Expanding traducir turco
1,024 traducción paralela
The market now in rock and roll is expanding at a phenomenal rate.
Rock'n'roll piyasası şu an şaşılacak hızda büyüyor.
Japan was further expanding its power in the world.
Japonya gün geçtikçe dünya üzerindeki gücünü artırıyordu.
The shylock's expanding like the national bank.
Tefeci merkez bankası gibi büyüyor.
The magnetic field's expanding.
Manyetik alan genişliyor.
- The magnetic field is expanding.
- Manyetik alan genişliyor olmalı.
The search is expanding.
Arama genişletiliyor.
- The universe is expanding.
- Evren genişliyor.
- The universe is expanding?
- Evren genişliyor mu?
The universe is everything, and if it's expanding... someday it will break apart, and that will be the end of everything.
Yani... Evren her şeyimiz..... ve böyle genişlerse bir gün patlayacak ve bu da her şeyin sonu olacak.
You're here in Brooklyn. Brooklyn is not expanding!
Biz Brooklyn'deyiz ve Brooklyn de genişlemiyor!
It won't be expanding for billions of years!
Genişlemesi için önümüzde birkaç milyar yıl daha var!
We're expanding this year's Little 500 bicycle race to include a team from the town.
Bu seneki yarışı şehirden bir takımında katılımıyla genişletmeye karar verdik.
Using them, we discovered that our universe is expanding.
Onları kullanarak Evren'imizin genişlediğini keşfettik.
Perhaps they'd come upon another expanding civilization and encounter beings previously known only from their radio transmissions.
Belki de başka bir gelişmekte olan uygarlıkla karşılaşacaklar,... ve ancak radyo dalgalarından onların geçmişlerine dair bilgiler edinebilecekler.
It generated an expanding shock wave and re-melted some of the surface.
Gittikçe yayılan bir şok dalgası yarattı ve yüzeyin bir kısmını tekrar eritti.
Viewed from elsewhere, our system will then resemble the Ring Nebula in Lyra the atmosphere of the sun expanding outward like a soap bubble.
Dışarıdan bakıldığında bizim sistemimiz Çalgı takımyıldızındaki "yüzük bulutsusu" ile benzerlik gösterecek. ... Güneşin atmosferi dışa doğru bir sabun köpüğü gibi genişleyecek
The shock wave of expanding gases heats and compresses the interstellar gas triggering a later generation of stars to form.
Genişleyerek ilerleyen gazların şok dalgaları yıldızlararası gazları ısıtarak ve sıkıştırarak yeni bir yıldız formunun oluşmasına öncü olacaktır.
The television transmissions of Earth rushed past me expanding away from our planet at the speed of light.
Gezegenimizden uzaklaşan Dünyaya ait televizyon yayınları... ışık hızıyla beni geçiyor
The country is growing beautiful. The cities are expanding.
Ülkemiz gelişmekte, şehirlerimiz büyümektedir.
Who was expanding on that.
Kim bununla büyümüş.
My business has been expanding lately.
Son zamanlarda işleri genişletmekteyim.
My company is expanding its markets from the Mountain states to the Southwest.
Şirketim pazar payını dağlık eyaletlerden güneybatıya uzanacak şekilde genişletiyor.
" In this amazing and expanding universe
" Bu şaşırtıcı ve genişleyen evrendeyiz
" The universe itself keeps on expanding and expanding
" Evrenin kendisi de genişler de genişler
Wanting isn ´ t expanding by force.
İstemek güç ile genişlemez.
Yeah, the water's expanding.
- Evet, su genleşiyor.
The sound... And expanding the music.
Ses ve müzik büyüyor ve genişliyor.
It's time to reap the rewards of four years of hard, grueling, mind-expanding work.
Dört senelik, beyin bulandıran zorlu çalışmamızın ödülünü alalım.
A simple evacuation of the expanding epidural hematoma will relieve the pressure!
Epidural kan birikimi artışını basit yolla boşaltmak basıncı rahatlatacaktır!
something in that body's expanding his molecules.
Bedeninin içindeki bir şey moleküllerini büyütüyor olmalı.
The Earth is a speck of dust, rotating in a solar system itself no more than specks of dust floating in a galaxy, again, one among billions and billions of other galaxies expanding without restraint in a universe 20 billion years old.
Dünya bir toz tanesi kadar, güneş sisteminde biz tozdan farksız dolanıyor galaside geziniyor, tekrardan, milyarlarca galaksiden sadece birisi 20 milyar yıllık bir evrende durmadan genişliyor.
Expanding is the only way to help the situation.
Büyümek, bu durumda yararlı olacak tek şeydir.
Only by expanding can we hope to avoid a civil war and save those institutions we hold most dear.
İç savaşı sadece topraklarımızı genişleterek önleyebilir ve en değerli kurumlarımızı koruyabiliriz.
Big club's expanding its roster to finish out the season.
Büyük kulüpler sezonu bitirebilmek için kadrolarını genişletiyorlar.
Expanding universe.
Genişleyen Evren.
It's based on an expanding but finite universe.
- Genişleyen ama sonu olan evrene dayanıyor.
It could redefine the boundaries of personal liberty and freedom, expanding them for some, savagely curtailing them for others.
Kişisel hürriyetin ve özgürlüğün sınırlarını yeniden belirleyecek, bazısını daha genişletecek, bazılarını da zalimce budayacak.
We're a small company, but we're expanding all the time.
Küçük bir şirketiz ama gitgide büyüyoruz.
And he specializes mostly in goose down and suede and, you know, fine fabrics, but he's thinking about expanding into fur storage.
Özellikle kuş tüyü ve süet konusunda uzman. Bildiğiniz, nazik kumaşlar, ama kürk depolama alanına da girmeyi düşünüyor.
The Korean War is expanding throughout the peninsula.
Kore Savaşı tüm yarımada boyunca genişliyor.
Expanding analysis parameters.
Analiz parametreleri genişletiliyor.
I don't know. Like it's molding to my body and expanding somehow. Well, it is.
Sanki vücudumu şekillendiriyor ve her nasılsa genişletiyor gibi.
Truth is, they're expanding for office space.
İşin aslı, ofis yerini genişletiyorlar.
I'm expanding, and if I'm going to expand, should I expand with guys who got taken, or the one who took them?
Ben büyüyorum, ve eğer büyümeyi sürdüreceksem, çalanlarla mı büyümeliyim yoksa çaldıranlarla mı?
- You've been expanding...
- Genişletiyorsun...
We're expanding, boy.
Büyüyoruz, evlat.
I took the liberty of expanding my search and found that Pardek has several relatives in the Krocton segment.
İzin alıp araştırmamı biraz genişlettim ve... Pardek'le bağı olan bir kaç görevli tespit ettim Krokton'da.
I'm not interested in expanding.
Genişlemeyle ilgilenmiyorum.
I see. And what makes you think they need expanding?
- Anlıyorum ama buna ihtiyacım... olduğunu nereden çıkardın?
I think of us expanding more.
Bence daha büyüyoruz.
but we -'re expanding'.
Fakat büyüyeceğiz.