English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Emcee

Emcee traducir turco

123 traducción paralela
But we have an emcee.
Ama sunucumuz var.
Has that crummy emcee shown up?
Adi sunucu gelmedi mi?
The ones I did before I became an emcee.
Sunuculuktan önce yaptığım bir dans.
So the emcee says to the first husband :
Sunucu ilk kocaya diyor ki :
Someone came up and told the emcee...
Sağdan düğmeleniyor!
Emcee : COME ON, BE WARM AND GENEROUS WITH HER!
Haydi, ona sıcak ve cömert davranın.
Isn't he supposed to emcee?
Sunuculuğu o yapmayacak mıydı?
Yeah, he's supposed to be the emcee.
Evet, sunuculuğu onun yapması gerekiyordu.
No. Emcee : oh, well.
Hayır.
I lip-synch, I emcee, I dance.
Taklit, takdim, dans.
Round of applause for our emcee, Dave.
Büyük üstadımız Dave'e koca bir alkış.
But I've got a show to emcee.
Ama sunuculuk yapmam gereken bir şovum var.
And then, the powwow emcee, he called for a ladies'choice dance.
Sonra, Powwow sunucusu bizi dansa davet etti.
Ladies and gentlemen, will you welcome, please, on this night of all nights... the compare of all compares ; the world's finest emcee ; the funniest man ever to have been on television ;
Bayanlar baylar, bu en büyük gecede dünyanın en iyi kıyas kabul etmez sunucusu televizyona çıkmış en komik,
Once they took that TV emcee from No.9.
Bir seferinde 9 numaradaki TV sunucusununkini almışlardı.
Emcee : who wants to be next? Who wants the $ 500?
Kim 500 dolar istiyor?
I'm Dash Davis, the emcee.
Ben Dash Davis, sunucuyum.
- [Emcee] Come on. Let's push it up.
Tamam, bana şans dile.
[Emcee] Come on.
[Sunucu] Haydi.
[Emcee] Let's hear it for this guy. Isn't he great?
- [Sunucu] Haydi bu beylere kulak verelim.
How stupid did you feel the day after the millennium?
Yeni Binyılın ilk günü kendinizi ne kadar şapşal hissettiniz? EMCEE :
EMCEE : Please welcome Mr. Jerry Seinfeld!
Lütfen Bay Jerry Seinfeld'e hoşgeldin diyelim.
"Laughing now, out loud"
* [Kahkahalarla gülüyorum] * EMCEE :
EMCEE : Everybody, big round of applause.
Millet, büyük bir alkışa ne dersiniz.
As a matter of fact... we need an emcee.
İşin aslına bakacak olursan... bir sunucu gerekiyor.
This "thing" has a high priority, don't you think? Emcee :
Bu şeyin daha öncelikli olduğunu düşünmüyor musun?
So, you guys, Joanne has been chosen to emcee Pioneer Days.
Millet, Joanne Pioneer Günü için, sunucu olarak seçildi.
They flew in Fred Willard to emcee.
MC'yi bile davet ettiler.
We used to topple governments for a living, and now we emcee The Gong Show... and guard the take from some lousy slot machines.
Eskiden işimiz hükümetleri devirmekti, şimdiyse The Gong Show'u sunuyor aptal slot makinelerine bekçilik yapıyoruz.
Apparently, Miss United States and emcee Fields were forced into a truck....
Anlaşıldığı kadarıyla Bayan Amerika ve sunucu Fields bu sırada bir kamyona zorla bindirilmişler...
- No, I'm just the emcee.
- Hayır, ben sadece sunucuyum.
He wanted me to emcee the department's charity ball.
Polis Balosu'nda sunucu olmamı istedi.
Oh, and if you could emcee the bachelor auction, that would be great.
Oh, birde açık arttırmayı sunarsanız hârika olur.
Let me have my Sally over here, my Cliff over here, my emcee over there.
Sergimde işte burda. Hafızamı kapatıyorum ve anı yaşıyorum. Bu çılgınca bişey.
No, the emcee is the star of this show.
Cliff ise otuzbircinin teki.
I mean, you don't even have your own song, man.
Dinle. Seni gücendirdiysem üzgünüm. Elbette, emcee başrolde.
Of course, the emcee is a lead role.
Benim yerimdesin.
And the emcee is supposed to be from the streets.
Ve'sergi'de sokaklardan olmalıydı.
I'm going Clinton, the emcee.
Bence Clintom. Bay, yönetici!
Emcee : Ladies and gentlemen, Ed Burtynsky.
Bayanlar baylar, Ed Burtynsky.
I had to ask warren to be our emcee, and he stepped in like the white knight that he is.
Warren'ın sunucumuz olmasını istemem gerekti. tıpkı bir beyaz atlı şövalye gibi hemen kabul etti.
I am your emcee warren salter, and even though I play a pundit on tv, tonight we are here not for politics, but for the children.
Ben sunucunuz, Warren Salter, ve her ne kadar televizyonda bir uzmanı canlandırsam da, burada politika değil, çocuklar için birlikteyiz.
the former TVL weathergirl and now emcee of the station's "lcing on the Cake."
Şu sıralar "Pastanın Üzerindeki Krema" adlı programın sunuculuğunu yapıyor.
[Emcee] Ladies and gentlemen, please take your seats.
Bayanlar ve baylar, lütfen yerlerinizi alın.
Demegawa, during the next commercial, switch Matsuda and the emcee with mannequins...
Demegawa! Planı sıradaki reklamlarda uygulayacağız.
I'm your emcee.
Times meydanının kalbine, Kulüp 69'a hoş geldiniz.
Emcee : GENTLEMEN, LET'S GIVE A WARM WELCOME - CAN I GET YOU GUYS ANYTHING ELSE?
Beyler, yeni garsonumuz Bayan Cathy Finch'e sıcak bir hoşgeldin karşılaması yapalım.
- [Coins Clanking, Men Speaking Japanese ] - [ Emcee] Anyone?
Biri var mı? Bekleyin!
EMCEE :
En az 15.2 cm olmalılar.
FAMILY PHOTOS IN BABYLON? EMCEE : OOH!
Niye bütün bunları mahvedeyim ki?
Some jokes for your emcee.
- Espriler bana ait.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]