English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Entrees

Entrees traducir turco

111 traducción paralela
Monsieur, these entrees are too rich for our blood.
Mösyö, bu mezeler bizim için fazla zengin.
If you got more than six entrees on it, you win.
Eğer 6 seferden fazla girersen, kazanırsın.
I count 12 entrees... I count 12 entrees on that table, three of them steaks.
Masada 12 giriş saydım, üç tanesi biftekti.
Six entrees.
6 giriş 6 giriş ha?
Six entrees, huh? - You're a greedy bastard, know that? - Charlie...
Açgözlü bir piçsin, bunu biliyor musun?
Great! I divided them into entrees and appetizers.
Mezeler ve aperatifler olarak ayırdım.
By morning, we'll be frozen entrees for wolves!
Sabaha kadar donup, kurtlara kahvaltı olacağız.
In fact, Linda has her own line of vegetarian entrees.
Aslında, Linda bütün hayatı boyunca vejetaryenler için didindi durdu.
I got rotten fruit. I got cold entrees.
Çürük meyveler getiriyorsun, soğuk yemekler getiriyorsun.
For entrees this evening, I have swordfish meatloaf with onion marmalade rare-roasted partridge breast in raspberry coulis with a sorrel timbale...
Bu akşam antre olarak da soğan marmelatı kızarmış tavuk göğsü ve kaz ciğeri ezmesi var.
'The entrees are as heavenly as the starters.
"Ana yemekler de başlangıçtakiler gibi tanrısaldı."
Both had the pappadams, different entrees.
"Pappadam" yemişler, farklı mezelerle.
- Appetizers, entrees, we don't care.
- Meze, ana yemek, farketmez.
Please return to your entrees. "
Entree'lerinize dönün. "
They like $ 30 entrees on plastic plates $ 60 bottles of wine in plastic cups, and service with a big smile.
Otuz dolarlık yemekleri plastik tabakta isterler. Altmış dolarlık şarapları plastik bardakta. Ve servislerini büyük bir gülümseme ile.
Victor, I got entrees for Table 12. Come and get them.
Victor, 12 numatralı masanın antresi hazır, gel de al.
Hope those aren't for Table 6, Frantz... because their entrees are up in three seconds.
Umarım bunlar 6'ıncı masanın değildir.
You got four plates on your tray and two entrees on your ticket.
Tepside 4 antre var, ama iki biletin var.
For our soup we have corn chowder... and for our entrees we have medallions of pork dusted with black truffles... served with a root vegetable foulon and wasabi whipped potatoes.
Çorba olarak mısırlı balık çorbamız... ve ana yemek olarak, kara mantarla kaplanmış domuz madalyonumuz var. Yanında da sebze ve yeşil Japon turpu ile çırpılmış patates veriyoruz.
Yo, yo, yo! Entrees start at $ 6.95.
Yemekler 6.95'ten başlayacak...
How about these entrees?
Bu bize verilenler ne âlemde?
Barbara and Tom aren't here yet with the entrees, Uncle Jun'.
Barbara ve Tom daha Başlangıçtaki sıcakları getirmediler Jun amca
You just comped five entrees.
Kaç kişilik beleş servis açtın sen?
I'll check on your entrees.
Ben siparişlerinizi kontrol edeyim.
We should be offering organic entrees in all our locations.
Bütün bölgelerimize organik girişlerine izin vermeliyiz.
And remember, life is full of entrees, so don't fill up on bread.
Unutmadan, hayat nimetlerle dolu,... sadece ekmekle doyurmayın karnınızı.
Well, Finn had two entrees and still had room for dessert.
Finn iki başlangıç yemeği yemiş ama hala tatlı için yeri varmış.
Uh, please warn me in advance which entrees were prepared with Kitty's loving hands.
Ah, lütfen hangi yemeklerin Kitty tarafından hazırlandığı hakkında beni önceden bilgilendirin.
Fire up the entrees for the eight-top.
Başlangıç yemeğinin altını yakın.
Our entire order is predicated on four dumplings and four entrees divided amongst four people.
Bütün sipariş sistemimiz, dört insana ait olan dörtlü köfte için dört adet yemek girişi yaratmıştır.
- So, we'll just order three entrees.
- O zaman sadece üç girişlik sipariş ederiz.
Just stop me if I try ordering more than three entrees.
Üçten fazla meze söylersem bana dur de.
Entrées.
Giriş yemekleri...
That's hors d'oeuvres, then onto entrees.
- Küçük bir Çin mutfağı da var.
It's dinner time and we ain't got no stinking entrées.
Yemek vakti ve kokan mezelerimiz yok.
We gotta call in our entrées.
Antrelerimizi seçmeliyiz.
Choice of three entrées.
Üç çeşit var.
I ordered the fish, but I'd be happy to switch entrées with you.
Ben balık istemiştim ama yemeğimi seninle değişmekten mutluluk duyarım.
Okay, just to confirm everybody's entrées, there are two steak, two salmon and one big fat chicken.
Pekala, herkesin siparişini kontrol ediyoruz. İki biftek, iki somon ve koca bir tavuk.
l just wanna point out, if you're not gonna order dessert... it's not really a good deal... because the entrěes are cheaper á la carte, Mom.
Şimdiden söyleyeyim, eğer tatlı siparişi vermeyecekseniz... bu hiç iyi olmaz... çünkü entraes, a'la carte'tan daha ucuz, anne.
And finally. The piece de résistance of the entrées :
Son olarak, antrelerin en önemli yemeği :
No, lunch date. I wanna make sure I get a hit off of him before the entrées come.
Hayır, öğle yemeği tarih. entrées gelen onu önce l istiyorum emin l bir hit kurtulmak olun.
Yes, our cooking staff has marked all vegan dishes with gold stars... and two soy entrées have been prepared by Gunther, just for you.
Evet, aşçılarımız vejeteryanlar için özel şeyler hazırladı... ve iki ana yemek Gunther tarafından sadece sizin için yapıldı.
First of all, our entrées are always cooked exquisitely to perfection.
Öncelikle, ana yemeklerimiz her zaman mükemmellik derecesinde iyi pişirilir.
- How about I get the entrées?
- Ben girişleri getireyim.
- "Entrées."
- Giriş mi?
Instead of perfecting a handful of choice entrées the menu promises a myriad of culinary delights but fails to properly deliver. "
Birkaç ana yemeği mükemmelleştirmek yerine, menü çok sayıda yemek vaat ediyor ama hiçbirini doğru şekilde sunamıyor. "
I'm really sorry if I insulted your choice of entrées.
Antreler seçimini küçümsediysem, gerçekten üzgünüm.
You got the check before we got our entrées.
Aperatiflerimizi bile bitirmeden hesabı istedin.
Let's go ahead and get the entrées ready, all right?
Hadi gidelim ve baş yemek için hazırlanalım, tamam mı?
We're about to serve the entrées.
Baş yemekleri dağıtmalıyız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]