Expecting traducir turco
10,971 traducción paralela
I was rather expecting to find a certain kind of anonymity here.
Bundan ziyade tam bir anonimlik durumu bekliyordum.
He's expecting us.
Bizi bekliyordu.
Well, he's certainly not a professional, but what the hell were you expecting?
Kesinlikle profesyonel değil ama ne bekliyordun ki?
They're expecting weekly reports and I'm supposed to deliver them.
Haftalık haber bekliyorlar ve benim göndermem gerekiyor.
He's expecting you.
Sizi bekliyor.
You're not expecting us...
Bizi beklemiyordunuz...
You're not expecting us.
Bizi beklemiyordunuz.
I was wrong in expecting you to be strong! What a waste? !
Gerçi pek bir şey beklemiyordum ama hayal kırıklığına uğradım.
You, expecting somebody?
Birini mi bekliyorsun?
Are you expecting someone?
- Birini mi bekliyorsun?
They will be expecting me to join them, so...
Onlara katılmamı bekliyorlar bu yüzden..
His girlfriend is expecting a baby.
Kız arkadaşının bir bebeği olacak.
His girlfriend is expecting a baby.
Kız aradaşının bir bebeği olacak.
I'm not really sure what you're expecting here.
Burada ne beklediğini bilmiyorum.
Well, we are expecting that you're smart enough to know that it's C.Y.A. time.
Umuyoruz ki, kendini kurtaracak kadar akıllı olduğunu düşünüyorum.
It certainly wasn't what any of us were expecting.
Bizden birinin umuyor olması elbette değildi.
Looks like he's expecting us.
- Bizi bekliyor gibi görünüyor.
Yeah, they are expecting child support, so...
Çocuk nafakasını da bekliyorlar bu arada.
You were expecting us.
Bizi bekliyordunuz.
Hope they're not expecting hiking in the sunshine
Umarım güneş ışığında kayak yapmayı beklemiyorlardır.
Expecting him home any day now.
Her an eve dönmesini bekliyorum.
Yeah. Who were you expecting?
Kimi bekliyordun?
I've been expecting you.
- Ben de seni bekliyordum.
Are you expecting a surgeon?
Cerrah çağırdınız mı?
I... I wasn't expecting you until later.
Sizi erkenden beklemiyordum.
the descendant of the Sun Goddess, our glorious Crown Prince, addressing us in person in our own city, and from all indications, they're expecting a record turnout.
Güneş tanrıçasının soyundan gelen şanlı Veliaht Prensimiz kendi şehrimizde, bize yüz yüze, bizzat kendisi seslenecek ve görünen o ki konuşmaya rekor bir katılım olacak.
What were you expecting...
Ne bekliyordunuz...
Like the most unselfish tree, giving us all its fruits and flowers without expecting nothing in return,
Meyvelerini ve çiçeklerini veren cömert bir ağaç gibi herşeyimi size vereceğim. Karşılığında hiçbir şey beklemeyeceğim.
How long before Gibbs is expecting you to check in?
Gibbs senden ne zaman haber bekliyor?
You expecting Mr. Funny-Business tonight?
Bu akşam Bay Şamatacı'yı mı bekliyorsun?
- Are you expecting someone?
- Birini mi bekliyordun? - Hayır.
Are you expecting anyone, my lady?
- Birini mi bekliyorsunuz efendim?
The feed is live, of course, and we are expecting your sister to come any moment.
Görüntüler canlı tabii ve kardeşinin de her an geleceğini umuyoruz.
His son and I were expecting him.
Oğlu ve ben onu bekliyorduk.
He knows I'm expecting him.
Onu beklediğimi biliyor.
- We weren't expecting anyone to...
- Kimseyi beklemiyor...
They're expecting you.
Sizi bekliyorlar.
Our team, are we expecting something big?
Çok büyük bir şey mi istedik?
Wasn't expecting a call from a dead woman's phone.
Ölü bir kadının telefonundan çağrı beklemiyordum.
Because I was expecting'I love it, Stuart!
Çünkü "Bayıldım Stuart!" demeni bekliyordum.
Six months from now, if your doorbell rings and you're not expecting anybody, don't be surprised if it's me.
Altı ay sonra zilin çalarsa ve beklediğin biri yoksa beni görürsen şaşırma.
Everyone's expecting you.
Herkes seni bekliyor.
People are expecting a savior tonight, not an ex-evil queen.
İnsanlar bugün emekli Kötü Kraliçe'yi değil Kurtarıcı'yı bekliyorlar.
Arthur's expecting them soon.
Arthur onları bekliyor.
Expecting someone...
- Nasıl birini bekliyordunuz?
Ma'am, the last time I let someone up that he wasn't expecting, he threatened to have me executed.
Hanımefendi, beklemediği bir kişiyi yukarı gönderdiğim son seferde, beni idam etmekle tehdit etti.
You know, you're not exactly the Harvey Specter I was expecting.
Biliyor musun, beklediğim gibi bir Harvey Specter değilmişsin.
You're not exactly the Louis's sister I was expecting.
Sen de beklediğim gibi bir Louis'in kardeşi değilmişsin.
You expecting company?
- Birini bekliyor muydun?
I wasn't expecting you.
Gelmeni beklemiyordum.
Honestly wasn't expecting that.
Bak bunu beklemiyordum işte.