English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / Faro

Faro traducir turco

126 traducción paralela
Thought I'd go and see if Mr. Dingle's faro game is still as crooked as ever.
Bay Dingle'ın yerine gidip ne üçkağıtlar dönüyor, bir bakayım dedim.
I don't know if I ever told you... but I used to have a big faro layout in San Juan.
Bilmiyorum, eğer şimdiye kadar sana söyleseydim... ama San Juan'da büyük bir kağıt oyunu düzenledim.
Old Faro's getting hot.
Yaşlı Faro kızmaya başladı.
Faro's making music.
Faro müzik yapıyor.
Smart music, Faro.
Güzel bir şarkıydı, Faro.
Here, Faro!
Hey, Faro!
Faro!
- Faro!
Faro!
Faro!
It's Faro!
Bu Faro!
Just Faro and me.
Benim için değil.
Get down, Faro.
Aşağı in, Faro.
And this is Faro.
- Ve bu da Faro.
Come on, Faro.
Gel oğlum gel, Faro.
- I knowed your voice! - Can't fool me on Faro either.
Faro'nun sesini duyduğumda, sizin burada olduğunuzu hemen anladım!
- Faro's singing sweet as pie tonight.
- Faro, bize neşeli şarkılar söylüyor.
You let them tie Faro up.
Yani artık Texas'a dönmeyecek miyiz?
WITH THE FARO DEALER IN EL PASO? ONE THING HE DIDN'T TELL YOU, DINK...
Kendisi bir şey demez ama Dink, o Vinnie'nin karısıydı.
I started working for him as a faro dealer.
Onunla yıllardır ortaklık yapıyoruz.
- Faro dealer?
- Ortaklık mı?
Fortunately, as a faro dealer, I'm an attraction. Things work out well.
Morgan olmadan burada çalışmam mümkün değildir, bunu bilmenizi isterim.
He dealt faro for Morgan.
Morgan ile birlikte çalışırlar.
She busted out in a Vegas faro game.
Vegas'ta bir faro oyununda battı.
Rigged faro game.
Hem de bir saf kan.
Somebody's got to run the faro tables.
Biri faro masalarını işletmeli.
I'm gonna open up the biggest gambling saloon in the whole area with long, red mahogany bars and green felt tables and we'll play roulette, dice, faro and all those wonderful games.
Uzun maun kaplamalar barlar, yeşil masa örtüleri olacak. Ve rulet, barbut, iskambil ve tüm güzel oyunlar oynanacak.
He's a grand knight in the Knights of Columbus... and he only goes out to play faro.
Columb'un Şovalyelerindeki büyük şövalye gibi biri ve dışarı sadece oyun oynamaya çıkıyor.
Pulford, he's the faro dealer, got off one round under fire, straight through the heart, and it measured 84'3 ".
Birinden olmuş olan, ateşin altında yuvarlaklaştırır, Kalp boyunca düz yer, Ve o, 84.3'i ölçtü...
Maybe I'll just send him here, let him deal you a little faro.
Ben belki sadece, burada ona yollayacağım Sen faro biraz dağıtması için ona izin ver. Bunu yapın Polis müdürü.
and the privilege of having him try his luck at my faro table. "
Ve ayrıcalık Ona sahip olmaktan, benim faro masamda şansını dener. "
Both parents taught Hebrew, and he became fascinated by literature, reading translations of French and Russian classics.
Bağımsız gazete El Faro'nun editörü bir hendekte paramparça bulunuyor. Devam edebilir miyim!
- See that bird at the faro table? You back that queen again, you son of a bitch,
Tekrar vale koymalıydın, seni orospu çocuğu...
- The man dealing faro, who is he?
İskambil oynayan adam- - O kim?
- I got a job over at Pryor's dealing faro.
- Pryor'ın kumarhanesinde çalışıyorum.
Looks like we'll get a piece of the Alhambra Faro Bank.
Alhambra Faro Bankası'nın hissedarı olabiliriz.
Incomes, we got our salaries... ... plus James'Sampling Room, and a half interest in the Oriental Faro Bank...
Gelirler : maaşlarımız... ayrıca James'in örnek odası...
... and a quarter interest in one at the Crystal Palace.
Oriental Faro Bankası'nın yarı hissesi... ve Crystal Palace'daki bankanın çeyrek hissesi.
- Brigan Tony, Santo and Johnny,
- Brigan Tony, Santo and Johnny, "Il Guardiano del Faro".
"Il Guardiano del Faro"... Did they use it for "Canzonissima"?
Bunları "Canzonissima" çekimlerinde mi kullanmışlar?
Brom Garret of Manhattan, scourge of the Deadwood faro tables.
Manhattan'dan Brom Garrett. Deadwood faro masalarının korkulu rüyası.
Don't think I confuse two nights holding good cards with being a faro shark.
Elimde iyi kağıt varken oynarım ama başka hiçbir iddiam yoktur.
Maybe the others was going to ground, but you had to have pussy. And get to a faro layout.
Belki de diğerleri uzaklaştı ama senin derdin kadın becermek ve... faro oynayacak bir yer bulmaktı.
Further efforts'll only benefit the faro dealers.
Bundan öte çabalamak, sadece faro dağıtıcılarına yarayacak.
Bit of liquor, pussy, and faro made my entire fuckin'career, but certain people i do respect.
Biraz alkol, hatunlar... ve kariyerim boyunca içimde bir korku... öte yandan bazıları saygıyı hak ediyor.
Jimmy, what become of that dope-Fiend, faro dealer That I hired to apprise me of what transpired over at Tolliver's?
Jimmy, şu Tolliver'ın yerinde olan biteni... bana anlatsın diye tuttuğum esrarkeş krupiyeye ne oldu?
He'll lead you to whatever shithole Him and that dope-Fiend faro dealer from Tolliver's Have been using to slam Wu's junk into their arms.
Seni, Bella Union'da çalışan... esrarkeş arkadaşıyla Wu'nun afyonunu kollarına... nerede vuruyorlarsa oraya götürecek.
If it's your missing faro dealer you're drinking over, - He just threw up in my office.
Kayıp krupiyen için içiyorsan... az önce çalışma odamda kustu.
- What about faro?
Ya faro?
- You a faro dealer?
- Kumarbaz mısınız?
That was some shooting.
Pulford, o, faro satıcısıdır,
Wyatt just got us a faro game.
Wyatt az önce iskambil işine girdi. Oh.
Since when is faro a business?
İskambil ne zamandır iş oldu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]