Eidetic traducir turco
43 traducción paralela
I suspect you have an eidetic memory- - an astonishing gift.
Sanırım fotografik bir hafızan var- - şaşırtıcı bir hediye.
I happen to have an eidetic memory.
Hafızam çok kuvvetlidir.
You know I possess an eidetic memory.
Bildiğin gibi, nesneleri önceden algılayabilen bir hafızaya sahibim.
Uh, I have an eidetic memory.
Gördüğüm şeyleri unutmayan bir hafızam vardır.
I don't believe that intelligence can be accurately quantified- - but I do have an I.Q. of 187 and an eidetic memory and can read 20,000 words per minute.
Zekanın seviyesinin kesin olarak ölçülebileceğine inanmıyorum. ama I.Q'um 187 ve fotoğrafik hafızam var artı olarak dakikada 20,000 kelime okuyabilirim.
A lot of mathematicians do have eidetic numerical memory.
Bir çok matematikçinin fotografik hafızası vardır.
- Eidetic memory, and that's primarily related to things I read.
- Eidetic bellek ve bu daha çok okuduğum şeylerle ilgili.
Well, maybe she's eidetic.
Belki onda nesnelerin yerini tam olarak hatırlama yeteneği vardır.
Well, I have a bit of, I guess you'd call it an eidetic tonal memory.
Aslında, bende biraz var, Sanırım ona Sezgisel tonlanmış hafıza demek istersin.
You have an eidetic memory.
Fotografik hafızan var.
Eidetic is the technical term.
'Algısal', yani teknik terimle söylersek.
I have an eidetic memory, as I've told you many times.
Bende'görsel'hafıza var. Sana bunu defalarca söylemiştim.
You know, Wesley Crusher had an eidetic memory just like me.
Wesley Crusher'ın tıpkı benimki gibi görsel hafızası vardı.
I have an eidetic memory.
Penny, bende fotografik hafıza var.
Savants are referred to me from all over the country, and any number of them have eidetic skills..
Fakat tanıdık gelmedi. Ülkenin her tarafından bana otizm hastaları gelir içlerinden her birisinin de gelişmiş nesnel algı yetenekleri vardır.
He used you for your eidetic memories like human recorders.
Tıpkı insandan yapılmış kayıt cihazı gibi her şeyi hatırlıyorsunuz.
There's that Winslow kid down the hall, the one with the eidetic memory.
Koridorsun sonundaki Winslow adlı çocuk var. Eidetik hafızaya sahip.
I have eidetic memory, Forrest.
Benim eidetik hafızam var, Forrest.
I have an eidetic memory.
Fotoğrafik bir hafızam var.
Of course I do, I have an eidetic memory.
Tabii ki hatırlıyorum, bende fotografik hafıza var.
The most common talents for savants are eidetic or photographic memories.
Savantların en yaygın yetenekleri düşsel ya da fotoğrafik hafızalarıdır.
- Yes, but you have an eidetic memory.
- Bende de yok. Evet ama senin fotografik hafızan var.
I love his eidetic memory, it's so sexy.
Bu fotografik hafızasına bitiyorum, acayip seksi.
I'm a soldier with a document eidetic memory the army has me on tape reciting the first 92 thousand decimal places of Pi.
Fotografik hafızaya sahip bir askerim. Ordu kayıtlarında Pi sayısının ilk 92 rakamını ezberden söylerken çekilen görüntülerim var.
eidetic memory.
Fotografik hafıza.
You're eidetic?
Eidetik misin?
Finally, the downside to an eidetic memory.
Sonunda fotografik hafızanın olumsuz tarafını bulduk.
My memory's eidetic.
Hafızam eidetic'tir. *
A know-it-all boy genius with an eidetic memory.
Fotografik hafızaya sahip ukala bir dâhiydin.
The unexpected blessings of an eidetic memory.
Fotoğrafik hafızanın beklenmedik lütufları.
The unexpected blessings of an eidetic memory.
Fotografik hafızanın beklenmedik lütfu.
I have an eidetic memory.
Benim fotografik hafızam var.
You have an eidetic memory.
Senin fotografik hafızan var.
But I have an eidetic memory.
Benim görsel hafızam var ama.
Do you realize that by assigning simple mnemonic devices to case files, you can produce recall capacity equal to that of photographic or even eidetic memory?
Dava dosyalarına ipucu bırakıldığında, o ipuçlarının o grafiğe, hatta eidetik hafızaya eşit bir anımsama kapasitesi yaratabileceğini biliyor muydun?
I have an eidetic memory.
Fotografik hafızam var.
I have an eidetic memory.
Fotografik hafızam vvar.
I-I read a lot, and, um... Although my... Even though my memory is not considered eidetic,
Çok okurum ve şey pek fotoğrafik hafızaya sahip olmasam da hızlıca okuyup geçmem ve hiçbir şeyi tam anlamadan bırakmam.
You have eidetic memory?
KARDİNAL Görsel belleğiniz mi var?
I think you need to read that letter again. - I have an eidetic memory, Emily.
Bence sen o mektubu tekrar oku.
Ah, reid, you don't need An eidetic memory for that.
Reid, bunu hatırlamak için mükemmel bir hafızaya gerek yok.
I have an eidetic memory, and that's not what happened.
Ve olay öyle olmadı.