Exemplary traducir turco
407 traducción paralela
They decide to punish the terrestrials in an exemplary manner.
Dünyalıları ibret verici bir şekilde cezalandırma kararı alırlar.
Exemplary new schools are being opened
Örnek yeni okullar açılıyor
ln some occasions, the exemplary organisation of the local work, even at small scale, turns out to be more efficient for the people than a large number of State establishments with a centralized functioning. " V. Lenin
Yerel çalışmanın örnek alınacak örgütlenmesinin halk üzerindeki etkisi Küçük ölçekli dahi olsa,... merkezden yönetilen... büyük devlet kurumlarından... daha tesirli olur. " V. Lenin
He's also distinguished himself by exemplary bravery on the Turkish border.
Ayrıca Türk sınırındaki örnek gösterilecek cesareti ile kendini farkettirmiş durumda.
Your attitude is exemplary, and we appreciate your father's consideration.
Tavrın ibret verici ve babanın düşüncesini de takdir ediyoruz.
The truest exemplary link between modern man and his primitive derivation.
Modern insan ve önceki ilkel hali arasındaki ince çizgi.
Regardless of its subject matter, the cinema presents heroes... and exemplary conduct... modeled on the same old pattern... as the rulers.
Ana konuya aldırmaksızın, sinema kahramanlar sunar... ve örnek bir yönetim... aynı eski kalıptan çıkmıştır... yöneticiler gibi.
Whereas I'm a gentleman, with a college degree, an exemplary husband of almost 15 years.
Oysa ben bir centilmen ve üniversite mezunuyum. Ayrıca 15 yıldır örnek bir koca olarak görünüyorum.
You have my support, you're an exemplary citizen.
Saygılar! Açık konuş evladım!
- Well, how would you like to spice up your exemplary life by just slipping a teeny-weeny bit?
- O zaman mini minnacık bir yudum içip bu örnek yaşantına biraz renk katmaya ne dersin?
In contrast to many disgraceful ronin, and the spineless timidity of other daimyo households, both parties in this instance acted in an exemplary manner that will open eyes and clear the air.
Bir çok utanç verici roninin ve diğer daimyo evlerinin omurgasız çekingenliğine karşın bu meselede iki taraf da gözleri açıp sis bulutlarını dağıtacak şekilde örnek bir davranış sergilediler.
Your record has been exemplary.
Mükemmel bir sicilin var.
Exemplary
Örnek teşkil ederdi.
Your, uh, behavior sounds exemplary to say the least, the very least.
Bana anlattığınız davranış biçimi kesinlikle kusursuz görünüyor.
My wife, Corra, is a courageous, exemplary woman.
Eşim, Corra ; gözüpek, örnek bir kadın.
... the exemplary lives of the men who made France great.
... Fransa'yı Fransa yapan insanların ibret verici hayatlarını.
An exemplary story.
Bütün aşıklara örnek olmalı.
You know, it's an exemplary story.
Yani, örnek bir hikâye.
You know, Alfred, art is the highest source of education... and the artist has to be exemplary.
Biliyor musun Alfred, eğitimin en yüce kaynağı sanattır... ve sanatçının örnek olması gerekir.
Already with 68 years at the beginning of 1940, it had a leaf of services in such exemplary way that nobody dreamed in asking for to it to yield place to the other new.
68 yaşında hala görevde olması bir rekordu ve hiç kimse görevini bırakabileceğini hayal dahi edemiyordu.
How he behaved in an exemplary manner, our Lord.
Efendimiz, nasıl da örnek bir davranış gösterdi.
I would first remember a good and just man, an admirable father, an exemplary husband.
Önce size dürüst ve iyi bir insanı hatırlatmak istiyorum. Mükemmel bir aile babasıydı. Örnek bir kocaydı.
Margherita La Brocca was an exemplary mother.
- Margherita Brocca örnek bir anne oldu.
I did assert myself once or twice as a girl, but mother punished all such lapses from convention with exemplary severity.
Şimdi küçük bir kızken kendimi kanıtlamak için bir ya da iki kere patladığımı hatırlıyorum. Ama annemin düzenden sapmalarımı örnek bir biçimde cezalandırdığını da anımsıyorum.
