Facile traducir turco
41 traducción paralela
Don't you find this view of history facile?
Bu tarihsel bakışı yüzeysel bulmadınız mı?
I don't mean to be facile about this.
Bunu saklayacak değilim tabii.
You're both facile and foolish and a waste of humanity.
İkiniz de kolaycı, sersem ve insanlık için bir kayıpsınız.
You're probably a little too facile for your own good.
Gereğinden fazla beceriklisin.
Large hands, more facile.
Büyük eller, daha elverişli.
Facile.
Kolay.
Offering this unpleasant image of yourself is a bit facile, isn't it?
Kendini, bu şekilde tatsızca sunmak birazcık kolaya kaçmak olmuyor mu?
No, no, no, I don't wanna hear any more of your facile excuses.
Hayır, hayır, ben artık uyduruk bahaneler duymak istemiyorum.
- I'm not very facile.
- Çok usta sayılmam.
I forgot to tell you, the "Telepathic Microsteps" is not for facile leaping
Söylemeyi unuttun, "Telepatik adım" uçmak için kullanılmaz
- No, that's a facile analogy.
- Hayır, bu yanlış bir benzetme.
But it seems glib and facile to just make fun of how idiotic these people are.
Ama, yüzeysel ve derinliği olmayan, bu budala insanlarla dalga geçen bir şey gibi görünüyor.
Sorry, I can't accept that people are as facile as you say.
Özür dilerim, ben sadece insanın söylediğiniz kadar basit olabileceğini kabul edemiyorum.
It's very easy for people to give facile advice : "Suck it up, move on," etc. I'm not gonna tell you that.
İnsanların tavsiyelerde bulunması çok kolay. "Boş ver, hayatına devam et, vesaire." Ben böyle söylemeyeceğim.
- Well, I'm sorry, but I find that rather facile.
Üzgünüm, ama bunu oldukça basit buluyorum.
# He's banal and facile He's a fat waste of space #
Bayağı ve basit. Boşuna yer kaplar "
# He's banal and facile He's a fat waste of space
" Bayağı ve basit. Boşuna yer kaplar.
You speak every facile thought that comes into your head.
Aklına gelenleri düşünmeden söylüyorsun.
- She must have been quite facile.
- Onu elde etmek çok kolay olmalı.
Does she look like she'd want to hang out with a bunch of shallow, vacant, facile, peroxide-blonde turbo-skanks?
Bi avuç, elden düşme, yokolmuş varoş peroksitli sarışın saçmalıkla takılmak ister mi sizce?
You don't think that's a little facile?
Bunun biraz yüzeysel olduğunu düşünmüyor musun?
Well, studies show that popular kids are the most facile.
Pekala, araştırmalar gösteriyor ki popüler çocuklar çok becerikliler.
E'piu'facile odiarlo.
Ondan nefret etmesi kolay.
- Facile.
- Yüzeysel.
- Facile?
- Yüzeysel mi?
- Lf I seemed smug or facile I want to...
- Eğer kendini beğenmiş veya yüzeyselsem...
That, sir, is a facile argument.
Onun hiçbir tehlikesi yoktu.
I switch loyalties not because I am facile, but because my greater loyalty is to God.
Ucuz olduğum için değil, en büyük sadakatim Tanrı'ya olduğu için bağlı olduğum tarafı değiştirdim.
Pascal's wager is facile.
Pascal'ın bahisçisi bayağı iyi.
Saying it's facile is facile.
Ona iyi demek te iyidir.
He's got a scar on his cheek, he's facile in several languages...
Çenesinde yara izi varmış. Bir çok dile yatkın...
Ronald Arthur Biggs... you are a specious and facile liar.
Ronald Arthur Biggs sen yanıltıcı ve usta bir yalancısın.
Facile.
- Çok vasatça hazırlanmış.
Roger was the most facile writer I ever came across.
Roger, şimdiye kadar karşılaştığım en basit cümleler kuran yazardı.
It was facile and glib.
Basit ve üstünkörüydü.
She says she saw him a few days ago... he seemed happy, and he'd just been offered a job, which was argent facile... It was easy money.
Birkaç gün önce onu görmüş, mutlu görünüyormuş ve çok kolay para kazanabileceği bir iş teklifi almış.
Well, this is all very entertaining, if a little facile given that we've just met.
Çok eğlenceli bütün bunlar ama yeni tanıştığımızdan dolayı biraz anlamsız.
That's the same facile thinking that led you to divert our best Peacekeepers into District 2.
En iyi muhafızlarımızı 2. Mıntıka'ya yöneltmene yol açan, aynı yüzeysel mantık.
♪ Your rhymes are facile ♪
Senin kafiyelerin banal
That's completely facile, Hammond.
Bu çok saçma Hammond.
A bit facile, huh?
- Biraz kolay bir numara bu.