Faucet traducir turco
371 traducción paralela
You see, the bathroom, the bathtub, the faucet itself, everything was bone dry.
Görüyorsunuz, banyo, küvet, musluk, hepsi kupkuru idi.
While the gravy's flowing, I'm gonna be there with my kisser under the faucet.
Bu para aktıkça, çeşmenin altında testimle bekliyor olacağım.
- Let's go and, put it under the faucet.
- Hadi gidip musluğun altına tutalım.
Isn't it about time you turned off the faucet?
Neden şunu kapatmıyorsun?
Because I'd give my soul to take out my brain... hold it under the faucet and wash away... the dirty pictures you put there today.
Çünkü, beynimi çıkarıp musluğun altına tutarak... bugün oraya yerleştirdiğin pis resimleri... yıkamak için ruhumu verirdim.
The handle came off the faucet.
Musluk çıktı. Bozuldu.
But the faucet kept dripping.
Ama musluk damlayıp durdu.
I pushed my big toe up the faucet.
Başparmağım ile musluğu tıkadım.
Well, I'm told that, um... Big hotels are fixed so that you turn on a water faucet and you get either Cognac or Champagne.
Bana anlatılanlara göre büyük otellerde... muslukları açtığında musluktan ya konyak ya da şampanya akarmış.
I don't believe that talent can be turned off as though it were a faucet.
Yeteneğin bir musluk gibi kapatılıp yok olabileceğine inanmıyorum.
Sonny, when I get on top there, you turn on that faucet.
Evlat, oraya çıktığımda şu musluğu iyice aç.
The faucet's leaking more and more.
Musluk daha çok sızıntı yapıyor.
- Well? Our faucet's leaking.
Musluğumuz sızıntı yapıyor.
This faucet's too tight now.
Musluk şimdi çok sıkı. Muslukçularla dönerim.
- There, the faucet still would be.
- Şurada ki musluk da akıyor.
Open the faucet!
Musluğu açın!
Turn on the water faucet.
Musluğu aç.
Nothing that sticking his head under the faucet won't solve.
Kafasını musluğun altına sokunca çözülmeyecek bir şey değil.
- We put a faucet here.
- Buraya bir musluk koyduk.
All the client can afford is a leaky faucet!
Müşterinin parası ancak damlatan bir musluğa yetti.
She should hold her head under the faucet.
Kafasını musluğun altına soksun.
Well, I told you lot aboutJim. [Faucet Running]
Şey, size Jim'i hayli anlattım.
The faucet says cold, and I burn my hands.
Musluğun üzerinde " soğuk'yazıyor ama elimi yaktım.
It came out of the faucet that way, Eunice.
Musluktan köpüklü su geldi Eunice.
My faucet is leaking.
Benim musluk damlıyor.
I might just as well have used water from the faucet.
Musluk suyu kullanmış olmalıyım.
No place for my makeup bag, no ice in my drinking water, and the hot water burps as it comes out of the faucet.
çantamı koyacak bir yer yok suya koymak için buz yok ve musluk buhar püskürtüyor...
I just came for the faucet so I can get down to the hardware store.
Musluk için geldim, hırdavat dükkanına gideceğim de.
All I remember is water gushing from a faucet.
Tek hatırladığım bir musluktan su fışkırdığıydı.
The faucet!
Musluk!
I dreamed I got out of went into the joint turned on the water faucet
Yataktan kalktım tuvalete gittim, musluğu açmaya çalışıyordum.
Then she went to the base turned off the faucet.
Sonra lavaboya gitti ve musluğu açtı.
And I got... so I could turn a faucet and pretty soon I had my arm back again.
Sonra... muslukları çevirebilir hale geldim, bir süre sonra kolumu geri kazandım.
Would you turn on the faucet?
Musluğu açar mısın?
Let the cold water run and stick her ear under the faucet.
Soğuk suyu aç, kafasını musluğun altına sok.
# The faucet is a-drippin'and the kids are a-bawlin'
Musluk damlıyor, çocuklar haykırıyor.
Sounds like someone left a faucet running.
Sanki birisi musluğu açık bırakmış gibi.
Nerves! Put her head under the faucet.
Sinirsel bir şey, başını musluğun altına tutun.
Like a leaking faucet my tears flow
Gözyaşlarına boğulacak gibi oluyorum.
I just know it's going to work. The faucet's broken.
Çalışacak...
The faucet's really leaking there.
Musluk akıtıyor.
When you're going to fix the faucet.
Ne zaman tamir edeceksin?
- Fix faucet. - Come on in.
Lavabo tamiri.
No, it's the faucet.
Hayır, sorun muslukta.
I just wanna turn on the faucet and have water.
Musluğu çevirdiğimde su akmasını istiyorum.
I'll get to the kitchen faucet soon.
Ben de mutfak musluğunu en kısa sürede halledeceğim.
Now, take off the faucet head and there is the culprit.
Şimdi musluğun başlığını çıkar ve suçluyu bulduk.
Turn off the faucet.
Musluğu kapat.
Great, they busted the faucet ;
Harika, musluğu patlattılar.
Our faucet was leaking.
Musluğumuzdan su sızıyordu.
Take a look at the faucet.
Musluğa bakın.