The last exemplary battle of Montgomery.
Montgomery'nin son göstermelik savaşı.
Although wart hogs get as smashed as everybody else during the marula binge they lead exemplary lives for the rest of the year.
Afrika yaban domuzları, her ne kadar marula eğlencesinde diğer hayvanlar kadar sarhoş olsalar da, yılın kalanında örnek alınası bir yaşam sürerler.
A united family, exemplary.
Birbirlerine bağlı bir aile, örnek niteliğinde.
All I ask of you is exemplary punishment for this bastard
Sizden tüm istediğim bu piçi herkese ibret olucak şekilde cezalandırmanız
Exemplary.
İbret verici.
I'd like to state publicly... that you carried it out in exemplary fashion.
Herkesin önünde çok örnek bir davranış sergilediğinizi söylemek isterim.
Such behavior... truly exemplary!
Ne güzel bir davranış...
"Exemplary career... heart attack."
"Mükemmel meslek hayatı kalp krizi geçirdi."
You've been doing exemplary work, Donald.
- Müstesna iş çıkartıyorsun, Donald. - Teşekkür ederim.
Do you think you deserve an exemplary punishment?
İşte böyle, güzel! İbret verici bir cezayı hakettiğinizi düşünüyor musunuz?
And in recognition of your scholarship and leadership, your exemplary character,
Ve öğrenciliğinizin, liderliğinizin, örnek karakterinizin tanınması adına...
Indeed, in the matter of his command of the Bounty's open launch, we commend Lieutenant Bligh for his courage and exemplary seamanship.
Gerçekten, Bounty'yi komuta edişiyle ilgili olarak, Teğmen Bligh'ı cesaretinden ve örnek alınası denizciliğinden ötürü kutlarız.
- Exemplary execution!
- Örnek infaz!
Are you also aware that Ferris does not have an exemplary attendance record.
Ayrıca haberiniz varmı ki - - Ferris'in daha önceki yoklamaları hiç de tatmin edici değil.
My record of achievement thus far has been exemplary and I fully intend for that to continue.
Şu ana kadarki sicilim çok parlak... ve bu şekilde devam etmesini istiyorum.
Your conduct in this matter has been beyond exemplary, Capt Picard.
Bu konudaki tavrınız, kesinlikle ders olacak bir tavırdı, Kaptan.
Dearly bereaved, we gather here in remorse for Rick Johnson... a young man whose death confounds and mystifies us... for Rick was in his prime, beloved by all... exemplary of young men's ideals... and of strong moral fiber.
Kederli dostlarımız, burada ölümü hepimizi meraklandıran... ve hayrete düşüren Rick Johnson'ı uğurlamak için toplandık. Rick, sevilen ve yüksek idealleri ve güçlü erdemleri ile örnek alınan biriydi.
His work record is exemplary, but, as you know, a starship captain is not manufactured.
Örnek alınacak bir görev sicili var, ama sizin de bildiğiniz gibi, bir yıldızgemisi kaptanı sonradan yapılmaz.
As a cultural contact, I am less than exemplary.
Kültürel bir bağlantı olarak ise, pek de iyi bir örnek değilim.
Your service to this ship has been exemplary.
Bu gemiye vermiş olduğun hizmet mükemmeldi.
Number One, we have been exemplary in our patience.
Bir Numara, sabrımızla yeterince örnek verici olduk.
These books are exemplary.
Bu kitaplar çok çeşitli.
The exemplary conduct of this swindler has given us much satisfaction.
Bu dolandırıcının örnek alınacak davranışı bizlere memnuniyet veriyor.
Mr. Worf, your service aboard the Enterprise has been exemplary... until now.
Bay Worf, Atılgandaki hizmetinizle örnek oldunuz şu ana kadar.
- D'Amato is an exemplary officer.
- D'Amato örnek alınacak bir subaydır. - Kesinlikle.
I see your short-term memory retention is exemplary.
Kısa vadeli hafızanı aklında tuttuğunu görmek beni hayrete düşürdü.
Geordi's examination was exemplary.
Kontrolleri övülmeye değerdi.