Extra traducir turco
16,395 traducción paralela
We're all here for the extra credit.
Hepimiz fazladan kredi için buradayız.
Extra credit.
Fazladan kredi.
Extra credit?
Fazladan kredi mi?
Everyone else, see me for extra help.
Millet, fazladan yardım için benimle görüşün.
I already told you, Lydia, I don't give extra credit for alternate equations based on your own theoretical findings.
Sana söylemiştim Lydia. Kendi teorik bulgularına dayanan farklı denklemler için fazladan kredi vermiyorum.
We're expecting a decent turnout so we're gonna get some extra chairs.
Iyi katilim bekliyoruz bu yüzden fazladan sandalye getirecegiz.
Wait, I-I used to keep an extra set of keys somewhere...
Bekle, buralarda bir yerlerde yedek anahtari olacakti...
If we don't get home soon, the sitter's gonna charge us an extra hour.
Yakında eve dönmezsek bakıcı bir saatin parasını daha alır.
Back in Starling, you would have jumped at any opportunity to earn a little extra scratch.
Starling şehrinde olsaydık, fazladan para kazanma fırsatına balıklama atlardın resmen.
Why don't you take the extra one?
Neden şu fazla olanı sen almıyorsun?
Even made it extra awesome by stealing a real street sign.
Hatta gerçek bir sokak tabelâsı çalarak ekstra güzel bir yer yaptım. - " Dikkat!
Bonnie's out of town, so I have an extra ticket for Tuesday night bingo down at the Allendale Mill.
Ve Allendale Mill'deki Salı gecesi Tombalası için fazladan bir biletim var.
A chance for an extra-vehicular docking maneuver?
Uzayda başka bir gemiye girme şansı mı? Daha heyecanlı ne olabilir?
You seem extra motivated.
Fazla odaklanmış gibisin.
Our boss received an offer that was supposed to get us some extra money.
Patron, hepimize çok para kazandıracak bir teklif almıştı.
Sometimes they need a little extra motivation.
Bazen fazladan motivasyona ihtiyaçları olabiliyor.
Must be nice having all this extra energy to work off.
Sarf edecek bu kadar fazla enerjinin olması çok güzel.
It costs extra to get more than three letters embroidered on your uniform.
Üç harften fazla olunca üniformaya dikmek için fazladan para alıyorlar.
Now, one baby is worth $ 357 a month, but twins will get you an extra $ 154.
Bir bebek aylık 357 dolar eder. Ama ikizler ekstra 154 dolar getirir.
So if the baby has a club foot or a harelip, that's worth an extra $ 100, so you might want to lighten up on the prenatal vitamins.
Eğer bebeğin yumru ayağı ya da tavşan dudağı olursa ekstra 100 dolar getirir. Bu yüzden doğum öncesi vitaminlerini çok almak istemeyebilirsin.
She-she just needs a little extra sleep so the babies will grow big and strong.
Sadece biraz daha fazla uyuması gerekiyor böylece bebekler büyüyüp daha da güçlenebilecek.
Yeah, he does when he has a few extra minutes.
Evet, fazladan birkaç dakikası olduğunda yardım ediyor.
I'm charging you extra. It's coming out of your account.
Senin hesabından çıkar.
See, he's the one that convinced you to gamble on that god-awful real estate deal, forced you to play an extra year in the league just to get out of the red.
Seni o korkunç emlak işine ikna eden oydu sonuçta..... seni ligde tehlike bölgesinden çıkabilmek için bir yıl ekstra oynattı.
But I'm guessing you don't want any extra attention out here.
Ama buraya daha fazla dikkat çekilmesini istemezsin diye düşünüyorum.
This is a very important thing, you must be extra careful.
Bu oldukça önemli bir görev. Fevkalade dikkatli olmalısın.
I reckon we should bring an extra oxygen tank.
Yanımıza ekstradan oksijen tankı almayı öneriyorum.
And I would not want to do anything to put any extra pressure on him with his health problems and all.
Sağlık problemleri falan da varken ona daha da yük olacak şeyler yapmak istemem.
I'll see they, uh, give you a little extra.
Söyleyeyim de sana biraz fazla versinler.
Well, the owner's gonna have a little extra vacancy tonight.
Sahibinin bu gece için fazladan boş odası kalacak.
You don't get an extra shot
Kalesiye gitmek için ekstra atış yapamazsın.
And try to sleep extra-long.
Ekstra fazla uyumaya çalış.
I've been working longer hours to make extra for the boys, and, you know, it's just, uh...
Çocuklara ek kazanç yapmak için uzun saatler çalışıyorum, ve biliyorsun, bu sadece...
Bart, according to your folder, you need some extra help.
Bart, dosyana göre ilave yardıma gereksinimin var.
I once held the splits for the entire length of an extra inning baseball game in spite of excruciating pain... and a severe severing of my adductor longus muscle that eventually required four hours of surgery and added two and a half inches to my left leg, forcing me to retire.
Bir keresinde... BACAK BÖYLE AÇILIR... bütün bir devre boyunca canım çok yanmasına rağmen bacaklarımı 180 derece açarak ciddi bir kas zedelenmesine sebep oldum ve sonunda dört saatlik ameliyatla sol bacağıma yedi buçuk santim eklendi ve emekli olmak zorunda kaldım.
I deejay in a club for some extra money, so...
Ek gelir olsun diye geceleri barda çalışıyorum.
State. But with extra English.
- Devlet okulu ama İngilizce eğitimi var.
Ten extra fucking minutes.
Fazladan 10 dakika.
We'll put extra wards on the Institute.
- Enstitü'ye fazladan koruma koyacağız.
Extra time is priceless.
- Zaman kazandırsa bile yeter de artar.
Please tell me one of you guys has figured out the extra credit problems
Lütfen içinizden birinin geometri için ekstra kredi olayını
All I know is, you better not miss tonight's game for a little extra credit.
Tek bildiğim, fazladan kredi için bu akşamı maçı kaçırmamalısınız.
Okay, Jacob is your extra credit.
Pekâlâ, Jacob senin fazladan kredin.
I've got an extra pair of boots if you wanna borrow'em.
Ödünç almak istersen fazladan çizmem var.
An extra set of ears.
Fazladan bir çift kulak olarak.
There's a, uh, lot of extra security out there.
Dışarıda fazlaca ekstra güvenlik var.
We brought all those people on board, and all we've bought them is an extra few minutes to live in fear.
Bu kadar insanı gemiye aldık ama onlara sadece korku içinde yaşamaları için ekstra birkaç dakika vermiş olduk.
You were trying to make an extra buck by bringing in a couple newbies.
Yeni kızlar getirerek biraz daha fazla para kazanmaya çalışıyordun.
Extra strong, UV resistant, and still 30 % off.
Ekstra güçlü, ultraviyole dirençli. Bir de % 30 indirimli.
Could you use an extra hand?
- Mack.
Extra garlic.
Fazladan sarımsaklı.