Enclosed traducir turco
388 traducción paralela
I could have enclosed some smallpox germs easily.
Zarfın içinde çiçek hastalığı virüsü gönderebilirdim.
"Dear Dentist, Enclosed find check for $ 500." Send it off now.
"Sevgili Dişçim, ekte 500 Dolarlık bir çek var." Gönderin.
In the ashes, I found this enclosed ring.
Küllerin arasında bu yüzüğü buldum.
The world is a narrow cage enclosed on 4 sides by iron bars.
Dört bir yanını demir çubuklarla saran daracık bir kafestir dünya.
It's all enclosed like a house I often come here, I call it my study
Etrafı sanki bir yuva gibi kapanmış. Buraya sık sık gelirim. Benim dinlenme odam gibidir.
"Enclosed find check..."
"Zarfa iliştirilmiş..."
"Enclosed, please find your mother."
"Annenizi bulun."
He enclosed a fat money order with that and someone to join the house party and to pose as one of the guests.
Mektupla birlikte kabarık bir çek vardı. Misafirlerden biri gibi görünüp verilen partiye katılacaktım.
"Madame, enclosed is 60,000 francs as requested, which terminates your account at this bank."
"Madame, isteğiniz üzere size 60,000 franc gönderiyor ve böylece bankadaki hesabınızı kapatıyoruz."
He enclosed a wheat stalk.
Bir buğday sapı eklemiş.
Titinius is enclosed at round about with horsemen that make to him on the spur. Yet he spurs on.
Doludizgin atlılar sardı Titinius'u, o atını sürüyor hâlâ dört nala.
Its walls enclosed me like some gigantic pit.
Duvarlarla çevrili dipsiz bir kuyu gibiydi.
Their quarters must be enclosed by barbed wire... electrified barbed wire.
İki : Yaşadıkları çevre dikenli tellerle çevrilecek. Bu tellere elektrik verilecek.
You know, enclosed.
Etrafını kapanacak.
" "Nothing can ease your grief, but I hope the enclosed check... Will help keep yourself and poor little Wendy out of queer street."
"Hiçbir şey acını hafifletemez, ama umarım içindeki çek seni ve zavallı küçük Wendy'i sokaklardan uzak tutmaya yetecektir."
You'll be in a glass-enclosed living room and bedroom.
Duvarları camdan... yapılmış bir oturma ve bir yatak odasında kalacaksın.
The attraction pulls towards the outside under our feet... towards that solid crust in which the bubble is enclosed.
Çekim gücü ayaklarımızın altından dışa doğru..... bu kabarcığı çevreleyen sert kabuğa doğru etki yapar.
Was it, "Life is only complete when you're enclosed in a coffin"?
"Yaşamın, ancak tabuta girdiğinde son bulur."
" Enclosed is an itemised statement of all expenses incurred by you on my behalf.
"Adıma yaptığınız tüm harcamalar kalem kalem bu zarfın içinde listelenmiştir."
"Enclosed is money order covering first payment."
"Zarftaki posta çeki ilk ödemeyi ifade etmektedir."
We're enclosed in it like a ship in a bottle.
İçine tıkıldık. Adeta şişedeki gemi maketi gibi.
I'll admit a bird will panic in an enclosed room, but they didn't just get in ;
Kapalı bir odada kuşun panikleyeceğini kabul ederim, ama sadece içeri girmediler ;
This type of envelope is used for the ship's quarterly report to the trustees and Mr. Stringer has enclosed the latest example of our perusal.
Bu zarf Vakfa geminin 3 aylık raporunu yollamak için kullanılıyor ve Bay Stringer son örneği bizim için buna iliştirmiş.
You will find enclosed a lock of your daughter's hair as proof.
Mektubun yanında kızınızın saçından bir bukleyi de kanıt olarak gönderdik.
I'll read the enclosed report.
Size ilişikteki raporu okumak istiyorum.
