Ethnicity traducir turco
101 traducción paralela
It's just a whatchamacallit ethnicity.
Ne diyorlar hani... - Etnik fark.
People of Earth sometimes discriminate against others because of ethnicity or skin color. That is, differences that nobody else sees.
Dünyadaki insanlar bazen ırklarına ve deri renklerine göre anlaşmazlığa düşüyor tabii galaksinin hiç bir yerinde onları umursayan yok.
I suppose Sandra Bullock is Miss Ethnicity, right?
Sandra Bullock da Bayan Etnik zaten, değil mi?
You don't make fun of somebody because of their ethnicity.
Birisinin etnik kökeniyle dalga geçemezsiniz!
So you fudge a few facts, you put a spin on his ethnicity.
Sizlerde yalan söyleyip, etnik kökenini kafadan salladınız.
Well, I don't think it refers so much to your ethnicity.
Sizin kimliğinizden bahsettiklerini sanmıyorum.
Maybe they don't even live in the city limits... so they keep a mail drop in Bucktown or... they lie about your address... your income... your ethnicity.
Şehrin içinde olmadıklarından Bucktown " da kendilerine bir posta kutusu alıyorlar, sahte bir adres veriyorlar,.. ... geliriniz, belki de kökeniniz konusunda yalan söylüyorlar.
New laws have been passed that make any crime based on race, ethnicity, or sexual orientation a federal offense.
Irk, etnik ve seksüel yönelime dayalı suçları federal suç kapsamına alan yeni kanunlar çıktı.
Do British people count as an ethnicity for hate crimes?
İngilizler etnik olarak nefret suçuna dahil oluyorlar mı?
Because he knows she'II never go out with him if he's not, and then he expects that once they've met, she'II be so taken with him that his ethnicity won't matter.
Çinli olmasa kızın onunla asla çıkmayacağını biliyor. Buluştuktan sonra da kızı etkileyeceğini ve ırkının önemli olmayacağını sanıyor.
Masters the language, lies about his own ethnicity.
Dili çok iyi konuşuyor. Irkıyla ilgili yalan söylüyor.
Well, we have, probably, more mixed ethnicity than other countries, some other countries.
Bizim herhalde daha karışık bir etnik yapımız var.
What do you mean, you think it's a mixed ethnicity? I don't understand.
Ama sorunun karışık etnik yapı olmasıyla ne kastettiniz?
Not only did they have the results, but they cross-referenced them by name and ethnicity.
Sonuçlarda sadece onlarda yok. Aynı zamanda onları isim ve etnik kökenlerine göre de karşılaştırmışlar.
Thinking about Vin Diesel's mysterious ethnicity.
Gizemli kökenini düşünüyorum.
You're complaining about your paper on ethnicity.
Etnik özellikler konulu ödevin için sızlanıyordun.
- Ethnicity?
- Milliyeti?
I knew it was unlikely, given your age, your ethnicity.
Yaşın ve etnik grubun düşünüldüğünde biraz olasılık dışı ama...
This guy says that you used racial epithets prior to arresting him... derogatory comments referring to his Arab ethnicity.
Onu tutuklamadan önce Arap olması hakkında ırkçı laflar atmışsın.
The ethnicity's not important.
Etnik kökenin bir önemi yok.
It's good with multi-ethnicity and cross-cultural exchange.
Çeşitli etnik gruplar ve çok sayıda kültürel değişimlerle iyi oldu.
Voice analysis will tell us his ethnicity, personality traits.
Ses analizi bize etnik kimliğini ve kişiliğini söyleyecek.
Our billionaire bachelor gave five lovely ladies a... rose of continuation ; and he hurled a rock of... rejection at anyone displaying intelligence, character or ethnicity.
Milyarder bekârımız beş hoş bayana devam gülü vermiş ; zekâ, karakter ya da etnik köken belirtisi olanlara ise ret taşı fırlatmıştı.
I mean, how is it that you can disrespect a man's ethnicity when you know we've influenced nearly every facet ofwhite America?
