Entertainment traducir turco
2,859 traducción paralela
Things are a little tight at the company right now, but if you want to learn about the entertainment business, I can find you something.
Şu an şirkette işler biraz gergin ama eğer bilgi almak istiyorsanız bir şeyler ayarlayabilirim.
Entertainment is where untalented people go to get rich, and you have all the makings of a reality superstar...
Eğlence sektörüne kabiliyetsizler zengin olmak için gider. Sen bir realite yıldızı için gereken bütün şartlara sahipsin ;
While we're waiting to take off, we're going to go ahead and begin our in-flight entertainment, which is the feature film Legend of the Guardians :
Kalkmayı beklerken uçuştaki gösterimimizi başlatacağız, o da uzun metrajlı bir film olan Gardiyanlar Efsanesi ;
Shirazi Entertainment 2.0.
Shirazi Entertainment 2.0.
While I... love making my nephew suffer, what, besides entertainment, is in it for me?
Yeğenime... acı çektirmeye bayılırım ama eğlence dışında, bundan menfaatim ne?
( SIGHS ) Now we have a special presentation, courtesy of the folks at Entertainment 7Twenty.
Sırada Eğlence720'nin hazırladığı özel bir video var.
A.K.A. the headquarters of Entertainment 7Twenty.
Bir başka deyişle Eğlence720'nin karargâhına.
It's a multimedia entertainment production conglomerate.
Eğlence organizasyonları düzenleyen bir şirketiz.
I provide you with nothing but the highest quality, adrenaline filled family entertainment.
Size en kaliteli, adrenalin dolu aile eğlencesini sunuyorum.
It wasn't art, but, hey, it was... It was damn good entertainment.
Edebiyat sayılmazdı ama iyi malzeme çıkardı.
You chose to turn your training into public entertainment.
Eğitimini, halka açık bir eğlenceye çevirmeyi yeğledin.
Yeah, I'm thinking an entertainment system or something.
Evet, bir eğlence odası veya benzer bir şey olabilir.
EverQuest online games, Melissa's Erotic Entertainment.
Kartlarım online oyunlarda kullanılmış, erotik malzemeler alınmış.
That was entertainment.
Gösteri işte buydu..
Cameron makes shallow entertainment.
Cameron sığ işler yapar.
State-of-the-art entertainment system, six private sleeping compartments, and two full baths,
Son model eğlence sistemi, 6 ayrı özel uyuma alanı, ve iki adet banyo.
No, but I can do the theme to Entertainment Tonight.
Hayır, ama Entertainment Tonight'ın müziğini çalabilirim.
Entertainment Weekly said it was popular, but it wasn't.
Entertainment Weekly popüler olduğunu söyledi, ama değildi.
He was her sole source of entertainment, had to do everything for her.
Onun tek eğlence kaynağıydı, onun için her şeyi yapmak zorundaydı.
- No, it's just local entertainment.
Hayır, sadece kendimizce bir eğlence.
And now for some entertainment!
Şimdi de biraz eğlence!
- What is this, more entertainment?
- Nedir bu, daha fazla eğlence mi?
You need to be entertained... and killing us quickly wouldn't be entertainment.
Eğlenmen gerek ve bizi hemen öldürmek hiç eğlenceli olmaz.
If not, find another form of entertainment.
Umarım sorun olmaz, eğlenmek için başka bi yol istemiyorum
Addons We are planning entertainment especially for you.
Sizler için özel bir eğlence planımız var.
Maybe not, I believe that there entertainment.
Belli olmaz, eğlence olduğuna inanıyorum.
Better yet, judgy's single biggest debt is to AAA Entertainment, a Nevada company that owns numerous sports books.
Daha da iyisi, yargıcın en büyük borcu AAA Entertainment adında sayısız spor bahis bayisi olan bir Nevada şirketineymiş.
"It is my understanding that you discussed with our agent, " DDB Entertainment International, the possibility of our involvement
" Anladığım kadarıyla, Morgan Spurlock tarafından yönetilen ve filmlerdeki ürün yerleştirmenin inceleneceği bir belgeselde
Robert Weissman is the president of the consumer advocacy group Public Citizen, and he's championing a radical way to differentiate advertisements from entertainment.
Kamu Vatandaşı adlı tüketici hakları kuruluşunun başkanı olan Robert Weissman, gösteri dünyasından reklamı ayırmak için radikal bir yolu savunuyor.
It says here under "entertainment expenses"
Bir çita almışsın ve bunu...
For entertainment. For protection.
Hem sohbet hem de korunman için.
Your rapid rise in the Istanbul entertainment world is quite an achievement.
İstanbul eğlence dünyasının en popüler merkezi...
Well, there's no shortage of wholesome entertainment.
Burada bolca ahlaklı eğlence mevcut.
It was an unfortunate thing, to be so used by men for base entertainment.
Aşağılık zevkler adına erkekler tarafından kullanılmak çok makûs bir şeydi.
I do not mean gay, that's entertainment.
- Travesti kız kardeşinden bahsetmiyorum.
So lets include a nice open park an entertainment / events area for cultural purposes and socializing and educational and research facilities.
O zaman şimdi güzel bir açık park da ekleyelim. Kültürel amaçlar ve sosyalleşme için bir eğlence / etkinlik alanı ve ayrıca eğitim ve araştırma tesisleri de olsun.
And, like a virus, this disorder now permeates every facet of government - news media - entertainment - and even academia.
Şimdi, bu bozukluk bir virüs gibi ; hükümetlerin - basının - eğlence dünyasının ve hatta eğitim sisteminin her hücresine işlemektedir.
It's the latest craze in after-hours entertainment.
İş sonrası eğlencede yeni moda bu.
So how's everything coming with the entertainment?
Eğlence işleri nasıl gidiyor?
Now each passenger has their own in-flight entertainment system that allows them to browse genres and choose from all of the latest releases.
Her yolcunun kendine ait uçak içi eğlence sistemi vardır. Oradan istediği son çıkan filmleri ve istediği türü seçebilir.
Well, I got it for services to entertainment and, actually, I do a lot for charity.
Gösteri dünyasına o kadar hizmet ettim ve epeyce bağış yaptım.
And you know what the first rule of entertainment is?
Gösterinin birinci kuralı nedir, bilir misiniz?
Strato Entertainment, down four and an eighth.
Strato Eğlence, 4,8 puan düştü.
She's the entertainment.
Eğlendirecek bizi.
As a resident you will now have access to all of the entertainment zones inside.
Buranın bir sakini olarak, içerideki tüm eğlence alanlarına erişebilirsiniz.
From here you may depart to any of Twostreams'entertainment zones.
Buradan, Twostreams'in herhangi bir eğlence alanına gidebilirsiniz.
And I'm pretty excited after,'cause I'm looking after wedding entertainment.
Başka ne şaka biliyorum?
Then me and my mates did the wedding entertainment.
Çeneni kapayabilir misin? Ben bu bokla uğraşırken konuşmasan olmaz mı?
Now we will continue with the wedding entertainment that me and my mates have planned.
Pardon, ne oluyor burada?
Now, as I continue rapping, I want you to look around,'cause we got some more wedding entertainment, me and my mates.
- Öyle mi söylediler? - İyi olacağını söylediler. Bu rahatlattı.
He made it an entertainment opportunity.
Bu ona gülüp eğlenmek için bir fırsattı.