Everybody says that traducir turco
225 traducción paralela
Everybody says that without meaning it.
Çünkü herkes gönülden sevmeden söylüyor karşısındakine o kelimeleri.
- Everybody says that.
- Herkes aynı şeyi söyler.
- Everybody says that...
- Herkes diyor ki...
- I guess everybody says that, don't they? - Mm-hm.
Sanırım herkes de böyle söylüyordur, değil mi?
Everybody says that the victim was the ideal householder.
Herkes kurbanın ideal bir aile reisi olduğunu söylüyor.
Everybody says that Cyrus is the one and only.
Herkes Cyrus'ın tek hakim olduğunu söylüyor.
Everybody says that.
Herkes bunu söylüyor.
Everybody says that she left for the town to be with him.
Herkes onunla birlikte olmak için gittiğini söyler.
Doctor, everybody says that about their pork- - from bridges to nowhere to, my personal favorite, livestock museums.
Çünkü herkes kasılmaları olduğunu söylüyor. Bilmiyoruz. Bu o mu?
Everybody says that.
Herkes öyle söylüyor.
The birds are singing, the whole neighborhood smells of bacon, and, you know, everybody says that the clouds look especially fluffy.
Kuşlar ötüyor tüm mahalle, herkes pastırma gibi kokuyor ve biliyor musunuz herkes bulutların ne kadar şirin gözüktüğünü söylüyor.
Everybody says that.
Herkes böyle söyler. Evet.
Everybody says that to me.
Herkes bana bunu söylüyor.
- Everybody says that.
- Herkes böyle diyor.
Everybody says that its gorgeous.
Herkes güzel olduğunu söylüyor.
Everybody says that.
- Herkes öyle diyor.
Everybody says that, too.
- Bunu da diyorlar.
Come on. Everybody says that. I've said that.
Onu herkes söyler, ben dahil.
Oh, everybody says that... when they hear themselves on tape.
Oh, kasetteki sesini duyunca herkes böyle der zaten.
That's what everybody says that soil becomes fertilized as dead bodies are buried in
Öyle bir deyiş vardır! Toprakta çok gömü varsa, daha bereketli ve gübreli olur
Everybody says that about me.
Herkes bana böyle söylüyor.
- That's what everybody says.
- Herkes öyle diyor.
It isn't that I believe everything that Cora says, but she says everybody is talking.
Cora'nın her söylediğine inandığımdan değil, ama herkesin bunu konuştuğunu söylüyor.
That's what everybody says when they start off "Mind if I ask you a question?"
"Sakıncası yoksa bir şey sorabilir miyim?" dendiğinde ardından hep bunlar sorulur.
You know, that's what everybody says.
Herkes böyle söyler.
- No, not in your case. - But that's what everybody says.
Hayır, sizin durumunuz için değil.
It isn't enough that everybody has to pass under a sign that says "Read Your Bible".
Sadece bu değil ; bu salona gelen herkes "İncilini Oku" diyen bir pankartın altından geçmek zorunda.
Now he says Big Jim is dead, he's the new boss and everybody has to pay him a 50 percent service charge that's for protection.
Koca Jim öldüğüne göre yeni patron oymuş ve herkes ona yüzde 50 hizmet bedeli ödemeliymiş güya koruma içinmiş.
That's what everybody says.
Herkes böyle diyor.
That's what everybody says.
Herkes öyle der, zaten.
That's what everybody says.
Evet, evet, herkes öyle söylüyor.
He probably says that to everybody.
Büyük ihtimalle bunu herkese söylüyordur.
That's what everybody says.
Herkes öyle söylüyor.
My coach also says that I'm not like everybody else.
- Ünlüysem ne olmuş?
Everybody's father says that, George.
- Bu gerçekten...
Everybody that says, "We're gonna get down," right?
Herkes bunu diyor, "Biz geriye doğru gideceğiz," öyle mi?
That's what everybody says.
Bu herkesin ortak görüşü.
She says that to everybody.
Bunu herkese söylüyor.
Oh! That's what everybody says.
Herkes böyle söylüyor.
Why's that the first thing everybody says? Of course it's a baby.
- Neden herkes ilk önce "Bu bir bebek." diyor?
He wants me to quit school, says being a maid is dumb, but being everybody's maid in a factory is even dumber and that's what a secretary is.
Okulu bırakmamı istiyor, hizmetçiliğin doyurucu olmadığını söylüyor, şirket sekreterliğinin ise daha aptalca olduğunu söylüyor ve ben de aynı kanaatteyim.
That's what everybody says.
Herkes bunu söylüyor.
- That's what everybody says to me.
- Bana da herkes bunu söylüyor.
Bunny Beechwood says that everybody's calling you Dr Death.
Bunny Beechwood herkesin sana doktor ölüm dediğini söylüyor.
Oh, never mind that. Everybody says...
Ah, boşver onu.
That's what everybody says here.
Burada herkes öyle söylüyor.
Well, he says that everybody's got a weakness.
Herkesin zayıf bir noktası olduğunu söylüyor.
Isn't that what everybody says?
Herkes böyle demiyor mu?
Yeah. he says that he wants to do his homework really well so that everybody gets a prize.
Evet. Ödevlerini çok iyi yapmak istediğini söylüyor. Herkes ödül alabilirmiş.
Everybody says things one way, and you talk to me that way?
Herkes başka türlü, sen böyle mi konuşuyorsun?
Everybody says, "lambic pentameter." What is that supposed to mean?
Herkes Shakespeare'in iambik pentametre ile yazmasından dem vuruyor.
everybody says so 16
everybody says 17
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
everybody says 17
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19