.
I hope you and Avery can make it, because you have a whole lifetime ahead of you of that double-edged sword just swinging around trying to cut your faces off.
Umarım sen ve Avery bunu başarabilirsiniz çünkü önünüzde dolu dolu bir hayat var ve sallanıp duran o iki ucu keskin kılıç suratınızı kesmeye çalışıyor.
That's the double-edged sword of "Gossip Girl" I'd be spotted.
Bu "Dedikoducu Kız" ın çift taraflı kılıcı. Tespit edilirim.
I present to you.. ... tonight's sensational performance.. 'Double-edged sword
Huzurunuzda bu gecenin sansasyonel rolü'İki tarafı keskin kılıç'.
You are a double-edged sword
Sen iki tarafı keskin bir kılıçsın. Sen iki tarafı keskin bir kılıçsın.
I am a double-edged sword
Ben iki tarafı keskin bir kılıcım. Ben iki tarafı keskin bir kılıcım.
But be warned, it can be a double-edged sword, expansion.
Ama kulağına küpe olsun. Madalyanın iki yüzü olduğunu ve zarar görebileceğini unutma.
Well, the monitoring software is a double-edged sword.
Bu görüntüleme programları çok acımasız oluyor.
A double-edged sword...
Hırs iki ucu keskin bir kılıçtır.
- All the surveillance we have keeps the streets safe and makes our jobs easier, but it's a double-edged sword.
Ama bunun da kötü yanları var.
What's the downside of that? Why is that a double-edged sword?
Bunun dezavantajı nedir?
Come now, you need to hold your sword properly. The sword is double-edged, after all.
Bundan sonra, kılıcını doğru düzgün tutmalısın.
31 days later, they emerged from their isolation with a curved, single-edged sword resembling no blade ever made before.
31 gün sonra, daha önce yapılmış kılıçlara hiç benzemeyen, 178 00 : 11 : 51,024 - - 00 : 11 : 56,728 tek taraflı bir kılıçla kapndıkları yerden çıktılar.