Emeril traducir turco
41 traducción paralela
Mmmm. Who would think that a woman with such beauty would have the culinary skills of Emeril Lagasse?
Bu kadar güzel bir kadının mutfakta da Emine Beder kadar yetenekli olacağını kim bilirdi ki?
The city's economy after September 11, you would have to have Emeril himself running the place in order to break even.
11 Eylül'den beri ekonomi kötüledi. Bu durumda kimse yatırım yapmaz.
So, half the damn office knows... that I'm playing Emeril for you this evening.
Ofisin neredeyse yarısı bu akşam sana yemek yapacağımı biliyor.
No. Emeril, Wolfgang Puck, Gunther... and Bobby Flay.
Emeril, Wolfgang Puck, Gunther... ve Bobby Flay.
When Emeril backed out the last minute...
Emeril son dakikadan vazgeçince...
Well, yeah, but Emeril is a huge celebrity chef.
Evet ama Emeril'de çok şöhretli bir aşçı.
Maybe you should want Emeril to come and save the day?
Belki de yeniden başlamalısın. Belki de sen, Emeril'in gelip günü kurtarmasını istersin?
Maybe Delinda should want Emeril to cook at Mystique, too. Don't be silly.
Belki Delinda Mistik'te de Emeril'in çalışmasını istiyordur.
Welcome back to Emeril Live!
Emeril Live'a hoşgeldiniz!
Emeril Lagasse here.
Emeril Lagasse burada.
Нe's clаpping for Doc Gibbs and the Emeril Live Band!
"Emeril Live orkestrasını" ve Doktor Gibbs'i alkışlıyor!
Chef Didier was a guest on Emeril's show.
Şef Didier, Emeril'in showuna konuk oldu.
"I think I hear a little Emeril," you confused wanna-be -
Neden yakamdan düşmüyorsun geri zekalı?
Can we go home and watch Emeril on widescreen? Mmm.
Hadi eve gidelim de dev ekranda Emeril'i izleyelim.
Hey, it's Salisbury steak, Emeril.
Salisbury bifteği bu, Emine Beder.
- Well, you know what emeril says...
- Emeril ne der bilirsiniz.
Emeril here is gonna need a fresh pack.
Emeril'in takviyeye ihtiyacı var.
I wanted "Bam," but Emeril had taken it.
Bam istemiştim ama Emeril kapmış.
Hold on, emeril.
Bekle Emeril.
I won it from Emeril Lagasse in a thumb-wrestling contest.
Emeril Lagasse'yle yaptığımız parmak güreşinde kazandım.
Screening room.
Üzgünüm, Emeril.
I got recipe from Emeril.
Tarifini Emeril'den aldım.
Put the knife down when I'm talking to you, Emeril.
Seninle konuşurken o bıçağı indir Emeril.
It just so happens that Emeril Lagasse is one of my mother's clients, and he agreed to overnight me a vat of his best gumbo.
Öyle şeyler oluveriyor ki, mesela annemin müşterilerinden biri Emeril Lagasse, bana bir gece önceden bir fıçı bamya ayarladı.
I'll have Emeril e-mail me his recipe and I'll make my own gumbo.
- Seçeneğim yok ki. Emeril'den tarifi e-mail atmasını isteyeceğim ve kendi bamyamı yapacağım.
Okay, uh, Emeril... we got a body.
Pekala Emeril, bir ceset bulunmuş.
He wanted to be like an Emeril or Mario Batali, but he couldn't cut it in the big kitchens, so he turned to investing.
Emeril ya da Mario Batali gibi olmak istiyor. Ama büyük mutfaklarda yapamadı, o yüzden yatırım işine girdi.
Good thinking, Emeril. Yeah, let me see that.
İyi düşünmüşsün ŞEF Al bakalım.
Well, to be honest, I mostly wanted to see Bourbon Street and eat at Emeril's restaurant. Mm-hmm.
Doğrusu, Bourbon Sokağı'nı görmeyi ve Emeril'in restoranında yemek yemeyi daha çok istiyordum.
Emeril has invited us to a... a little tasting this evening.
Emeril bizi şarap tatmaya davet etti de akşama.
Beef Stew Emeril... gross.
Kurutulmuş güveç.
You ever hear of a gangster named Emeril Benedict?
Emeril Benedict adında bir gangster duydun mu hiç?
Well, I'm no Emeril Lagasse, but we do get by.
Bir Emeril Lagasse değilim ama idare ediyoruz işte.
Like Emeril?
Emeril gibi.
I don't know who Emeril is, but he sounds delightful.
Emeril kimdir bilmiyorum ama hoş biri gibi.
No, that's Emeril.
Hayır bu Emeril'di.
I swear to God, every time he opens his mouth, it's like listening to Emeril Lagasse's asshole.
Yemin ediyorum, ağzını her açtığında sanki Emeril Lagasse'nin göt deliği konuşuyor.
Yeah, but not as good as Emeril.
Evet, ama Emeril kadar iyi değilim.
I'll say it all night, you fake Jackie Chan, Chris Tucker,
"Sanırım Emeril'i duyabiliyorum." sen kafası karışık ne oldu...
Emeril.
Boşver, hazır seni yakalamışken...
Sorry, Emeril.
Demeye çalıştığım, Paris'te çatılarda koşmak mıdır?