He enclosed a fat money order with this letter.
Bu mektupla birlikte şişkin bir çek göndermiş.
We cannot use this machine in an en... enclosed area, otherwise we shall all go up in smoke.
Bu makineyi kapalı alanda kullanamayız, yoksa hepimiz dumanaların arasında patlarız.
"Enclosed is my authorisation to farm the properties."
"Çiftliği işletmek için gereken resmi iznim ektedir."
"Enclosed is a bill for our services and a list of our expenses."
Zarfın içinde hizmetlerimiz ve yaptığımız masrafların ayrıntılı bir faturasını bulabilirsiniz. "
Complete instructions and tickets for your destination are enclosed.
Bütün talimatlar ve biletler de sizin için kasaya bırakılacaktır.
They are enclosed by the walls of customs.
Gelenekler bir duvar gibi etraflarını sarmış.
" Could it be only a mystique that's enclosed us in masquerade or cruel illusion?
"Maskeli baloda etrafımız çeviren... "... sadece esrarlı hava mıdır, yoksa amansız bir yanılsama mıdır?
I mean, literally, actually, two separate people enclosed in one body.
Yani, tam olarak, fiilen iki tane kişi tek bedende bulunuyor.
On the other side, an enclosed microphone and speaker.
Mikrofon ve kolon bağlantısı yapıldı.
A letter from your wife was also enclosed.
Karından bir mektup var, kapalı.
Military security being what it is, I can't tell you where we are... but the enclosed photograph of Darrell and me... may give you some idea.
Askeri güvenlik nedeniyle yerimizi söyleyemiyorum ama Darrel ve benim ekli fotoğrafımızdan çıkartabilirsin.
I enclosed a lock of Dick's hair in a letter to his mother.
Mektupla annesine göndermek için Dick'in bir tutam saçını kestim.
He had caused a valley between two mountains to be enclosed and turned into a garden so large and beautiful his people believed it was paradise.
İki dağ arasındaki vadiyi kapatmış ve bir bahçeye çevirmişti. O kadar geniş ve güzel bir yerdi ki, adamları orayı cennet sanıyorlardı.
The solution was enclosed in this box.
Cevap bu kutunun içindeymiş.
Mr. Bauer will summon my heirs, and in their presence, open the envelope here enclosed which contains a list of my possessions and my instructions concerning their division between my three granddaughters...
Bauer Bey varislerimi çağıracak, ve onların huzurunda, bu kapalı zarf açılacak. İçinde sahip olduklarımın bir listesi ve üç torunumun tercihleriyle ilgili verdiğim kararlar olacak.
Hitler them had enclosed.
Hitler onları avcunun içine almıştı.
If the ships sank, the British army would be enclosed.
Eğer bu gemileri batırabilirlerse, İngiliz ordusu kapana kısılacaktı.
A feeling that it enclosed all the quadrants politicians.
Siyasi partiler ayaklanmıştı.
The Russians judged to have enclosed 75 a thousand Germans.
Ruslar, 75,000 Almanı tuzağa düşürdüklerini sandılar.
They are enclosed in a hard armorlike covering called the exoskeleton which provides some protection from other nasty little insects but, unfortunately, not from the dissector's scalpel.
Üzerini zırh gibi kaplayan sert kabuk diğer böceklerden bir dereceye kadar korunma sağlar. Ama neştere karşı koyamaz.
I feel too enclosed down there.
Aşağıda boğuluyormuşum gibi hissediyorum kendimi.
He also enclosed an outline.
Bir de taslak koymuş.
" Enclosed find a letter which proves
" Zarfın içindeki mektup Santini'nin gerçekte
The pit is completely enclosed.
Kuyu tamamıyla kapanmış.
" Enclosed is $ 4.75 for my loving family.
"Sevgili aileme 4.75 dolar gönderiyorum".
Fully-enclosed drive shaft.
Tam sarılı işletme mili.