Erna traducir turco
57 traducción paralela
My name is Erna Konig, and I speak excellent English.
Adım Erna Konig. İngilizceyi mükemmel konuşurum.
- Yes, Nurse Erna, I do.
- Evet Hemşire Erna, kalıyorum.
And not only in smoking, my dear Nurse Erna.
Sadece sigara içmede de değil, sevgili Hemşire Erna.
That's just one of the points where we differ, my dear Nurse Erna.
Aramızdaki farklardan biri de bu, sevgili Hemşire Erna.
Nurse Erna, Nurse Erna, is it permissible to insult the patients?
Hemşire Erna, hastaların aşağılanmasına müsaade ediliyor mu acaba?
Nurse Erna, where are my... Thank you.
Hemşire Erna, nerede benim- - Sağ olun.
I asked Nurse Erna to fix up a bridge four. We don't want to get bored.
Hemşire Erna'dan briç oynamak için dört kişi ayarlamasını istemiştim.
- I promise you, Nurse Erna. - You do play?
- Söz veriyorum, Hemşire Erna.
Clever Nurse Erna, but I must write my name in them... so Clive Candy's name will live for ever in a corner at Stolpchensee.
- Akıllıca, hemşire Erna. İçine adımı yazayım. Böylece Clive Candy'nin adı Stolpchensee'nin bir köşesinde ilelebet yaşayacak.
Come in.
- Girin. - Girin. Hemşire Erna!
Ah, Nurse Erna. Come and have a drink.
Gelin bir kadeh için.
- Hi, Erna.
- Merhaba Erna.
- Hello, Erna.
- Merhaba Erna.
Did you manage on your own, Erna?
Kendi başına idare edebildin mi Erna?
- He's marrying Erna now.
- Şimdi Erna ile evleniyor.
- Erna?
- Erna mı?
Erna von Scratch, the girl I work with.
Erna von Scratch, birlikte çalıştığım kız.
Miss Erna Wolfgang, please
Bayan Erna Wolfgang, lütfen
ERNA, I KNOW SHE IS.
Erna, öyle olduğunu biliyorum.
ERNA, THE--THE WAKING SELF, THE SYBIL PART, IS VERY REPRESSED AND--AND--AND VERY TROUBLED.
Erna, ayık olanı, Sybil kısmı, fazlasıyla bastırılmış ve sorunlu.
SYBIL HAS DISSOCIATED INTO A BABY.
Erna. Dinle, desteğine ihtiyacım var.
COULD YOU PLEASE, ERNA?
Hayır, Hayır. Hastane olmaz.
I'LL BE THERE IN A MINUTE. OH, ERNA, IT'S OK.
Mutfakta yemek var.
ONWARD AND UPWARD, SHE CAME TO AS SYBIL.
Birazdan geliyorum. Erna, sorun yok.
Erna Rothberg.
Erna Rothberg.
Little. "Erna"... big.
Erna - büyük.
"Erna"... big
Erna - büyük.
Paul died at the hospital, and Erna passed away at the nursing home.
Paul hastanede ve Anna da bakımevinde öldü. - Evet bakımevinde.
- Yes, Paul and Erna's.
Paul ve Anna'nın çocukları.
Erna and Paul Nielsers son built it.
Nasıl yani? Anna ve Paul Nielsen'ın oğlu inşa etmiş.
It means Erna Mansen.
Erna Mansen demek oluyor.
Erna, two beers and a water.
Erna, iki bira, bir de su.
Erna!
Erna!
I get it, Erna.
Anladım, Erna.
- Erna, a piece of paper and a pen for the writer here.
- Erna, kağıt kalem getir yazarımıza.
Erna, four beers and a water.
- Erna, dört bira ve su. - Yok sağol.
Is that'cos Erna's not with you?
Erna yanında değil diye mi böylesin?
Hello, Erna.
Merhaba Erna.
When I learnt of Karli's torture, I didn't think of what Erna had told me.
Karli'nin gördüğü işkenceyi öğrendikten sonra aklıma Erna'nın bana anlattıkları gelmemişti.
But when I heard that Karli might lose his eyesight, I made Erna come to the school and tell the policemen about her dream.
Karli'nin görme yetisini kaybedebileceğini öğrendiğimdeyse Erna'nın okula gelip rüyasını yetkililere anlatmasını sağlamıştım.
I thought of Erna's dream again.
Aklıma bir kez daha Erna'nın gördüğü rüya geldi.
What if Erna hadn't dreamt it, but knew that Karli would be tortured, who had told her?
Ya Erna bunu rüyasında görmedi ama bir şekilde ona işkence yapılacağını önceden biliyorduysa? Ona kim anlatmış olabilirdi ki?
Erna foresaw that Karli would be punished.
Erna, Karli'nin cezalandırılacağını önceden gördü.
- I realize that, Erna.
- Seni anlıyorum, Erna.
Goodbye, Erna.
Güle güle, Erna.
Field Marshal Erna von Rundstedt and Rommel.
Field Marshal Erna von Rundstedt ve Rommel.
- lch liebe Sie, Nurse Erna.
- Sizi seviyorum, Hemşire Erna.
- You are an angel, Nurse Erna.
- Siz bir meleksiniz, Hemşire Erna.
OH!
Yapabilir misin, Erna?
- Rosa!
Erna, eskisinde de güzelsin.
Erna is even prettier than before.
işte, bu senin için, ve bu da çocukların için.