Enchant traducir turco
90 traducción paralela
Come and enchant my heart
Gel ve büyüle bu kalbimi
And at last, they knew that... they would never be able to free the treasure from the enchant of the stone but they weren't sad about it because they knew that no matter how many disappointment they had they would always go on together.
Ve sonunda, görmüşler ki... hazineyi tılsımlı taştan çıkarmayı asla başaramayacaklar fakat bu onları yıldırmamış çünkü biliyorlarmış ki ne kadar hayal kırıklağına uğrarlarsa uğrasınlar herzaman beraber uğraşacaklarmış.
Akinari Ueda's Tales of Moonlight and Rain continues to enchant modern readers with its mysterious fantasies.
Akinari Ueda'nın Ayışığı ve Yağmur hikayesi modern okuyucuları, gizemli fantezileri ile büyülemeye devam etmektedir.
Enchant and astonish us
# Büyüleyin, şaşırtın bizleri #
But what that half of queer shit used to enchant you?
Bu yarım boktan herif, seni nasıl büyüledi?
I'll bewitch and enchant you
# Aklını alıp seni büyülerim.
Besides, you always did enchant me.
Üstelik beni her zaman büyüledin, Locken.
You enchant everyone with your beauty.
Güzelliğin herkesi büyüleyici düzeyde.
They bring in the sun My life they enchant
Güneşi taşıyorlar Beni büyülüyorlar
He used to enchant the crew.
Mürettebatı çok eğlendiriyordu.
Oh, how you will enchant the angels.
Ah, melekleri nasıl da büyüleyeceksiniz.
The spirit of that city can always enchant my soul.
O şehrin ruhu beni daima kendimden geçirir.
Your voice will enchant everyone.
Sesin herkesi mest edecek.
And here is a beautiful - a lovely woman... and all she does is eat, sleep and stroll through the day... to enchant us with that great beauty which is hers.
İşte, güzel ve sevgi dolu bir kadın! Ama sadece yiyor, uyuyor, etrafta dolaşıp güzelliğiyle bizi büyülüyor.
It is going to him to enchant.
Evet ben ve o.
it will enchant to see to him us.
Biz sadece büyülendik.
I will enchant the old Andronicus with words more sweet and yet more dangerous than bait to fish or honey stalks to sheep.
Yaşlı Andronicus'u büyülemeyi bana bırak. Tatlı olduğu kadar tehlikeli kelimelerle sudan çıkmış bir balık gibi hissedecek.
You represent "Enchant" in Latin America, loads of models envy you...
Enchant'ı Latin Amerika'da temsil ediyorsun birçok model sana imreniyor...
Enchant?
Enchant mı?
Listen, the contract with Enchant is finished.
Bak, Enchant ile olan sözleşme sona erdi.
When you get well, like before, we'll contact Enchant and it'll be fine...
Öncekisi gibi iyileştiğin zaman Enchant ile irtibata geçeriz, sonra da her şey yoluna girer- -
From strike of 12, count 24 That's how long the spell is for If to abate my lonely heart Enchant these gifts I thee impart
12'den 24'e, bu büyü böyle sürecek yalnız kalbimin acısını, bu büyü dindirecek.
- What'd you do, enchant the hand thing?
- Ne yaptın, mumya elini mi büyüledin?
That's sounds tempting. Well, allow me to enchant you further.
O zaman bana izin ver.
Prima donna, enchant us once again!
Primadonna, bizi bir kez daha büyüleyin.
And then ocharovatelnostta People enchant me.
Derken insanların tatlılığını gördüm.
"Your eyes let me enchant"
"Gözlerin beni büyülüyor."
He promised if she stayed with him in the cave, he'd forgive her people... - and protect and enchant their land until the end of time.
Mağarasında yaşarlarsa, halkını affedeceğine söz vermiş ve topraklarını sonsuza kadar korumuş ve büyülemiş.
The pygmies will enchant Parisians.
Pigmeler Parislileri büyüleyecek.
- [Narrator] Tobias had attempted an entrance... that he hoped would enchant his daughter.
- Tobias, kızını etkilemek adına yeni bir girişimde bulunmuştu.
Stories that enchant us, And stories that inspire us,
neşelendiren, ve bize ilham veren hikayeler,
You bring to bear all your techniques and knowledge of film-making in order to enchant the audience, to have them suspend their disbelief, to actually believe what's happening before them,
Bütün filmcilik birikimlerini bu uğurda kullanırlar sinemaseverleri büyülemek amacıyla, onları ikna edip inandırmak, hikayenin içine onları da katabilmek için,
How does he cast a spell over you, enchant you, beguile you?
Sana nasıl bir büyü yapmış? Sihir mi yaptı? Kandırdı mı?
Fashion people enchant me.
Moda insanları beni büyülüyor.
Enchant?
Memnun oldum.
Je suis enchant.
Memnun oldum.
Enchant.
Bende.
Here, let me enchant your pants.
Dur, pantolonuna büyü yapayım.
You'll have to enchant the smart set.
Elit kesimi etkilemek zorundasın.
Enchant?
Mest oldum.
Did you enchant it?
Büyü yaptın mı?
Enchant him.
Büyülemek.
She's certainly managed to enchant you.
Seni büyülemeyi başardığı kesin.
is it right on your part to enchant me without telling me?
Bana söylemeden kalbimi açıtması doğru mudur?
The aroma will enchant you.
Aroması sizi büyüleyecek.
You enchant me.
Beni büyülüyorsun.
Enchant?
Ben de memnun oldum.
Orpheus will attempt to do what no mortal ever has, to enchant the lord of the dead.
Orpheus hiçbir ölümlünün denemediğini yapacak, ölüm tanrısını büyülemeyi deneyecektir.
There's more than one way to enchant a man.
Bir erkeği büyülemenin birden fazla yolu var.
( GRUFF VOICE ) There's more than one way to enchant a man.
Bir insanı büyülemenin birden fazla yolu vardır.
I'll be back on the Enchant campaign.
Her şey yolunda giderse bir ay içinde Enchant kampanyasına tekrar dönebilirim.