English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Eradicate

Eradicate traducir turco

327 traducción paralela
We will eradicate all of Nerv's Evas.
NERV'in EVA'larını yokediyoruz.
They're all scoundrels. I'm one, too, but at least I'm trying to eradicate that part of me.
Hepsi aşağılık, ben de onlardan biriyim ama en azından ben o tarafımı yok etmeye çalışıyorum.
We will eradicate the enemies one day
Bir gün düşmanlarımızı ortadan kaldıracağız.
We must eradicate it before it gets strong
Çok fazla güçlenmeden ortadan kaldırmamız gerekir.
Our German order hasn't helped eradicate that bad habit.
Ayrıca Almanca dersinde başarısız oldular... Kötü alışkanlıklarını engelleyin.
A scheme I planned to eradicate the Emperor Worshippers which was submitted to the Cabinet through you and which was fully approved
Hükümete sizin aracılığınızla teslim edilen ve tüm yönleriyle onaylanan İmparatora Tapanların kökünü kurutma plânını ben yaptım.
Eradicate!
Kökünü kurutun!
The FLN is leading a campaign to eradicate this scourge and requests the population's help and cooperation.
FLN bu belayı yokedecek bir seferberlik yürütüyor. ve halkın yardımını ve işbirliğini talep ediyor
There is a special way of eradicate the worm's that?
Ama bir de bu böcekleri öldürmemizi istediğiniz özel bir yer var mı?
to eradicate evil at its roots.
şeytanın kökünü kurutmak.
They want to eradicate us
Bizi yok etmek istiyorlar
What do you mean "eradicate"?
"Yok etmek" den kastın nedir?
When it got in here, it somehow gave the command, "Eradicate."
Buraya girdiğinde, bir şekilde "yoket" komutunu vermiş olmalı.
Will you work with the Party and the unions to eradicate this negative attitude in the factory?
Fabrikadaki bu olumsuz davranışları silmek için Parti ve sendikalarla iş birliği yapacak mısınız?
Yes, I will do my best to eradicate the problems which should be eliminated but I must warn you that I cannot change my style of work or the form it takes
Evet, giderilmesi gereken sorunları yok etmek için elimden geleni yapacağım........ ama sizi uyarmalıyım, çalışma tarzımı ve aldığı biçimi değiştiremem.
So I just came to eradicate you.
Ve sizi ders vermeye geldim!
How could we eradicate all of them?
Hepsini öldürebilir miyiz?
The growing Christian Church was consolidating its power and attempting to eradicate pagan influence and culture.
Büyüyen Hristiyan Kilisesi.. gücünü pekiştiriyordu.. Pagan etkisini ve kültürünü kökünden kurutmaya çalışıyordu..
- Eradicate the only man on earth with... - Kill him!
- İstediğiniz şeyi bilen tek kişi benim...
His mother's been the real force in his life lately... but I intend to eradicate, you know... some of the dishevelment.
Son zamanlarda annesi onun hayatını yönlendiriyordu, ama... bu düzensiz ve nahoş durumun en azından önemli bir kısmını... ortadan kaldıracağımdan emin olabilirsin.
You see, Julie, I'd like to develop a foolproof method of reconditioning... so that anyone, anywhere, within a matter of weeks... will be able to eradicate that racist poisoning permanently.
Julie, ben bu ırkçı zehirlenmeyi kökünden yokedebilmek için herkesin, her yerde, birkaç hafta içinde gerçekleştirebileceği güvenilir bir koşullandırma yöntemi geliştirmek istiyorum.
They were under the misguided notion that by destroying the building... they could eradicate the beliefs that built it.
Kiliseyi yıkarak, onu inşa eden... inançları da yokedebilecekleri yanılgısı içindeydiler.
She's looking for a way to reverse the process, a way to eradicate the problem.
O, hastalığın seyrini geri çevirmeye çalışıyor. Problemi tamamen yok etmeye çalışıyor.
let's go back and eradicate them.
Hadi dönüp işlerini bitirelim.
now let's eradicate that creep, man.
Hadi şu sersemin icabına bakalım dostum.
If you are here when they arrive, they will eradicate you.
Geldiklerinde burada olursanız, sizi ortadan kaldıracaklardır.
We will eradicate the human infestation.
İnsan istilasının kökünü kazıyacağız.
The Indonesians have killed up to a third of the population. They're in concentration camps. They conduct large-scale military campaigns against the people who are resisting, campaigns with names like Operation Eradicate, or Operation Clean Sweep.
