Feces traducir turco
377 traducción paralela
"Here, young maiden, take a potion of cat feces and dove hearts, boiled in the moonlight."
"İşte, genç bakire, kedi dışkıları ve güvercin kalplerinden hazırlanmış bir iksir. Alın."
Do your feces smell like perfume?
Senin dışkın parfüm gibi mi kokuyor?
Urine and feces are processed in the thigh pads.
Sidik ve dışkı kalçadaki keselerde meydana gelir.
I didn't see them do it. I only saw the feces.
Bunu yaparlarken görmedim.
- Ha! Human feces?
- İnsan dışkısı mı?
Ha! I can tell how much you are suffering by your long feces.
Uzun pisliğini çıkartırken ne kadar acı çekeceğini anlatabilirim sana.
For your feces, it was a bag, and you'd put this bag in the right position.
Dışkınız için, bir torba vardı,... ve bu torbayı doğru pozisyonda koyardınız.
The feces has struck the air conditioner.
Kirli çamaşırlar ortaya dökülüyor.
They hover over the feces.
Bokların üstünde uçuşurlar.
Florazene reacts to feces as well as blood, so I know that you're not looking for blood.
Florazin kanla olduğu kadar vücut kalıntılarıyla da reaksiyona girer, bu yüzden senin kan aramadığını biliyorum.
I suspect in a zoo someplace, throwing your feces at a passing tourist.
Galiba bir hayvanat bahçesinde pisliklerinizi turistlere atıyorsunuz.
He threw some feces.
Bana surat yaptı.
It is feces flying into the fan.
İşlev tuşları var.
I can lay you out and fill your mouth with your mother's feces.
Seni yere yatırıp, ağzını annenin pisliğiyle doldurabilirim.
It can only be coaxed out by blood, vomit or feces.
Sadece kanla çıkabilir, kusmuk ya da dışkıyla.
Maybe you're reading... masturbating in your own feces...
Birşey okurken, pisliğine otuzbir çekerken... durup kendine bakarak...
Contaminated stream water, beaver feces, that sort of thing.
Kirli dere suyu, kunduz dışkısı, bunun gibi şeyler.
... forced to spread their feces on the walls, to pour their urine under the cell doors.
Dışkılarını duvarlara sürüyor idrarlarını kapının altından dışarı döküyorlar.
The violence network, VNN and for a corporate sponsor you get one of those company's that loves to smear its logo feces all over the landscape,
Şiddet Kanalı, ŞTV. Sponsor şirket olarak da şu boklu logolarını her tarafa saçmayı seven şirketlerden bulursunuz.
- Ladies and gentlemen your Nazi-ass tactics of trying to stink us out with your rancid feces has worked.
- Bayanlar ve baylar Nazi'lerin kokuşmuş dışkı taktiğini, üzerimizde kullanmanız işe yaradı.
He's covered in feces.
Her yeri dışkı kaplı.
Oh, honey. Feces, no, no.
Kakası demeliydin tatlım.
I say, am I to spend the entire day wallowing around in my own feces?
Bütün günü kendi dışkımda yuvarlanarak geçirmek zorunda mıyım diyorum size?
All he handed in was a paper smeared with feces.
Bıraktığı tek şey saçmalıklarla sıvanmış bir sınav kağıdıydı.
... and was forced to live off her own feces for several days!
... ırzına geçtiler. Ve birkaç gün hastanenede kalmak zorunda kaldı!
Feces.
Bok.
The first time George saw his dog, it was sittin'in some feces.
George köpeğini ilk gördüğünde köpek bir pislik yığınının içinde oturuyormuş.
- The Gender Bender! - The most unpopular fighter since Sergeant Feces Processor.
- Çavuş Dışkı İşlemcisinden beri en az populer olan dövüşçü.
Oh, sorry, you might get some germs while you're walking around in human feces!
Oh, üzgünüm, insan dışkısı içinde dolaşırsan, mikrop kapabiliyorsun!
Without it, we might as well be living in pens... throwing our feces... masturbating in public, sniffing red, swollen female rump. Civilization.
Medeniyet.
Dr. Bronfman took me from playing with my own feces... then to crayons... then to an appreciation of the complex works of Franz Kline...
Dr. Bronfmann beni kendi dışkımla oynamaktan kurtardı. Sanatı ve Franz Kline, Joseph Beuys, Marcel Duchamp gibi karmaşık sanatçıları anlamamı sağladı.
See the rabbit hair in the feces?
Kakadaki tavşan tüyüne bak.
So I notice your home smells of feces.
Evinizin dışkı gibi koktuğunu fark ettim.
- And not just monkey feces either.
- Ayrıca sadece maymun dışkısı da değil.
I'm covered in human feces.
Her tarafım dışkı oldu.
Yes, it's feces.
- Evet efendim.
Why, then, you don't eat human feces?
Siz neden insan dışkısı yemiyorsunuz peki?
"Dust on the pedals, traces of animal feces..."
"Pedallerde toz." - "Hayvan dışkısı."
Feces?
- Dışkı mı?
Oat feces?
Kedi dışkısı mı?
Feces? Yep.
- Dışkı mı?
Dr. Lewis got hit with flying feces.
Dr. Lewis uçan bir dışkı tarafından vuruldu.
I'd like a sewer burger, but without the rat feces.
Bir tane kanalizasyon burgeri alacagim, ama icinde sican boku olmayanindan.
Feces!
Dışkı!
My best-case scenario, eleanor, is hair everywhere but my eyeballs, elongation of my spine till my skin splits, teats, and a growing tolerance, maybe even affection for, the smell and taste of feces- - not just my own- -
Göğüs kafesim tenimi yarıyor, memeler, ve büyüyen bir tolerans, hatta belkide etkileyici, idrar kokusu ve tadı...
It's for a feces test at school
Okulda yapılan dışkı testi için.
To investigate the family by looking at the kids'feces
Çocukların dışkılarına bakarak aileleri araştırmak için.
It's possible that she strayed... but it's more likely that this is the feces of another.
Yolunu kaybetmiş olabilir... ama daha büyük ihtimalle bu başka bir ejderhanın dışkısı.
Florazene reacts to feces as well as blood, so I know that you're not looking for blood. No.
Florazin kanla olduğu kadar vücut kalıntılarıyla da reaksiyona girer, bu yüzden senin kan aramadığını biliyorum.
They assaulted the officers with feces and then the cops went in.
Memurlara dışkılarla saldırmışlar, ardından polis müdahale etmiş.
Feces!
- Dışkılarınız için.