Egon traducir turco
283 traducción paralela
My beloved Egon, please, let me be with you.
Sevgili Egon... Beni dairene al. Evleneceğimizi söylemiştin.
Mr. Egon Stirner, my private secretary...
Bay Egon Stirner, özel sekreterim...
Not here, Egon...
Burada olmaz Egon.
Egon Stirner
Egon Stirner
Let me stay with you, Egon!
Beni de yanında tut Egon!
A certain Egon Stirner
Şüphesiz ki Egon Stirner'di.
It is Egon Stirner, the secretary of Rosenow.
Katil Egon Stirner, Rosenow'un sekreteri.
We have just learnt, that a bank employee, Egon Stirner, was arrested for the murder of Lia Leid, while preparing his escape. More details tomorrow.
Sıcağı sıcağına öğrenildiği kadarıyla bir banka çalışanı olan Egon Stirner kaçmaya hazırlandığı sırada Lia Leid cinayeti sebebiyle tutuklandı.
The proof is overwhelming against Egon Stirner even though he still claims his innocence.
Hala masum olduğunu iddia etse de mevcut kanıtlar Egon Stirner'in fazlasıyla aleyhine.
TONISCHKA based on a novel by M. Egon Erwin Kisch Directed by Karel ANTON
M. Egon Erwin Kisch'in romanından uyarlayan yönetmen Karel ANTON
I am Dr Egon Hartz of Prague.
Ben Prag'dan Dr Egon Hartz.
I am called Egon.
Herkes bana Egon der.
Egon, you have to see the Director.
Egon, direktör seni çağırıyor. - Tamam.
Can I get Egon's address?
Egon'un adresini alabilir miyim?
Is that you, Egon?
- Sen misin Egon?
Egon, you managed it at last? Yes?
Egon, nihayet başardın demek ha?
Come, Egon.
Gel, Egon.
Thank you, Egon.
Teşekkürler Egon.
Egon?
- Egon?
Egon Ronay would knock off a star for that.
Bu yüzden bir Michelin yıldızımız düşebilir.
I distinctly remember that when the going got good... it was Bo's big ego that busted everything up.
Şunu çok iyi hatırlıyorum. İşler çok iyi gittiği zamanda senin o büyük egon her şeyi bırakıp gitmişti.
- Egon Schiele...
Egon Schiele...
- Your ego, really!
- Egon, inanılmaz!
- I'm Dr. Venkman, Dr. Stanz, Egon.
- Ben Dr. Venkman, Dr. Stanz, Egon.
Egon, your mucous.
Egon, balgamını al.
- What do you think, Egon?
- Sen ne düşünüyorsun, Egon?
- Egon, what do you think? .
- Egon, sen ne düşünüyorsun?
Egon, take the right.
Egon, sen sağı tut.
- Egon.
- Egon.
- Egon, it's Peter.
- Egon, ben Peter.
- Egon, he says they have a warrant.
- Egon, mahkeme emrim var diyor.
Your ego is really incredible.
Egon gerçekten inanılmaz.
It's only your ego that's hurt.
İncinen sadece egon.
Egon, I didn't imagine this.
Egon, bunu ben uydurmuyorum.
What are you working on, Egon?
- Ne üzerinde çalışıyorsun?
So, Egon, what do you think?
- Ne düşünüyorsun?
Hi, Egon.
Selam, Egon.
Hi, Egon.
- Selam, Egon.
Hey, Egon. What?
- Hey, Egon.
Peter Venkman, Raymond Stantz, Egon Spengler, stand up!
Peter Venkman, Raymond Stanz, Egon Spengler, ayağa kalkın!
Egon!
Egon!
Tell them, Egon.
Egon, anlat onlara.
Yeah, Egon thinks there might even be a tremendous breeding surge in the cockroach population. Hi, boys. What's up?
Egon hamam böceği nüfusunda da bir artış olabileceğini düşünüyor.
And Egon thinks there may even be a huge surge in cockroach breeding.
Egon hamam böceği nüfusunda da bir artış olabileceğini düşünüyor.
- That's ego, grandstanding.
İşte yine egon.
What do you want, Egon?
Ne istiyorsun Egon?
- You know what your problem is?
Senin sorunun ne, biliyor musun? Egon kontrolden çıkmış.
Ha-ha! Your ego is out of control, isn't it?
Egon boyunu aşmış, değil mi?
- Ego.
- Egon olduğunu.
We can't let your macho ass out of the closet.
Senin maço egon eşcinsel olduğunu kabullenemiyor.
Egon.
- Ben de Egon.