Employee traducir turco
3,957 traducción paralela
Was it a disgruntled employee, a random assailant?
İşinden hoşnut olmayan rastgele bir saldırgan mıydı?
Employee of the month three times in two years.
İki yıldır üç kez ayın çalışanı.
She's an employee?
- O çalışanlardan biri mi?
As your inattentive son, and your incompetent employee, I forbid it!
Senin dikkatsiz oğlun olarak ve senin beceriksiz çalışanın olarak bunu yasaklıyorum!
There's an employee with a healthy case of the go-get -'ems.
İşte sağlıklı koşullar altında çalışan biri.
I'm a loyal employee.
Ben sadık bir çalışanım.
We had no way of knowing our new employee was a minor.
Yeni yardımcımızın reşit olmadığını bilmemizin imkanı yoktu.
the identity of a corrupt government employee until she is quite certain that her inside contact cannot facilitate her escape.
İçerideki bağlantısının kaçışını sağlayamayacağından emin olursa ahlaksız bir devlet memurunu teşhis etmek.
Employee background checks.
- Çalışanların geçmiş kontrolleri.
Why? Okay, I need you take over my employee background checks.
Çalışanların geçmişlerini kontrol etme işimi devralman gerekiyor.
"Speaking of jugs," and then he reaches up and cups the employee's breastesses then starts twisting on the nips and what have you.
"Of be damacanaya bak," ve sonra uzanıp bayan çalışanın göğüslerini avuçlasın ve meme uçlarını sıkıp daha sonra başka şeyler yapmaya kalksın.
How many days before the feds start looking into an incarcerated Department Of Defense employee with a high-level security clearance and a felony charge hanging over his head?
Federaller, yüksek güvenlik yetkisine ve sabıkaya sahip olan hapisteki bir Savunma Bakanlığı çalışanını araştırmaya başlaması kaç gün sürer?
I guess lastly, could you show me how you handle employee security?
Son olarak, çalışanların güvenliği ile nasıl ilgilendiğinizi gösterebilir misiniz?
Three times, "Employee Of The Fortnight."
Üç defa, "İki Haftanın Çalışanı" seçildim.
Was he a good employee?
İyi bir çalışan mıydı?
Deeks, you're an employee.
Deeks, sen maaşlı elemansın.
I'm a federal employee with a high level security clearance.
Yüksek izin seviyesi olan bir federal görevliyim.
Security is tight, right down to the RFID tracking chips in the employee ID.
Güvenlik de epey sıkıdır. Çalışan kimliklerinde RFID izleme çipleri mevcuttur.
Thanks to the chips in the ID cards I can see the location of every employee in the building.
Kimlik kartlarındaki çipler sağ olsun binadaki her çalışanın yerini görebiliyorum.
So I have this crazy theory that someone hacked into one of the most powerful agencies in the world and created an employee who up until yesterday did not exist.
Birinin en güçlü teşkilatlardan birine sızıp daha düne kadar hiç var olmayan bir ajanı oraya eklediğine dair çok çılgınca bir teorim var.
Ms. Jacobs, do you still have your employee ID card?
- Bayan Jacobs, hala çalışma kimliğiniz duruyor mu?
Just like Ross one of several victims of a disgraced former employee who broke in, shot him, and then turned the gun on herself.
Aynı Ross gibi, sen de içeriye zorla girip önce utanç kaynağı işçiyi vurup ardından da kendini vuran kurbandan birisin.
" She was more than just an employee.
" O bizim için çalışandan öteydi.
There was a former NASA employee named Benjamin Kakowski.
Benjamin Kakowski adında eski bir NASA çalışanı varmış.
Frank, my star employee.
Frank, benim yıldız çalışanım.
As police escorted the social media mogul, a former employee opened fire, killing Trevor, and wounding two police officers.
Eski bir çalışanın ateş açması sonucu polis refakatindeki sosyal medyanın önemli şahsiyeti Trevor hayatını kaybederken iki polis memuru da yaralandı.
Remember, you are an employee in this house.
Unutma ki, bu evde çalışan olan sensin.
Because your employee slashed the throat of my employee savagely.
Çünkü senin adamın benim adamımın boğazını vahşice doğramış.
Which employee is that?
Hangi adammış o?
As far as I know, every employee, every guest has been accounted for.
Bildiğim kadarıyla bütün çalışanlar ve konuklar için kayıt tutuluyor.
Bixton sent over her employee file.
Bixton, dosyasını yolladı.
Punctuality is the number one rule in my employee handbook, which I've adorably named the Han-book.
Dakiklik benim işçi el kitabımdaki bir numaralı kuraldır... Ki ben ona daha sevimli bir isim olan Han kitabı diyorum.
Keeping your employee and Miss Murray together keeps her in your orbit.
Çalışannınız ve Bayan Murray'in birlikte olması onu yörüngenizde tutar.
So starting now, I am an employee of the County Health Board.
Şu andan itibaren Sağlık Bakanlığı'nın bir çalışanıyım.
Goodbye, Ann Perkins, my excellent employee.
Güle güle, Ann Perkins, benim en iyi çalışanım.
He's retiring as a city hall employee after 41 years, and it was his dream to eat here.
Belediye çalışanı olarak 41 yıl sonra emekliliğe ayrılıyor ve burada yemek yemek onun hayali.
Look, we're not permitted to give out employee information.
Şirket çalışanlarının bilgisini veremiyoruz.
- No. A fellow employee there named Clay White.
Clay White isimli bir çalışan hakkında.
An alleged affair on White House grounds with a White House employee...
Sözde ilişki, Beyaz Saray'da bir Beyaz Saray çalışanıyla...
And he was a well-trusted employee right up until he started taking his work home with him.
İşini evine götürmeye başlayana dek güvenilir bir çalışanmış.
We have one employee missing.
Bir işçimiz ortada yok.
I don't see any guard logs, employee counts, no police response times.
Herhangi bir koruma günlüğü, çalışan sayısı ve polisin tepki süresini göremiyorum.
The employee handbook is unambiguous, Rod.
Çalışanın el kitabı açık, Rod.
If Alicia is intending to use Ms. Peterson's recent absence during this time of grieving to argue that she's no longer an employee...
Eğer Alicia matem sürecinde Bayan Peterson'un yokluğunu kullanarak artık bir çalışan olmadığını savunma niyetindeyse...
"Any employee or non-employee owning a minimum of five percent " of the outstanding common shares of company stock "shall be entitled to a voting seat on the board of directors".
Şirket hisselerinden en az % 5'e sahip olan... çalışan ya da çalışmayan herkes yönetim kurulunda bir oy hakkına sahip olur.
- on the board. - No, but the day she took the stock, she was no longer qualified as an employee who could vote in a union election.
Hayır ama yerini aldığı vakit,... sendika seçimlerinde oy verecek kalifiye bir eleman olamayacak.
And you're a government employee, Miss Newlin?
- Siz memur musunuz Bayan Newlin?
I don't know who told you this But I'm just a regular office employee This is absurd
Bunu size kim söyledi bilmiyorum ama ben sıradan bir şirket çalışanıyım.
In other breaking news, tech guru Nolan Ross has just been released from custody after being held for questioning in the murder of former employee and rumored lover Padma Lahari.
Bir başka sıcak gelişme de teknoloji gurusu Nolan Ross eski çalışanı ve söylentiye göre sevgilisi Padma Lahari cinayeti kapsamında sorgulanmasının ardından salıverildi.
26, Spinner employee.
26 yaşında, Spinner çalışanı.
Subpoena will get us employee and patient records in a couple hours.
Mahkeme emri çıkarttık. Birkaç saate bilgiler gelecek.