Enormous traducir turco
3,088 traducción paralela
Then it occurred that with an empire so enormous even you must keep a record of it somewhere.
Bir anda fark ettim ki, bu kadar kocaman bir imparatorlukla sen bile bir yerlerde kayıt tutmak zorundaydın.
One of the major byproducts of this enormous corn surplus was a low-cost sweetener called "high fructose corn syrup".
Bu muazzam mısır üretiminin önde gelen yan ürünlerinden biri yüksek früktozlu mısır şurubu adlı düşük maliyetli tatlandırıcıydı.
I think that the department was not prepared for something of that enormous nature.
Sanırım bölüm buna hazır değildi bu kadar büyük yapıdaki bir olaya.
Isn't that enormous?
Bu çok büyük bir şey değil mi?
But the pressure is enormous.
Ama üzerimdeki baskı çok fazla.
They will turn into an enormous snake as the lunar eclipse commences.
Tutulma başladığında, onlar dev yılanlara dönüşecekler.
If you leave, there's an enormous possibility that you will go into cardiac arrest and you will die.
Giderseniz çok büyük bir ihtimalle kalp krizi geçirip ölürsünüz.
Obviously, you've all been under an enormous amount of stress.
Açıkça görülüyor ki, hepiniz yoğun bir stres altındasınız.
The character of Nikki Heat is a smart, complicated detective with... with enormous depth, and then... the studio goes and casts the braless coed in blood-soaked t-shirt from "Knife II"?
Nikki Heat karakteri muazzam derinliğe sahip zeki, karmaşık bir dedektif. Ama.. Stüdyo gidip "Bıçak 2" nin kanla ıslanmış t-shirt giyen sutyensiz karma okul öğrencisini seçiyor.
Chet was always encouraging me to use my enormous talent to help people.
Chet beni hep, insanlara yardım etme yeteneğimi kullanmam için cesaretlendirirdi.
I'll try anything to get into those enormous pants.
Bol paça pantolon bulmak için her şeyi yaparım.
Look, maybe Rachel's fine with having an enormous beak. Maybe she needs it to crack hard seeds.
Belki Rachel kocaman bir horhor çeşmesi ile yaşamaktan memnundur ya da o koca cevizi kırdırmalıdır.
Digby Sheridan, who played Patrick, had enormous problems with the show.
Patrick karakterini canlandıran Digby Sheridan'ın diziyle büyük sorunları vardı.
Mother, your hair is enormous.
Anne, saçların muhteşem.
Enormous, sweaty, just filled with spunk- -
Kocaman, terli, üzeri atmıkla kaplı hayalar- -
I wish I could say it was nice knowing you, but that would be a big, fat lie, because you have been an enormous pain in my ass.
Keşke, seninle tanıştığıma memnun olduğumu söyleyebilsem. Ama bu kocaman bir yalan olurdu çünkü, adeta kıçımın ağrısı oldun.
- Yeah, it's really enormous!
- Evet, gerçekten kocaman!
In first grade, I had an enormous crush on a girl with that name.
Birinci sınıfta aşık olduğum kızın adı.
- The myth about the guy who pushes an enormous rock only to have it keep rolling back.
- Bir kayayı itip geri yuvarlanmasını izleyen adamın efsanesi.
If the law is against you Have a hot chick with enormous breasts take off her clothes in court.
Eğer kanunlar size karşı çıkıyorsa kocaman göğüslü ateşli bir pilicin mahkemede soyunmasını sağlayın.
It's enormous.
Devasa bir şey.
I am an enormous, big dumb oaf.
Ben kocaman, iri aptalım.
Your ass will become enormous...
Kıçın büyüyecek...
Dana is kind, protective of others, and has enormous strength of character.
Dana, naziktir, çevresindekileri korur, olgun bir karakteri var.
At your age, that's enormous.
Senin yaşında biri için çok fazla.
A year is enormous.
