English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Exchanged

Exchanged traducir turco

701 traducción paralela
Those are the x-mas cards which the English person who took this picture exchanged these X-mas cards for 10 years.
Bu resimdeki İngiliz kızın 10 yıldır aldığı yeni yıl kartları.
- We've exchanged four letters.
- Birbirimize 4'er mektup gönderdik.
Six months ago, he was exchanged through Switzerland and sent here.
Altı ay önce İsviçre üzerinden mübadeleyle buraya gönderildi.
" Early in 1939, an informer in Konstanz reported Gütter's arrival with Freidank carrying money exchanged in Paris and Brussels.
" 1939'un ilk zamanları Konstanz'da bir muhbir Gotter'ın Freidank'le birlikte Paris ve Brüksel'den alınmış parayla gelişini bildirdi.
Title deeds and checks will be exchanged by our solicitors.
Tapu senedi ve ödeme evrakları ile avukatlarımız ilgilenir.
By now Mr. Holmes has no doubt exchanged his violin for a harp.
Şu sıralarda Bay Holmes hiç kuşkusuz... kemanını bir arp ile değiştirmiştir.
Harsh words were exchanged, and Mr. Nugent came to my defense.
Karşılıklı ağır sözler edildi ve Bay Nugent beni korumaya çalıştı.
I exchanged it for a big doll that Mother had given me for Christmas.
Annemin Noel'de bana aldığı büyük bebekle onu değiştirmiştim.
She eloped with her handsome singer and exchanged the medieval splendours of Chalfont Castle for the modern conveniences of No 73, Balaclava Avenue, SW.
Yakışıklı şarkıcısıyla evlenebilmek için kaçmış ve Chalfont Şatosu'nun ortaçağa özgü görkemli imkanlarını Güneydoğu Balaclava Caddesi, 73 numaranın modern konforuyla değişmişti.
Yes. Then this, business discussion became so heated that blows were exchanged and he made a murderous attack on you.
- Öyleyse, bu iş görüşmesi sırasında ortam gerginleşti ve yumruklar atıldı.
This very moment they have exchanged vows.
Çoktan evlilik yemini edildi bile.
I exchanged it in town for liquor.
Onu kasabada içkiyle değiştirdim.
I've hardly exchanged five words with your elusive nephew.
İkide bir yok olan yeğeninle beş kelime zor konuşmuşumdur.
There are thousands of papers stretching back over hundreds of years... affecting Belle Reve... as piece by piece, our improvident grandfathers... exchanged the land for their epic debauches... to put it mildly.
Belle Reve'ye ait binlerce belge var, yüzyıllardan bu yana gelen! Tedbirsiz büyükbabalarımız, destansı sefahatları için parça parça elden çıkarmışlar, yumuşak bir ifade ile söylemek gerekirse!
Some time ago, I ran into your surveyor and we exchanged confidences.
Bir süre önce müfettişinize rastladım. Sırlarımızı paylaştık.
We've never exchanged more than two words.
Bir-İki kelimeden fazla konuşmayız.
We've exchanged correspondence.
Daha önce yazışmıştık.
The marriage had been arranged by letter, exchanged between you and...
Evliliğiniz mektuplaşma ile ayarlanmıştı. Yani senin ile...
After all, we've been neighbours for nearly three years now and... we've never exchanged social calls.
Nerdeyse 3 yıldır komşuyuz ama bizim hiç bir sosyal bağımız olmadı.
Make sure that the horses are exchanged as quickly as possible.
Atları en kısa zamanda değiştirsinler.
We could have exchanged him for one of our generals held by the partisans.
Partizanlar tarafından esir edilen generallerimizden biri için onu değiş tokuş edebilirdik.
He and I exchanged identities.
O ve ben kimliklerimizi değiştirdik.
Don't tell me, the suitcase was exchanged.
- Aptal herif sen beni ne sandın? - Sensin aptal be.
We'd exchanged furtive glances...
Birbirimize sinsi bakışlar atardık.
We even exchanged a few recipes.
- Öyle. Birbirimize tavsiyelerde bile bulunduk.
Then, feeling nothing was clear, he looked up and saw her eyes speaking the words they had exchanged.
Hiçbir şey hissetmediği belliydi, kafasını kaldırdı ve değiştirdiği sözcükleri söylerken onun gözlerini gördü.
Zelda, remember five years ago when we exchanged wedding rings?
Zelda, 5 yıl öncesini hatırla. Yüzüklerimizi takarken söz vermiştik.
The one I exchanged for the one you gave me.
Bana verdiğinle değiş tokuş yaptığım parfüm.
We never exchanged such promises
Birbirimize böyle sözler vermedik ki hiç.
Exchanged cargo with penal colony on Tantalus V.
Tantalus V ile kargo değişimi yaptık.
- He could have exchanged cars by now.
- Şimdiye kadar arabaları değştirmiş olabilir.
Yes, sort of like in World War I, when soldiers exchanged cigarettes.
Evet, bir nevi Birinci Dünya Savaşı sırasında askerlerin sigara takası yapması gibi.
- Particulars must be exchanged.
- Özel bilgilerinizi vermelisiniz.
He exchanged Davis'cards for mine.
Davis'in kartlarını benimkilerle değiştirmiş.
When and where and how we met, we wooed and exchanged vow,
Ne zaman, nerede, nasıl tanışıp. gönlümüzü kaptırdık ve yeminler ettik.
That's right. We saw the looks they exchanged.
Doğru Gördük biz onları, değiş tokuş yaptılar..
But it is my understanding that such apologies are usually exchanged between people who have some affection for each other.
Bu tür özürlerin ancak birbirlerine ilgi duyanlar arasında yapıldığını biliyorum.
When Sargon and I exchanged, as we passed each other for an instant we were one.
Sargon ve ben yer değiştirdiğimizde, birbirimizin yerine geçtiğimiz için, bir an için tek kişiydik.
Two of my officers will beam aboard your vessel as exchanged hostages while you are here.
İki subayım siz buradayken sizin geminize ışınlanacak.
I hope that you and I exchanged something more permanent.
Umarım aramızda bundan daha sürekli bir şeyler oluşmuştur.
- We exchanged letters. - Yes and the Anneulment?
Ona ulaşamadım ama mektupları değiştirdik.
And we exchanged a couple of words, and I was taking her home.
Birkaç kelime ettik, sonra onu eve götürüyordum.
You're getting exchanged.
Siz değişin.
Of course he does. They must have exchanged pictures.
Ama, şüphesiz fotoğraf değiş tokuşu yapmış olmalılar.
- I exchanged my dollars to lira.
- Dolarlarımı Liret'e çevirdim de.
You will be conducted to the Swiss-German border, and be exchanged for one of our agents, a man named Ibbetson.
İsviçre sınırına gideceksiniz ve bir ajanımızla takas edileceksiniz. Ibbetson adında biri.
When we exchanged blood, we became joined forever
Kankardeş olduğumuzda, birbirimize ömür billâh bağlandık.
Anne visited CIaude often. They exchanged books and ideas with the ease of old friends.
Anne, Claude'u sıkça ziyaret ederdi kitap ve fikir alış verişinde bulunurlardı tıpkı eski dostların yaptığı gibi.
I exchanged Mrs. Mangafranni's bed with hers.
Bayan Mangafranni'nin yatağıyla onunkini değiştirdim.
Were any tokens exchanged?
Nişan taşınız var mı?
The next day, he brought his own dices and exchanged them with yours
Ertesi gün kendi hileli zarlarını getirip.. ... diğerleriyle yerlerini değiştirmiştir

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]