Evicted traducir turco
446 traducción paralela
We aren't evicted from our homes anymore.
Artık evlerimizden tahliye edilmeyeceğiz.
After the strike, a miner, like so many others is evicted from his home for not paying the rent to the owner, the mining company.
Grev sonrası, bir madenci, bir çok diğer madenci gibi ev sahibine, yani madencilik şirketine kirayı ödemediği için, evinden tahliye edildi.
The evicted family, whose mother is pregnant spends four nights out in the open.
Evin annesi hamileyken, tahliye edilen aile açık havada dört gece geçirdi.
The neighbors do not dare shelter the evicted renters.
Komşular, tahliye edilen kiracıları barındırmaya cesaret edemediler.
About the tenants who'll be evicted tomorrow.
Yarın tahliye edilecek olan kiracıları düşündüm.
You won't be evicted from here.
Buradan tahliye edilmeyeceksiniz.
We could be evicted any day now. I guess it doesn't matter anymore.
Yakında evi boşaltırlar, ama artık bunun pek önemi yok.
After our party tonight, we may be evicted.
Bu gece evdeki parti bittiğinde, belki bizi evden ataralar.
The landlord evicted us.
Ev sahibi kovdu.
So if we do get evicted tomorrow... we won't have to lug a lot of stuff along with us.
Eğer yarın bizi tahliye ederlerse giderken yanımızda bir sürü şey taşımak zorunda kalmayacağız.
Don't you worry, we won't get evicted.
Endişelenme, tahliye edilmeyeceğiz.
We are being evicted.
Otelden çıkarılıyoruz.
" I'm being evicted.
" Otelden çıkartılıyorum.
- Well, I'll have them evicted. - Of course.
- Onları hemen tahliye ettireceğim.
- No, you have to be evicted first.
Hayır. Önce tahliye kararı çıkmalı.
AND I WAS EVICTED.
Bugün işimden ve arabamdan oldum.
I used to have Mom's apartment till she got evicted and died.
Evden çıkarılıp sonra da annem öldüğünden beri dairesinde yaşıyorum.
- The idiot will get evicted from Moscow.
- Aptal Moskova'dan tahliye olacak.
Eliza, if my son starts breaking up things I give you full permission to have him evicted.
Eliza, eğer oğlum etrafı kırıp dökmeye başlarsa... onu evden kovman için sana tam yetki veriyorum.
This lady has 14 kids, gonna be evicted.
14 çocuğu olan bir kadın, evinden çıkarılacakmış.
She's been evicted.
- Tahliye edildi.
If I go to a hotel, they'll know I was evicted.
Otele gidersem evden çıkartıldığımı öğrenecekler.
For this project, people will have to be evicted.
Yeni otobanınızın daha fazla istimlâk anlamına gelmesi tepkiyle karşılanıyor.
"In a village called Rajanka, all the Jews were evicted, forced to leave their homes."
"Rajanka denilen köyden, bütün Yahudiler sürülmüşler, zorla evlerinden çıkartılmışlardır."
Be out of there by midnight, or you shall be evicted.
Gece yarısında burayı terk etmezseniz tahliye edileceksiniz.
You're being evicted on orders from Mayor Gass.
Belediye Başkanı Gass'ın emriyle tahliye ediliyorsunuz.
How can I not grieve and cry when I am evicted from my own home?
Ben ağlamayayım da kim ağlasın? Yuvamdan ettiler beni.
I was evicted for making a lot of racket.
Çok gürültü yaptığımız için evden attılar.
She says she's been evicted for no good reason.
Sebepsiz yere evden atıldığını söylüyor.
The people who lived out there were evicted.
Oralarda yaşayan insanlardan evleri tahliye etmeleri istendi.
We were evicted.
Tahliye edildik.
They evicted us before the expiry of our contracts.
Sözleşmelerimiz sona ermeden önce bizi tahliye ettiler.
The people who live there, 1, 600, including my father, are to be evicted from their homes to make way for the proposed Exo-Grey refinery.
Orada yaşayan insanlar - 1,600, babam dahil - Exo-Grey rafinerisine yer açmak için Evlerinden atılacaklar.
Your family will be evicted if he dies.
En kötüsünden korkuyorlar. Eğer ölürse aileni evden atarlar.
He thinks he's getting evicted.
Atılacağını sanıyor.
She probably got her butt evicted cos she didn't pay the rent.
Kirayı ödemediği için evden atmışlardır.
We were evicted from our hole in the ground.
Biz yerdeki deliğimizden tahliye edilmiştik. Gidip bir gölde yaşamak zorunda kaldık.
Any unfairly evicted tenants?
Adeletsizce çıkarılmış kiracılar?
We're evicted.
Tahliye edildik.
They were evicted by police, so they're on strike.
Polisler topraklarına el koymuş, bu yüzden grevdeler.
you are dangerously close to being evicted.
Sen mahkeme kararını duyunca daha tehlikeli olur.
We got evicted.
Polisler evi boşalttı.
You will be evicted.
Evden çıkarılacaksın.
This is probably Number 15 I've been here and evicted someone.
Bu on beşinci filan herhalde. Daha önce de buradan birini çıkarmıştım.
And you went over there and evicted them?
Onları de evlerinden attın mı?
Mr. Smith, we came from Flint... where we filmed a family being evicted from their home... the day before Christmas Eve.
Bay Smith, biraz önce Noel arifesinde bir ailenin evinden atılmasını filme aldığımız Flint'ten geliyoruz.
Families being evicted on Christmas Eve...
Noel arifesinde insanlar evlerinden atıldılar.
And he's protected by laws that say you have to go to court... and prove that he deserves to be evicted.
Ve kanunlar tarafından korunuyor. Mahkemeye gitmek zorundasın ki tahliyeyi hak ettiği kanıtlansın.
How come we're getting evicted so soon?
Nasıl oluyorda yakında tahliye kararı alıyoruz o zaman?
I was evicted.
Bana nereye gideceğini söylemedin.
You've been evicted.
Eşyaların çürüyecek.