Nasıl bir adamın ırkına saygısızlık edersin. Amerika'daki bütün beyazlar bizden esinlendiği halde?
Teachers are registering their students by ethnicity.
Öğretmenler öğrencilere ırklarına göre kayıt yapıyor.
Ethnicity was at the same time a guarantee for life and a shortcut to death.
Irk hem yaşamak için bir şans hem de ölüme giden en kısa yoldu.
It's unfortunate that her husband's ethnicity is a factor, but to say that it isn't would be disingenuous.
Kocasının etnik kökeni bir faktör olması talihsiz bir durum, ama bir faktör olmadığını söylemek iki yüzlülük olur.
We don't have a preference for any particular ethnicity- -
Özellikle bir etnik topluluğa karşı bir tercihte-- -
And I even have to put in a little code with each person's order... order saying their approximate age and ethnicity.
Hatta sipariş veren her kişi için küçük bir şifre bile girmem gerek... Böylece yaklaşık olarak yaşlarını ve etnik kökenlerini belirtiyorum.
I also need public information, like arrests, age, ethnicity, religion, length of time in the United States.
Ayrıca kamusal bilgilere de ihtiyacım var, tutuklamakayıtları, yaş, köken bilgileri dini kayıtlar, ne zamandan beri birleşik devletlerde oldukları.
- If you were another ethnicity... - You really did pop up.
- Bir anda ortaya çıktın.
Understandable, but there's a universality to that story which transcends ethnicity.
Anlasilabilir, ama hikâyenin bir de evrensel tarafi vardi yerelligini asan düzeyde.
Yet another player thrown off my Achmed's unknown ethnicity.
Henüz etnikliğime dahil olan bir tepkime yok.
I retain the same leader's arrogance No, I mean what's your ethnicity?
Birden fazla yerde.. Hayır, demek istediğim etnik kökenin ne?
You have any ethnic in your background? Any ethnicity in your background?
Herhangi bir etnik gruba üye misin?
Right age, ethnicity.
Yaş ve ırk.
It is not about religion, it is not about ethnicity but it happens that certain communities have a nomadic lifestyle and others are agriculturalists.
Bunun dinle veya etnik kökenle bir alakası yok. ... bir tarafın göçebe, diğerlerinin tarıma dayalı yaşam şekillerinin olduğu su götürmez bir gerçek.
"ethnicity, gender identity, or political affiliation." Honey,
"... etnik kökeni, cinsiyeti ya da politik seçimi hedef alınmışsa bu bir nefret suçudur. " Tatlım!
Selected for their ethnicity.
Etnik kökenleri yüzünden.
And--and I know you guys said, uh, ethnicity doesn't matter.
Ve--etnik kökenin önemli olmadığını söylemişsiniz.
Oh, hey, what ethnicity are you?
Hey, hangi etnik kökendensin?
Secaucus is not an ethnicity, but you know what?
Secaucus bir etnik köken değil, ama ne diyorum biliyor musun?
So this has nothing to do with my ethnicity?
Yani bunun benim etnik kökenimle alakası yok?
What ethnicity is he?
Hangi ırktan?
Uh, he's a new type of ethnicity.
Yeni bir ırktan.
It's not an occupation nor an ethnicity.
Ne bir uğraşı ne de bir etnik yapı. - Hiçbir şey değil.
We've never had any age, ethnicity or physical description.
Yaşı, etnik kökeni veya fiziksel tanımlaması belli değil.
The victims were mostly Tutsis, whose ethnicity sentenced them to death, along with the regime's opponents.
Kurbanların çoğu Tutsi olup etnik kökenlerinden dolayı rejim karşıtları ile beraber ölüme mahkûm edilmişlerdir.
You give us your parameters... eye color, hair color, ethnicity...
Bana istediklerinizi söyleyeceksiniz.. Göz rengi, saç rengi, - Etnik köken...
Try ethnicity. Oh.
- Etnik kökeni deneyelim.
Well, you just said you didn't care about ethnicity.
- Etnik kökeni önemsemediğini söyledin.