- Güney Vietnam'ı işgal ettiğimiz gerçeği mesela... ya da silahsızlanma adına olumlu adımlar atma yolunda engel olduğumuz gerçeği,... ya da askeri sistemin esas olarak halk istemediği halde ileri teknoloji sanayiye zorlandığı bir mekanizma olmaya zorlandığı gibi.
When I return, I will eradicate them.
Geri döndüğümde, onları yok ederim.
And now, what they're planning to do in order to eradicate all credit card fraud... and in order to precipitate a totally cashless society... what they're planning to do, what they've already tested on the American troops... they're gonna subcutaneously laser-tattoo that mark onto your right hand or forehead.
Ve şimdi tüm şu kredi kartı sahtekarlıklarının kökünü kurutmak için... ve tamamen nakitsiz bir toplum yaratmak için planladıkları şey... Amerikan askerlerinde test ettikleri bir plan... Deri altına lazer dövmeler yapılacak, sağ elin ya da alnın işaretlenecek.
This kid told him to use chlorine to eradicate the dinoflagellates in the swimming pool.
Bu çocuk, ona, havuzdaki pisliklerden kurtulması için klor kullanmasını önermiş.
You'll eradicate that mutation and then your weapon's intact.
Değişimi yok edip silahınızı sağlama alacaksınız.
21st-century genetic engineering will eradicate Siamese twins and alligator people.
21. yüzyıI genetik mühendisliği yapışık ikizleri ve timsah insanları yok ediyor.
With an army like that, you could mold the world anew... eradicate injustice.
Bunun gibi bir orduyla, dünyaya yeniden şekil verebilirsin... adaletsizliğin kökünü kazıyabilirsin.
The federal government announced today that, in an effort to eradicate the national debt... it will be selling the state of Rhode Island to a group of private investors... for a reported $ 18 billion.
Hükümet bugün yaptığı bir açıklamayla ulusal borçların kökünü kazımak için... Rhode Island eyaletini özel bir yatırımcı grubuna 18 milyar karşılığında satacaklarını duyurdu.
You can use this conference to unite the factions, eradicate the Trabe once and for all, and take Voyager as a trophy.
Bu konferansı, Treyb'i yok etmek ve Voyager'ı avlamak için diğer mezhepleri birleştirmek için kullanabilirsin.
By studying how insects respond to changes in light, temperature,..... air currents, food availability, we can determine the best ways to eradicate them.
Böceklerin ısı, ışık, hava akımları ve besin türlerine karşı verdikleri cevapları inceleyerek onları yok edecek en etkin yolları saptıyoruz.
When I pray to God, I don't ask him to eradicate disease.
Dua ederken, Tanrı'dan hastalıkların kökünü kurutmasını istemiyorum.
"Eradicate Poverty"
"Yoksulluğu kökünden çöz"
But he says, "Eradicate The Poor" KulKarni, those worms!
Ama o, der, "Yoksulu kökünden çöz"
I intend to eradicate her entire city.
Niyetim bütün şehri ortadan kaldırmak.
Then our first step is to eradicate its population.
İlk adımımız nüfusunu yok etmek olmalı.
I hope to unleash an army of modified Borg nanoprobes into his bloodstream designed to target and eradicate the infection.
Umuyorumki enfeksyon yok edilmek üzere modifiye edilmiş Borg nano robotlarını kanına verdiğimiz zaman enfeksyonu yok edecektir.
Will you take me in your arms again... and with one kiss eradicate each hour apart from your embrace?
Beni yeniden kollarına alıp, ayrı kaldığımız her saatin acısını dindirecek misin?
We've tried to eradicate it, but...
İyileştirmeye çalıştık ama çok zor.
In order for good to triumph, we must eradicate evil.
İyiliğin galip gelmesi için kötülüğü kökünden kurutmalıyız.
See if we can eradicate the affected cells.
- Etkilenmemiş hücreleri kurtarmaya çalışacağız.
A cure would jeopardise their plan to eradicate the Founders.
Tedavinin bulunması onların Kurucuları ortadan kaldırma planını bozar.
We must eradicate it.
Köklerini kazımalıyız.
I'm not saying you're not gonna get lucky with a slug or two, but if you think you're gonna eradicate heroin from Oz, well, that's just plain stupid.
Bir ya da iki tane salağı yakalayamayacak kadar şanssızsın demiyorum, ama Oz'dan eroini tamamen silebileceğini düşünüyorsan bu sadece aptallıktır.
They thought that removing it, they would eradicate the illness.
Bu guddeyi aldıkları takdirde, hastalığı defedeceklerini düşünmüşlerdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]