Fatty traducir turco
1,091 traducción paralela
Homer, all those fatty... deep-fried, heavily-salted snacks... can't be good for your heart.
Homer, tüm bu şişmanlatıcı... kızarmış, tuzlu abur cuburlar... kalbin için iyi değil.
Fatty deposits - left, right atria.
Yağlı tortu... sol, sağ atria.
I see, the famous Chang San Fung is just a fatty
Görüyorum ki ünlü Chang San-Fung değersizin biri.
Fatty if you're afraid of my Jinx's Palm ask your student to tell us where Tse Shun is
Değersiz, eğer benim "jinx palm" vuruşundan korkuyorsan, öğrencilerinden Tse Shun'un nerede olduğunu bize söylemesini iste.
The girls are calling you "fatty-fat fat fat"... and Nelson's planning to pull down your pants.
Kızlar sana "şişko-şişko-dobişko" diyecekler ve Nelson da pantalonunu indirmeyi planlıyor.
Fatty-fat fat fat. Fatty-fatty fat fat.
Şişko şişko şişko dobişko dobişko.
Fatty.
Şişkocuk!
Fatty, you made me jump!
Tırsıttın bizi şişko!
Hey Fatty, why did you take so much? !
Hey şişko, niye o kadar çok aldın?
Or my fatty Alfredo?
Ya yağlı Alfredoma?
I'll tell you, what you need is a fatty-boombatty blunt.
Sana söyleyeyim, ihtiyacın olan kocaman cayır cayır bir ot.
- Yeah, you thought I was a fatty.
- Hayır.. - Şişko olduğumu düşünüyordun.
Nothing says "l'm sorry" like fatty meat.
Hiçbir şey, yağlı et gibi üzgün olduğunu belirtemez.
We wouldn't want all the fatty meat he eats clogging up his arteries.
Onca yağlı eti yedikten sonra damarlarının tıkanmasını ve kalbini zorlamasını istemeyiz değil mi?
Hey, fatty.!
Şişko!
Fatty tissue.
Yağ dokusu mu?
What possible motivation could the killer have... for removing his victim's fatty tissue?
Katil nasıl bir güdüyle kurbanının yağ dokusunu çıkartabilir ki?
"The skin sample contains no oils or essential fatty acid."
"Deri örneğinde yağ veya temel yağ asitlerine rastlanmamıştır."
Your life expectancy is greater, and your body retains more water in fatty tissues.
Senin yaşama şansın daha yüksek ve vücudun yağ dokularında daha fazla su biriktiriyor.
It's my turn Master, please teach me How to throw fatty to the sky?
geliyorum usta, lütfen bana ögret havaya nasıl attıgını?
He ate cholesterol and fatty foods.
Kolesterol verici ve şişmanlatıcı şeyler yedi.
This fatty is hard-working.
- Hop! - Şişko çok azimli.
Go on, fatty, kneel.
Hadi, şişko, diz çök.
Fatty! It's John and his mother.
John ve annesi geldi.
Because it's late, because I'm a nervous wreck, and because I say so. Me, the fatty!
Çünkü vakit çok geç, çünkü sinirlerim berbat, ve çünkü ben böyle söylüyorum.
It's fatty time!
- Hortum avı zamanı.
The base of this fatty's over 1 / 2 mile.
Bu hortumun ağzı yaklaşık bir kilometre çapında.
No fatty foods £ ¡
Şişmanlatıcı yemekler yok.
He's a fatty.
Koca göbekli.
It's a little fatty, don't you think?
Biraz yağlı değil mi?
Probably brought on by indigestion...,... a fatty piece of beef, a bit of gristle.
Muhtemelen hazımsızlığın... etin yağlı bir paraçasının, birazcık kıkırdağın getirdiği.
What are you cackling at, fatty?
Ağzında ne geveliyorsun, şişman?
We have... a nice fatty turbot... eel, stuffed with fatty sausage, and greased with Grand Marnier... or some lean salmon...
Sosis doldurulmuş Mığrı ve yağlı Marnier de olabilir. Ya da yağsız somon.
Move it, fatty!
- Evet. Kaldır kıçını şişko!
Hey, fatty! How are you?
Hey, şişko, naber?
Now wait, you fatty...! Never mind.
Bekle, şişko.
Fatty, why are you doing that?
Neden bunları yapıyoruz?
Fatty?
Şişko!
You worry me, Fatty.
Beni endişelendiriyorsun, Şişko.
And stop calling me Fatty.
Ayrıca bana'şişko'demeyi kes.
Is lying allowed, Fatty?
Yalan söyleyebilir miyiz, Şişko?
Fatty, can you take the little piggy?
Ööğğ! Şişko, şu veletle ilgilenir misin?
I'm sure Fatty will understand.
Bence Şişko anlayışla karşılar.
Right, Fatty?
Değil mi, Şişko?
- Don't call me Fatty.
- Bana artık Şişko deme.
Tell her one, Fatty.
Söyle ona bir tane, Şişko.
Stop calling me Fatty all the time.
Bana sürekli Şişko deme.
Fatty, where are you?
Ne sanıyorsun sen kendini be?
No, you thought I was a fatty.
Şişko olduğumu düşünüyordun.
So fatty, are you coming or not?
Sıra sende. Hadi şişko, geliyor musun gelmiyor musun?
You're an idiot, Fatty.
Salak, Şişko.