Enthusiastic traducir turco
749 traducción paralela
Bill Hobart can be somewhat enthusiastic.
Bill Hobart bazen çok coşkulu olabiliyor.
- Yes. You don't sound very enthusiastic.
Sesin pek heyecanlı çıkmadı.
- Just enthusiastic.
- Yalnızca çok hevesli.
Impetuous, friendly, enthusiastic, guileless.
Coşkun, arkadaş canlısı, şevkli, dürüst.
I thought the public enthusiastic.
Umarı gelişinizdeki gösteriyi yeterli bulmuşsunuzdur.
See it first with her. - Be enthusiastic too.
- Methetmeyi de unutma.
Enthusiastic?
- Coşkulu mu? - Evet efendim.
Uncle Philip never has been enthusiastic over my career as a model.
Amcam Philip kariyerimi model olarak tamamlayacak olmamdan hiç bir zaman heyecan duymadı.
It's their first time out, so of course they're enthusiastic.
Onların ilk molaları bu, tabii ki hevesli olacaklar.
Mr. Dillinger has very enthusiastic ideas.
Bay Dillinger'ın çok iddialı fikirleri var.
I must say, your attitude isn't exactly enthusiastic.
Çok heyecanlı bir tavrın yok.
Mr Milton certainly acted enthusiastic about your speech.
Konuşman Bay Milton'u heyecanlandırdı.
Oh, just marriage in general you're not enthusiastic about, huh?
Çok tatlı. Genel olarak evlilik fikri seni etkilemiyor galiba?
- You don't sound very enthusiastic. - I'm not.
- Sesin pek de istekli çıkmıyor.
He was very enthusiastic
Çok coşkulu biriydi.
WELL, YOU COULD BE MORE ENTHUSIASTIC.
Beni daha coşkulu karşılayabilirdin.
You don't seem too enthusiastic.
Pek sevinmişe benzemiyorsun.
After you've interfered a dozen times or so... with a man's rather enthusiastic determination to cut his own throat... there comes a moment when you're inclined to stand back... and view the whole matter with a certain detachment.
Bunu bir düzine kadar denedikten sonra, bir adamın kendi boğazını kesmesi için ne kadar heyecanlı olduğunu görünce öyle bir an gelir ki geriye yaslanıp.. kesin bir fikir ayrılığı ile olup biteni izlemeyi yeğlersin...
"Monumental Pictures enthusiastic over Lina's singing pipes and dancing stems."
Dora Bailey'in Günlük Röportajı Simpson "Lina En büyük Şarkı ve Dans Yıldızıdır" diyor
One Boots McManus, a young lady with bright pink hair who is engaged in some vague capacity at the Full House Club is enthusiastic, even ardent in her regard for you.
One Boots McManus, parlak pembe saçlı genç bayan Full House Club'ta işleriyle meşkulken bile sizin ile ilgili övgü dolu sözleri hevesle söyledi.
- What? - Don't get too enthusiastic.
- Çok heveslenmeyin.
He's most enthusiastic.
Kendileri çok coşkulu.
You don't sound very enthusiastic.
Sesinde pek heyecan hissetmiyorum.
I was enthusiastic, wanting to send for you... as soon as I open my own hall
Çok istekliydim, bunu sana göndermek istedim... Kısa bir süre sonra kendi okulumu açacağım.
Just write a nice, kind enthusiastic letter.
- Güzel ve coşkulu bir mektup yaz.
He agreed, but he didn't sound particularly enthusiastic.
Evet, ama pek de memnun olmuş gibi değildi.
He also told me that Her Majesty was barely able to get back to the coach, for the enthusiastic crowd almost tore up her dress.
- Arabacı. Ayrıca, Majestelerinin arabaya zorlukla geri döndüğünü coşkulu kalabalığın neredeyse Majestenin elbisesini parçalayacağını söyledi.
Oh, Dad, you... you were just too busy being enthusiastic about the new model.
Baba... yeni araba modelleriyle o kadar meşguldun ki hatırlamaman normal.
Naturally, I don't want to relieve you, but I must have enthusiastic support.
Seni görevinden almak istemiyorum ama sana güvenmemi sağlamalısın.
Oh, well, now, I am enthusiastic, Louise, it's just that...
Oh, şey, coşkuluyum, Louise, öyle ki,...
Captain Hansen was most enthusiastic.
Kaptan Hansen çok hevesliydi.
One is apt to become too enthusiastic about it.
Biri bu şarkı konusunda pek hevesli.
If the seducer is too enthusiastic she will think that he lies and the game is lost.
Ayartan kişi çok hevesli davranırsa, yalan söylediği zannedilecek ve oyun kaybedilecektir.
I expected a more enthusiastic greeting...
Daha coşkulu bir selam beklerdim.
He saw her a few days ago and is enthusiastic
Kızı birkaç gün önce gördü ve heyecanlı.
We'd better go along and see they don't get too enthusiastic.
Aşırı heyecanlanmaları durumuna karşı biz de gidelim.
Our original estimate was overly enthusiastic.
İlk tahminlerimiz biraz fazla aşırıydı.
He says : " The enthusiastic reception the population made to our troops must not delude us.
Şöyle söylüyordu : " Bu insanların birliklerimize yaptıkları bizi aldatmasın sakın.
I pushed him too, but he's enthusiastic.
Onu kandırmaya çalıştım, ama çok hevesli.
Particularly as my own minister was so enthusiastic, but the very exhaustive tests that I have made show that DN6 is totally destructive. Well that was the idea wasn't it?
Özellikle kendi bakanım çok hevesli, ancak ayrıntılı testler DN6'nın tamamen yıkıcı olduğunu göstermektedir.
Well, now, that is an enthusiastic greeting.
Ne coşkulu bir karşılama.
I like my collaborators to be enthusiastic.
İşbirlikçilerimin böyle coşkulu olmaları hoşuma gider.
Yes, I know I'm not usually so enthusiastic, but this is really extraordinary!
Evet, genellikle çok hevesli biri değilim, ama bu bayağı sıra dışı bir durum.
But when he gets enthusiastic about the idea, he'll change his mind.
Konuyla ilgilendikçe fikrini değiştirecektir.
And before that, while still in training at Camp Foch they bought themselves a reputation for enthusiastic spirit, and rigorous discipline.
Ondan da önce, Foch kampındaki eğitim sırasında... heyecan ve disiplinleriyle... tanınmışlardı.
Probably a bit excited - he's as enthusiastic as a child.
Sanırım biraz heyecanlandı - çocuklar gibi kabına sığmayan biri.
Sometimes I was enthusiastic, glorifying the socialist edifice in my writing.
" Bazen coşkuya kapılarak yazılarımda sosyalist yapıyı yüceltiyordum.
I'm afraid... I don't feel very enthusiastic about it.
Korkarım bu konuda kendimi hiç rahat hissetmiyorum.
You don't sound very enthusiastic.
Pek hevesli değil gibisin.
The only thing I know about you is that you are very enthusiastic, young journalist.
Senin hakkında bildiğim tek şey, çok hevesli olduğun, genç gazeteci.
A little less enthusiastic.
Giderek azaldı.