Exclusively traducir turco
693 traducción paralela
I'll give you a statement, exclusively.
Size tam bir beyanat vereceğim, özel olarak.
"As long as the European currencies maintain their downward trend, you will make exclusively dollar bills!"
"Avrupa paraları iniş trendini sürdürdüğü sürece, " sadece dolar basacaksınız "
Gentlemen This truth you cannot shirk Man lives exclusively
Beyefendiler işte kaçamayacağınız gerçekler insanı hayatta tutan sadece kirli işler.
- With a private bar, exclusively mine.
- Tamamen bana ait, özel bir bar.
If I were you, I'd stick to plumbing exclusively.
Sen olsaydım, sadece muslukçuluk yapardım.
The artist has a special temperament, and he must live his life exclusively with those who understand it.
Sanatçının özel bir yapısı vardır, ve hayatını sadece bunu anlayan kişilerle yaşamalıdır.
Kitty, Mr. Dellarowe wants to handle all your work exclusively...
Kitty, Bay Dellarowe tüm çalışmalarınla özel olarak ilgilenmek istiyor.
The advantage was exclusively yours.
Avantaj senden yanaydı.
- According to this, Virginia is one of the patients... with whom Dr. Kik seems to have achieved remarkable results... by applying psychotherapy almost exclusively.
- Burada yazana göre Virginia Dr. Kik'in neredeyse sadece psikoterapi uygulayarak oldukça başarılı sonuçlar aldığı vakalardan biri.
The theatre's for everybody, you included, but not exclusively.
Tiyatro herkes içindir, sen dahil, ama sırf senin için değildir.
Beginning tomorrow, exclusively paper boxes.
Yarından itibaren, özel kâğıt torbalar yapılacak.
Sin? Since the war, my husband's been almost exclusively concerned with spiritual values.
Eşim savaştan sonra, manevi değerlerle özel olarak ilgilenir oldu.
I believe that the first and last word falls exclusively to Annarella.
Ben inanıyorum ki ilk ve son sözü Annarella kendisi bizzat söyler.
Every newspaper devoted two pages exclusively to her.
Her gazete, 2 sayfasını özellikle ona ayırıyordu.
And in this I shall be answerable exclusively... ... to my own conscience and judgment.
Bu konuda yalnız ve yalnız kendi vicdanıma ve sağduyuma karsı sorumlu olurum.
Where I will be exclusively at Her Majesty's personal command!
Orada sadece kendisinden emir alacağım. Sevgili Elisabeth'im.
This one deals in mustard exclusively.
Bu sadece hardal işi yapıyor.
- Even if we're only friends we don't have to talk exclusively about your problems.
- Sadece arkadaş olsak bile yalnızca senin problemlerin hakkında konuşmak zorunda değiliz.
- And they're ours, exclusively. - How nice.
- Bizden başkası olmayacak.
Here's a sample of our plastic hose, manufactured exclusively by PLASTAC.
İşte plastik hortum örneklerimiz. Bunların pazarlama hakları sadece bizde, Plastac'ta.
If you Germans didn't devote yourself so exclusively to fighting, you could come as civilians and enjoy what we have to offer.
Siz Almanlar kendinizi savaşmaya bu kadar kaptırmasaydınız, buraya sivil olarak gelip sunduklarımızın tadını çıkarırdınız.
This is a girls'camp exclusively, isn't it?
Burası sadece kızlar için, öyle değil mi?
There is circumstantial evidence to indicate that... Mayella Ewell was beaten... savagely... by someone who led, almost exclusively, with his left.
Mayella Ewell'in, hemen hemen hep sol elini kullanan... birisi tarafından... vahşice dövüldüğünü... gösteren tali deliller bulunmaktadır.
She appears before a tribunal made up exclusively of members of the Anglophile University of Paris and presided over by Bishop Cauchon.
Özellikle, Paris'teki İngiliz Hayranları Üniversite'sinin üyelerinden oluşan bir mahkeme heyetinin karşısına çıkartılmıştır ve başkanlığını da Piskopos Cauchon yapmıştır.
You're such an optimist to believe that in a world this confused and chaotic there are people so lucid as to belong exclusively to the Left or the Right.
Çok iyimser birisiniz, bu şaşkın ve karmaşık dünyada aklı karışmamış insanların solu ya da sağı seçebileceğine inanıyorsunuz hala.
Listen, new stuff, stay away from Zookie. He's my john exclusively.
Şimdi beni iyi dinle, Zookie'den uzak dur, o sadece benim.
Nor was smoke used exclusively.
Ama almışlardı. Sadece dumanla haberleşme de değil.
