Emotionally traducir turco
2,137 traducción paralela
All this time, I'd been emotionally numb, and now I was feeling...
O zamana dek duygusal olarak uyuşmuş haldeydim. Ve artık hissediyordum.
Not just emotionally, but physically because of her abilities. Okay, I found her.
Sadece duygusal da değil yeteneklerinden dolayı fiziksel olarak da.
'Tis I, the much-anticipated hero, returning to rescue his emotionally unstable maiden!
Ben, dört gözle beklenen kahraman, duygusal sorunlu kızı kurtaracağım.
Being abused- - physically, emotionally, sexually- - from the age of nine to the age of 15.
Fiziksel, cinsel ve duygusal olarak istismar edilmek.. 9 yasindan 15 yasina kadar...
I meant emotionally.
Duygusal açıdan demek istedim.
The man is emotionally constipated.
Adam duygusal açıdan kabız.
That Sivi guy is a rather unstable character emotionally.
Sivi duygusal gelgitleri olan biri.
I can only tell you that she's rather disorganized emotionally generous and exceptionally idealistic.
Size şu kadarını söyleyebilirim ki O daha ziyade düzensiz duygusal olarak verici ve son derece idealist.
I hope I'd never be stupid enough to get emotionally involved with a patient.
Umarım asla bir hastamla ilişkiye girmek gibi bir aptallık yapmam.
It can go the farthest, the fastest, emotionally.
En uzaklara gidebilir, en hızlı şekilde, duygusal olarak.
There'll be time for you to deal emotionally with all of this, but right now, you have to get your shit together.
Tüm bunların duygusal bunalımını yaşamak için yeterli zamanın olacak, ama şimdi kendini toplamak zorundasın.
It must be architecturally and emotionally sparse.
Mimari ve duygusal olarak kıt olmalı.
She was very emotionally intelligent.
O çok duygusal ve zeki bir kızdı.
She didn't know whether she could handle it emotionally.
Duygusal açıdan baş edebilecek mi bilmiyordu.
You never wanted someone to be emotionally dependent on you, wondering how you are, where you are, kissing you good-bye in the morning, waiting for you to get home at night.
Sen hiçbir zaman sana duygusal olarak bağlı olan, nasıl ve nerede olduğunu merak eden, sabah işe gelirken seni öpen, akşam seni evde bekleyen birini istemedin.
When you said you were emotionally broken,
Duygusal açıdan hasarlı olduğunu söylediğinde,...
And when you do, embrace her, or else she's going to figure out that you are emotionally unavailable.
O zaman geldiğinde, onu sevgiyle kucakla yoksa senin duygusal açıdan ulaşılamaz olduğunu anlayacaktır.
First rule of SWAT HRT, "Don't get emotionally involved."
SWAT HRT'nin ilk kuralı "İşe duygularını karıştırma."
Totally emotionally obstructed.
Bense duygusal yıkıma uğradım.
Emotionally. And that I should actually be having more conversations like this, which I, I find... awkward.
Böylece şimdi olduğu gibi oldukça tuhaf bulduğum bu tür gerçek sohbetler edebilirmişim.
The person converts that intrapsychic distress into physical symptoms as a way of resolving an issue that he can't deal with emotionally.
Kişi içruhsal stresi, sorunu çözmenin bir yolu olarak duygusal olarak baş edebileceği fiziksel semptoma dönüştürür.
He felt emotionally displaced because his owners got a pony.
Sahibi bir midilli aldığı için duygusal olarak bir çöküş yaşıyordu.
Wow, grayson's even more closed off emotionally Than the cold one here. Well, that's impossible.
Vay canına, Grayson duygusal açıdan yanımızdaki buzdolabından bile daha soğuk çıktı.
your mother wants me to open up emotionally.
Annen, duygusal olarak açılmamı istiyor.
You seem like you've got it totally together, but you're actually really emotionally damaged.
Her şeyi çözdüğünü sanıyorsun... ama aslında duygusal olarak rahatsızsın.
You're a great guy. A little too emotionally unavailable, if you ask me.
Harika birisin... ama bana sorarsan duygusal açıdan biraz erişilmezsin.
I'm just gonna shut myself down emotionally.
Kendimi duygusal olarak kapatacağım.
- You're emotionally unavailable?
- Duygusal olarak erişilmez misin?
I'm emotionally damaged.
Ben de duygusal olarak rahatsızım.
He's emotionally unavailable, but if you'd like...
Kendisi duygusal olarak erişilemez ama isterseniz...
No, you see, that is way too emotionally supportive and you need to just lock that down.
Bu yaptığın fazlasıyla duygusal destek. Buna bir son ver.
Ms Sumner, I believe we're emotionally leaking.
Bayan Sumner, duygusal olarak sızdırdığımıza inanıyorum.
That's emotionally intense.
- Bu da duygusal bir yoğunluk yaratır.
- Once you hook her, reel her in gut her emotionally and throw the carcass overboard.
Ve kendini ona bağladığında, kalbine girdiğinde, duygusal olarak anladığında cesedi denize at.
- Emotionally...
- Duygusal olarak...
You got two insecure, emotionally damaged girls here who are half your age.
Burada duygusal açıdan zarar görmüş iki kız var ve senin yarı yaşındalar.
Gives the survivor time to adjust emotionally.
Geride kalana duygusal açıdan alışma şansı verir.
Tell me, in your emotionally crippled way, "just what it is that's troubling your heart so that we can get back what we've lost."
"Yitirdiklerimize tekrar sahip olabilmek için seni üzenin ne olduğunu bana duygusal açıdan sakat kelimelerinle anlat."
He's an emotionally retarded arty boy who's in love with another woman.
Duygusal yönden arızalı, başkasına aşık sanatsal biri.
Not emotionally, he isn't.
İçi öyle değil ama.
That was Brad and he's emotionally retarded.
Brad'di, hızlı bir şekilde fren yaptı.
is a place where orphans heal physically and emotionally.
Burası, yetimlerin fiziksel ve duygusal olarak iyileştiği bir yer.
Physically, emotionally, he met all the parameters.
Fiziksel, duygusal bütün testlerden geçti.
These men and their families- - They're really struggling- - emotionally, financially...
Bu adamlar ve aileleri Gerçekten zorlanıyorlar Duygusal olarak, ekonomik olarak
Are you getting emotionally involved?
Duygusal birşeyler mi hissediyorsun yoksa?
He's emotionally compromised.
Stade uzun bir süre Fas'ta yaşamış.
You're emotionally compromised.
Duygusal olarak çökmüşsün.
Studying the interaction of two emotionally enabled A.I.S. is an incredible opportunity for neurocomputing.
Duygusal olarak etkinlestirilmis iki yapay zekanin etkilesimini incelemek mükemmel bir firsat.
It's easy to get emotionally, kind've punches you in the gut.
Duygusal açıdan anlaması çok kolay. İçgüdüsel bir baskı türü.
I guess they mentally and emotionally right for feasibility.
Hem entelektüel hem duygusal olarak çok gelişmiş bir kız olduğuna eminim.
Military are better equipped to deal emotionally and physically with the dangers of thisjob.
- Onları tanımıyorsun. - Seninle hemfikirdik.