Fait traducir turco
105 traducción paralela
- Cest chaud ici, monsieur, n ´ eest-ce pas?
- Il fait chaud ici Monsieur, n'est-ca pas?
ll exaggère, je nai pas fait grand-chose.
Abartmayın, önemli bir şey değildi.
Tout à fait.
Kesinlikle.
D'où je suis, c'est tout à fait ça!
Benim durduğum yerden tam da öyle görünüyor!
Madame, madame, combien c'a fait?
Madame, madame, combien c'a fait?
Mon estomac me fait si mal.
Karnım çok fena ağrıyor.
Monsieur le General a mange quelque chose qui lui aurait fait mal?
General kendisine zarar veren bir şeyler mi yedi? - Evet.
Miss Winthrop, Iet me say first that we, the Embassy... would never for a moment have countenanced this, never, but... we've been presented with a fait accompli.
Bay Winthrop, öncelikle söylemek istediğim, biz, konsolosluk olarak buna bir an bile izin vermeyiz, asla, ama suç ortağı olmakla suçlanıyoruz.
- YULI FAIT
YULI FAIT
Depuis que vous etes parti, ça fait trois.
Senden sonra bu üçüncü.
Tu te rends compte de ce que tu as fait?
- Laisse - moi tranquille! Tu te rends compte de ce que tu as fait?
Then the government would have been faced with a fait accompli.
O zaman hükümet, bir oldu bittiyle karşılaşmış olurdu!
- [Speaks French] - I wouldn't think of it.
- Il fait beau aujourd'hui, n'est-ce pas?
Sarry KARRYEV as Genie A. FAIT as Maghribian
Sarry KARRYEV as Cin A. FAİT as Maghribian
Maria, qu'avez vous fait de nos bagages?
Maria, büyük bagajlar nerede?
MELNIKOVA A. FAIT, N. ROMANOV
MELNİKOVA A. FAİT, N. ROMANOV
He, too, will find himself faced with a fait accompli.
Ona da emrivaki yapmış olacağız.
You're presenting us with a fait accompli.
Bizi bir oldu bittiye getirdin.
You're facing me with a fait accompli.
Beni böyle bir oldu bitti ile karşı karşıya bırakmakla çok acımasız davranıyorsun.
When we get to Brod, if we ever do, we present the police with a fait accompli.
Brod'a geldiğimizde çözülen işi polise teslim edersiniz.
How very au fait of you to come to our little culinary soiree this evening.
Bu akşamki küçük... aşçılık suaremize gelmeniz ne büyük bilgelik.
Il me fait chier de voir des cons comme ca.
Sizin gibi salakları görmek beni deli ediyor.
Had I not interrupted you... I would've had to return alone. - Fait accompli.
bu karmaşaya göz yumamam... az kalsın ben yanlız dönmek zorunda kalacaktım.
I'm not saying that, I'm just saying that... sometimes you do things for my own good, but you do it your way... and put me in a fait accompli situation.
Şunu söylemeye çalışıyorum : Bazen benim için iyi bir şey yaparsın ama kendi tarzında. Ve beni bir'oldu-bitti'içine sokarsın.
So you see, once the consciousness transfer was complete... ... a fait accompli, only then would I have shown you my new self.
Bilinç transferi tamamlandıktan sonra, buna emri vaki diyelim ancak o zaman sana yeni benliğimi gösterecektim.
- YULI FAIT
- YULI FAIT
It's a fait accompli, the prince will be king.
Her şey olmuş bitmiş.
Attends! Qu'est-ce qu'on fait la-bas?
- Burada neler oluyor?
C'est fait accompli, mais non?
C'est fait accompli, mais non?
"Ca ne fait rien."
- Sağlığına.
I mean, it was fait accompli.
Yani her şey hazırdı.
accident OF The DOCKS fait A DEATH
DOKLARDAKİ KAZADA BİR ÖLÜ VAR
And they're so vivid to us - you're there and your grandmother's attacking you with a spoon, the pope's playing a banjo and you're totally au fait with it.
Ve bize çok gerçek gözükürler - Orada dururken babaanneniz size bir kaşık ile saldırır, Papa banjo çalıyordur ve siz bunu tamamen kanıksamışsınızdır.
Le monde est fait de honte.
Dünya bundan ibaret.
That which Mr Gilbert desires, Mr Gilbert must have. "Fait accompli!"
Ki Bay Gilbert öyle arzu ediyorsa öyle olacaktır. "Emri vaki!"
He's not gonna go breaking into places while he's still got a stash that big.
Saçmalık. Il n'aurait pas fait ça avec ce qu'il avait dans la voiture.
You announced it as a fait accompli.
Oldu bittiye getirmek istedin.
Le jeu est fait.
Bahisler kapandı.
It's wossername... fait accompli.
Adı neydi? Oldu bitti derler.
Mr. Fait, I know you're there.
Bay Fait, Oradasınız biliyorum.
I can be a very dangerous man, Mr. Fait.
Çok tehlikeli olabilirim Bay Fait.
You've made this difficult, Mr. Fait.
Çok zorladınız, Bay Fait.
- I want my stones, Mr. Fait.
- Taşlarımı istiyorum Bay Fait.
Tony Fait.
Tony Fait.
Tony Fait?
Tony Fait?
Enjoy the jail sex, Fait.
Kodes sex'i hoşuna gidecek, Fait.
At this very moment, a man identified as Anthony Fait is leading police on a wild high-speed chase through downtown Los Angeles.
Şu anda, Anthony Fait olarak tanımlanan adam polis tarafından kovalanıyor, Los Angles sokaklarında hızlı bir kovalamaca yaşanıyor.
Also, Fait. I've been thinking about that a lot. I'll go with Shaquille O'Neal.
Uzun zamandır düşünüyorum da Shaquille O'Neal da olabilirdi.
Now, he ordered an MRl-MRA scan... for Mrs. Druse without my permission... and then the scan was carried out this morning... and I was presented with it as a fait accompli.
Sonra da tarayıcı bu sabah getirildi. Bu da bana emrivaki olarak sunuldu. Oğlumun ne dediğini biliyor musun?
SmiLeGo ( fait à la main )
Kapa çeneni. Hey. - Bak yemin ederim bu kadar ileri gitmek...
It's a "fait accompli".
Altyapı hazır.