I swear by almighty God to serve entirely and exclusively, her Britannic Majesty, her Government and her ministers and none other.
İngiltere Krallığına, hükümetine ve bakanlarına, şartsız hizmet edeceğime Tanrı önünde yemin ederim.
Majority decision is to create a special combat organisation which, in strict observance of conspiracy and division of labour will take care exclusively of terrorist activity.
Çoğunluğun kararı uyarınca, özel bir çarpışma örgütü oluşturuldu. Bu grup, işbirliği ve işbölümüne sıkı sıkıya bağlı kalarak özel olarak düzen bozucu ve terörist etkinlikleri üstlenecek.
A girl to be identified with Gillian products exclusively.
Bilinmeyen bir yüz istiyorum. Sadece Gillian ürünleriyle özdeşleştirilecek biri olmalı.
"Dream gown out of The Thousand and One Nights... " created exclusively for the noted Madame Lisiere.
" Bin bir gece masallarından fırlamış bu tuvalet Bayan Lisiere'e dikildi.
You give us the story of your appointment exclusively and authorise a cover to go with it and we'll hold off publication until our next issue.
Atanma hikayenizi yayın hakları ile birlikte sadece bize verin biz de çıkacak sayımıza koymayalım.
Every toy I make is exclusively for His Excellency the Baron.
Yapmış olduğum her oyuncak özellikle Ekselansları Baron içindir.
Power is held exclusively by those who possess weapons, or those who decide to obtain them.
İktidar, özellikle silahlara sahip olanlar ya da onu elde etmek isteyenler tarafından ele geçirilir.
Ordinarily, we use the warp engines exclusively.
Genelde Warp motorlarını kullanırız.
Through aeons of devoting ourselves exclusively to intellectual pursuits, we became the physically simple, mentally superior creature you see before you.
Uzun dönemler boyunca kendimizi sadece zihinsel faaliyetlere adayarak, görüldüğü gibi fiziksel olarak daha basit, zihinsel olarak daha üstün hale geldik.
If you will devote yourself exclusively to the concerns of Scalos we shall be pleased to take care of the Enterprise.
Kendinizi sadece Scalos'a adarsanız, Enterprise'la ilgilenmekten memnuniyet duyarız.
And they breed exclusively female offspring.
Ve sadece dişi yavru doğurur.
Exclusively.
Tamamen bana ait.
Exclusively on the programme today we have the Foreign Secretary, who has just returned from the bitter fighting in the Gulf of Amman.
Programımızın özel konuğu, dışişleri bakanı. Basra Körfezi'ndeki acımasız savaştan yeni döndü.
I think it's exclusively female, but it's easy to find because it's very vain and it never stops whining.
Umumiyetle dişi olur, ve hemen farkedilir çünkü çok mağrurdur ve inleyip durur.
from Maybelline. New Moonstar Lashes. exclusively Maybelline's.
Yeni Ayyıldız Kirpikler, yalnızca Maybelline'den.
After you've cleaned her up off the floor... you discover a statute which says that homeowners... must keep their land free of dangerous ice... especially, but not exclusively, ice on their sidewalks.
Buna göre ev sahibi... bölgesindeki tehlikeli buzları temizlemek zorundadır... özellikle kaldırımları.
I want the right uniquely... and exclusively of my work.
Herşeyiyle benim, yalnızca bana özgü... eserler yapmak istiyorum.
the social image of the consumption of time, for its part, is exclusively dominated... by moments of leisure pursuits and vacations, moments represented at a distance... and postulated as desirable, like all spectacular commodities.
Zaman tüketiminin sosyal görüntüsü ise, yalnizca bos zaman ve seyahatlerin ( tüm gösteriye ait metalar gibi uzakta ve arzu edildigi varsayilan betimlenen anlar ) egemenligindedir.
He works exclusively for me.
Yalnızca bana çalışıyor.
Colonel Arbuthnott, in a murder inquiry, no suspect's reasons are exclusively his own.
Bir cinayet oldu, ben de soruşturuyorum. Bu sebepleri söylemeniz gerekiyor.
From the 81st floor here, all the way up to 120, it's exclusively residential.
81'den 120. kata kadar lüks daireler bulunuyor.
Common cabin, Madame exclusively for ladies.
Halk kabini Madam, özellikle bayanlar için.
That's why I read Ballyhoo exclusively, sir.
Ben de özellikle o yüzden Ballyhoo okuyorum efendim.
They basically work exclusively for me, but they're not bound by a contract.
Onlar esasen sadece benim için çalışırlar, ama bir sözleşmeye bağlanmış değiller.