Encore traducir turco
418 traducción paralela
Où est-ce quil est encore?
Où est-ce qu'il est encore?
Have you time for an encore?
Tekrar için zamanın var mı?
I'll sing them an encore that they'll never forget.
Hiç unutamayacakları bir bis parçası söyleyeceğim.
I don't remember anything after the second encore.
Sahneye üçüncü çıkışımdan sonra hiçbir şey hatırlamıyorum.
Encore!
Bir daha!
Now, Mary, I want you to do an encore.
Mary, yeniden sahneye çıkmanı istiyorum.
Must have looked like an encore.
Kendini tekrarlayıp duruyor olmalı.
Read a book. I think I'd better go back for the encore.
Sanırım istek parça için geri dönsem iyi olacak.
- Vous desirez lui parler encore?
- Onunla konuşmak mı istiyordunuz?
She always used it in her concerts for her last encore.
Konserlerinde son parça olarak hep bunu söylerdi.
Encore!
Tekrar!
I had to give another encore, the audience loved me
Bir parça daha söylemem gerekirdi, seyirci bana bayıldı.
Encore! "Magnifique"!
Mükemmel! Magnifique! Bravo!
You want an encore?
- İstek parçan var mı?
What's wrong? Why isn't he doing an encore?
Ne oluyor, niye devam etmiyor?
That's your problem. He does an encore.
Hallet, Calvero devam etsin.
Do your encore!
Devam edebilirsiniz.
I wanna talk to you about an encore.
Son parçayı konuşalım.
I'll leave my theater in time to hear your encore.
İstek parçayı dinlemek için salonumu tam zamanında terk edeceğim.
Here. What do you do for an encore?
Tekrar için ne yapılır?
now you know What I do for an encore.
Tekrar çıkarsam ne yapacağımı görmüş oldun.
And an encore.
Bir de encore.
No, one number, no encores.
Hayır. Bir şarkı. Encore yok.
- Encore!
- Bir daha! Tekrar!
I asked if I could sing an encore.
Ben bu şarkıyı söyleyebilir miyim diye soracaktım.
And for an encore, get an earful of the following.
Şimdi su söyleyeceklerimi iyi dinle.
Encore de champagne, monsieur?
Biraz daha şampanya ister misiniz?
Encore.
- Tekrar.
Encore.
Tekrar.
You got the kids going, give them an encore.
Gençler çok istekli, tekrar söyle.
Encore!
Bravo! Tekrar!
And while the judges arrive at their decision... ... I have been given permission to offer you an encore.
Jüri üyeleri kararlarını verirken size bir gösteri daha sunmam için bana izin verildi.
- Encore, la même chose.
Barmen, yeniler misin?
Wait till you see what I do for an encore.
Asıl gösterimi bekle.
And since it was a continous show... she did an encore 15 minutes later
Böylece şovuna devam etti. 15 dakika sonra bu işi tekrarladı.
Do you think they would agree to an encore?
Acaba bis yaparlar mı?
Why is there no encore?
Neden yoktur tekrarı?
What are you gonna do for an encore, set yourself on fire?
Final numaranda ne yapacaksın, kendini mi yakacaksın?
Encore! Encore!
Bir daha!
That summer I had met three children on a road and a volcano had come out of the sea. Encore un blablabla de s ´ enveiller.
O yaz bir yol üstünde üç çocukla karsilastim denizin içinden bir volkan çikiverdi.
And then for an encore, he decides to pay a courtesy call to Rolandez.
Ve bis olarak Rolandez'e bir nezaket ziyaretinde bulunmaya karar verdi.
I can't even decide whether to go with "Boulevard of Broken Dreams"... or "Three Coins in the Fountain" as an encore.
Ben söylediğim şarkıların sözlerini bile hatırlamıyorum. "Boulevard of Broken Dreams" i ya da "Three Coins in the Fountain" ı.
The horror, it petrifies them. I would be petrefied too, if I had to look at it. So, well, what shall I do for an encore?
Ben de böyle bir şey görsem ben de taş kesilirdim.
AND DISCOVERED, TO HIS SORROW, THAT SOMETIMES YOU'RE CALLED BACK FOR ONE ENCORE TOO MANY IN THE TWILIGHT ZONE.
Alacakaranlık kuşağında tekrar tekrar sahneye çağrılır.
What do you do for an encore?
Tekrarı için ne yaparsın?
for an encore i did a couple from "gypsy."
"gypsy"'den beri böyle istek gelmemişti.
Encore, encore!
Birdaha, birhada!
Encore un tosst, I say!
Yine sağlığınıza, diyorum!
Encore!
Mükemmel!
- Encore!
- Tekrar!
Encore.
Bi tane daha.