Bir yıl çok fazla.
Oh, please don't make me go to the enormous hassle of buying this place just to fire you.
Lütfen canımı sıkma ki sırf seni kovmak için burayı satın almayayım.
There has been enormous suffering.
Büyük acılar yaşanmış.
This act will certainly wipe out the... enormous sadness of the 1950's defeat... 10 seconds to go by my watch...
Bu hareket eminiz ki 1950'deki yenilginin..... izlerini silip süpürecek. Benim saatime göre maç başlayalı 10 dakika oldu.
Inside a star there are magnetic fields, enormous pressures, solar flares, conditions that make events unpredictable by any mathematics.
Bir yıldızda...... manyetik alanlar yüksek basınç, güneş patlamaları,... herhangi bir matematikle önceden kestirilemeyen bir çok durum oluşur.
- Do you feel enormous?
- Kendini kocaman mı hissediyorsun?
- She did, they were enormous.
- Evet vardı. Kocamandılar.
They're enormous, right?
Kocamanlar, değil mi?
In the middle is an engine generating an enormous amount of power.
Ortada muazzam miktarda güç üreten bir motor bulunur.
Or maybe your enormous feet?
Ya da belki devasa ayaklarındır?
Giulia is an enormous help running such a big household.
Giulia böylesine büyük bir evi idare ederken çok yardımcı oluyor.
But I do. Giulia is an enormous help running such a big household.
Böylesine büyük bir evi idare ederken Giulia'nın yardımı çok dokunuyor.
Because they guarantee such an enormous percentage of the nation's mortgages, there is renewed speculation that the government may have to step in and take them over... a possibility Barack Obama has now raised on the campaign trail.
Garanti verdikleri konu ise ülkenin çok büyük bir mortgage yüzdesinin ellerinde olması, bu da yeni bir dedikodu başlattı, Devlet araya girip ve onları alabilir - Barack Obama seçim kampanyasında bir ihtimal bu konuyu konuşabilir.
What if these victims are just surrogates for the true target of the unsub's rage, somebody he feels enormous animosity and rancor for?
Bu kurbanlar, saldırganın öfkesinin asıl kaynağı olan,.. ... düşmanlık ve kin beslediği birinin suretleri olamaz mı?
Structural damage uncovered on Thera shows that around 1620 BC they were exposed to an enormous earthquake.
Thera'da tespit edilen yapısal zararlar M.Ö. 1620 civarında devasa bir depreme maruz kaldıklarını gösteriyor.
RJ, use that enormous package of yours for once.
RJ, bir kez olsun şu büyük malafatını doğru dürüst kullan.
Who had an enormous ball.
Muazzam taşakları olan
I've got enormous admiration for you.
Sizin en büyük hayranınızım. - Teşekkürler.
That love component is such an enormous part of the achievement, of any kind of genius...
Bir dahi yaratmak için, sevgi bileşeni, çok büyük önem taşıyan bir bölümdür.
And its arrival would have enormous consequences for the pterosaurs.
Ve onun gelişi Pterozor'lar için muazzam sonuçlar doğuracaktı.
It had a simply enormous head crest.
Kafasında muazzam bir ibiği vardı.
The duel releases enormous amounts of energy.
Düello esnasında çok fazla enerji harcanıyor.
Blimey - she's enormous!
Vay canına - O devasa!
But make no mistake, every time you open your humongous mouth to do an impression or moisten an enormous stamp for a lazy giant, you take one step closer to everyone seeing that you are actually a dork.
Ama hata yapma. O kocaman ağzını her seferinde, Nemlendirmek veya iz bırakmak için açtığında
In breaking news the disaster at the Black Sea continues to get worse, the enormous cracks that swallowed the sea are growing in size and have spread into populated areas, massive evacuations are now taking place within a 200 mile radius of the sea shore, :
Şimdi haberler.
An enormous task.
Önce tüm çatıyı sökmeliyiz.