Feisty traducir turco
481 traducción paralela
He's a feisty old bum.
Huysuz denyonun teki.
ain't you the feisty one.
Ne kadar da alınganmışsın!
And a might feisty.
Ve biraz da garip.
Short, feisty fella, nervous, with a messed-up lower lip.
Kısa boylu, kaba ve sinirli biri. Alt dudağı berbat durumda.
- Short, feisty, doing all the talking.
- Kısa boylu, kaba biri. Hep o konuşur.
A feisty little thing, aren't you?
Sen küçük bir kavgacısın, değil mi?
You're a feisty one.
Ne alıngan şeysin sen.
That's a pretty feisty thing to do, if you did it.
Yapılması oldukça oynak iş, eğer yaptıysan.
Feisty sons of bitches.
Hareketli çocuklar.
Sure was feisty about that Nellie Olsen though, wasn't she?
O köylü kizi diyen kiza pek de kizmis ama degil mi?
Have anything to do with a feisty little blonde named Ellie?
Elli adlı şu alıngan sarışın kızla ilgili bir şey mi?
Youre a feisty little rascal, arent you?
Pek alıngan bir yaramazsın, değil mi?
You're getting feisty on me, you little polack.
Bana karşı geliyorsun, seni küçük Polonyalı.
Fun, feisty.
Eğlenceli, cesur.
You're a feisty little one... but you'll soon learn some respect.
Bakıyorum da çok saldırgansın... ..ama yakında saygılı olmayı öğrenirsin.
Hey, mama. You is a feisty little thing.
Sen ne kadar da hareketliymişsin.
Feisty... like you!
Senin gibi enerjik!
Feisty little barmaid.
Hassas bir garson.
I mean, you're feisty and quarrelsome and hard to get along with.
Öylesin. Hep tartışıyorsun. Seninle anlaşmak çok zor.
You are feisty, I like that.
Akıllısın, hoşuma gitti.
We're feisty.
Eğleniyoruz.
Don't be feisty, sister.
Öfkelenme kardeşim.
I'm not feisty, mister.
Öfkeli değilim bayım.
This is some feisty lady you've found, Beverly!
Çok kibar bir bayan bulmuşsun Beverly.
A feisty gentleman like myself.
Benim gibi alıngan bir erkek.
His attempt was foiled by a feisty local woman, Marcie Rhoades whom he tried to seize as a hostage.
Onun bu çabası, rehin almaya çalıştığı Marcie Rhoades, adında ki bir kadın tarafından boşa çıkarıldı!
She's a little feisty.
Yalnızca biraz alıngan.
He's a feisty old guy.
O alıngan, yaşlı bir adam.
- Feisty women never get boring.
- Alıngan kadınlar hiçbir zaman sıkmaz.
You sure are feisty for a fellow in your position.
Emin konumunuzu bir adam için alıngan vardır.
With that feisty attitude, you'll bury us all, Grampa Simpson.
Bu öfkeyle sen hepimizi dize getirirsin, Büyükbaba Simpson.
Feisty, yet spineless.
Alıngan ve aynı zamanda omurgasız.
She's a feisty one.
Çok ta sinirli.
Don't get feisty. - The car's a piece of junk, anyway.
Araba zaten hurdaydı.
- Oh, he's a feisty little fellow.
- Oh, Küçük dost biraz alıngan.
- Feisty indeed.
- Gerçekten alıngan.
Of course, all these good vibes can be traced to one feisty little scamp... who taught us that if it feels good, do it.
Elbette, tüm bu iyi titreşimler bize, "ne hissediyorsan onu yap" düsturunu öğreten küçük haylazla alakalı.
- Aren't we the feisty little go-getter?
- Alıngan küçük tuttuğunu koparan kişiler değil miyiz?
You might just be a little too feisty for your own good.
Kendi iyiliğin için biraz az alıngan olman daha iyi olur.
Greg, what is it gonna take to beat these feisty icelanders tonight?
Greg, bu izlandalıları yenmek için ne yapmak lazım?
She's a feisty one
Amma da alınganmışsın.
"Zoo Transfers Feisty Gorilla" by Sabrina J. Peterson.
"Hayvanat Bahçesine Goril Transferi" Yazan : Sabrina J. Peterson.
She's feisty, feisty.
Çok hırçın.
And I owe it all to this feisty feline.
Her şey bu tüy yumağına borçluyum.
You're just too feisty and too fine.
Çok zarif ve çok narinsin.
Feisty, too.
Aynı zamanda, dikkafalı da.
Feisty. I like that.
Bunu sevdim.
She got feisty this one time. The P.M.S. Thing maybe.
Biraz kavgacıydı o zaman.
Oh, you're feisty.
Oo, hırçınsın sen.
Hmm. I can't decide if this'll be considered feisty or crazy.
Cesaretlendirici mi, çılgın mı olduğuna karar veremedim.
Feisty.
Acılı.