Fell asleep traducir turco
2,316 traducción paralela
I fell asleep in the car, so now I'm cranky.
Arabada uyuya kaldığım için huysuzum.
I know that I ran a verbal marathon last night and then I fell asleep, but I promise. Tonight is about the two of us.
Biliyorum dün akşam hızlı geçti ve ben uyuya kaldım ama söz veriyorum bu akşam sadece ikimizin.
- A revenge to all the women, in her name, for youth acne, for a girl in the 9th grade, who did not go to dance with you, for this junior girl, who fell asleep at the most important point - a drunken fool!
Tüm kadınlarda intikamını alırsın birde dokuzuncu sınıfta seninle dansa gelmeyen kızdan, 3. sınıfta en önemli anda uykuya dalan kızdan Salak sarhoştan
I fell asleep a bit.
Biraz uyumuşum.
I guess... I guess I fell asleep.
Uyuya kalmış olmalıyım.
He peed himself and then fell asleep.
Altına işedi, sonra da uyuyakaldı.
As if it wasn't humiliating enough When you fell asleep in the middle of my sentence.
Cümlemin ortasında uyuyakalman yeterince aşağılayıcı değilmiş gibi.
I mean, we just fell asleep.
Yani sadece uyuyakaldık.
We just fell asleep talking.
Sadece konuşurken uyuyakaldık.
I drank it, and I was so excited, I fell asleep.
İçtim, çok heyecanlıydım, uyuyakalmışım.
Regretting not to be by your side before you fell asleep.
Uyumadan önce yanında olmaktan mutluyum. ~
He fell asleep at the wheel
Direksiyonda uyuyakalmış.
Than she fell asleep. I was thinking I'd give her another when she wakes up.
Uyandığında bir şişe daha veririm diye düşündüm.
I fell asleep in the lobby.
Lobide uyuyakalmışım.
He fell asleep in the waiting room.
Bekleme salonunda uyuya kaldı.
I fell asleep facedown with a cigarette in my mouth.
Ağzımda sigara ile yüz üstü uyuya kalmışım.
We saw Grease 2 and I fell asleep.
Süperdi. ... ve sonra Grease 2 de uyuyakaldım.
We said our goodbyes and fell asleep.
Vedalaştık ve uyuduk.
We... fell asleep.
Biz uyuyakaldık.
Sorry. I just fell asleep.
Üzgünüm.Sadece uykuya dalmıştım.
I mean, we just fell asleep.
Sadece uyuyakaldık.
She fell asleep with a lit cigarette in her mouth and burned the entire house down... but the good news is she's fine.
Ağzında sigarayla uyuya kalmış ve bütün evi yakmış ama iyi haber bir şeyinin olmaması.
- Well, I mean, I fell asleep at 10 : 00, so I can't be absolutely positive that she didn't come home, but... but...
- Aslında, saat 10 : 00da uyuduğum için, eve gelip gelmediğinden emin değilim, ama, ama...
I fell asleep.
Uyuyakalmışım.
At one point, you fell asleep, and I was watching you sleep while I pretended to sleep.
Bir ara uyuya kaldın, uyur gibi yaparken ben senin uyumanı seyrettim.
Once, he even fell asleep while we were doing it. I mean...
Bir keresinde sevişirken uyuyakaldı.
I was gonna go, but then you fell asleep, and since you're leaving for a week, I want to stare at you as long as I could. You have to go.
Gidecektim ama bir haftalığına olmayacağın için sen uyuyakalınca yüzünü seyretmek istedim.
You fell asleep driving a Forklift in a race with a hemophiliac.
Bir hemofili hastasıyla istif makinesinde yarışırken uyuya kaldın.
I fell asleep in my quarters.
Odamda uyuyakaldım.
I fell asleep.
Uyuyakalmıştım.
I went to the movies, I fell asleep, I got up, I walked home, I went to bed.
Sinemaya gitmiştim. Uyuyakaldım. Uyandım, eve gittim.
It's good that she finally fell asleep.
Sonunda uyudu.
I wish I could help you with that, but I fell asleep there, and I woke up here.
Keşke bu konuda size yardım edebilseydim ama orada uyudum ve burada uyandım.
One guy forgot that he fell asleep on top of a house.
- Adamın biri evin üstünde uyuya kaldığını unutmuş
Um, like, me and Scoob ordered a pizza, and then we just fell asleep watching a Vincent van ghoul movie.
Ben ve Scoob pizza sipariş etmiştik ve Vincent Van Ghoul filmi izlerken uyuyakalmışız.
- You fell asleep.
Sen uyuyakaldın.
Fell asleep in the swamp last night.
Dün gece gölün kenarında uyuyakalmışlar.
- I just fell asleep, that's all.
- Uyuya kalmışım hepsi bu.
I guess I fell asleep while I was meditating.
Meditasyon yaparken uyuyakalmış olmalıyım.
She fell asleep in social studies yesterday.
Dün sosyal bilgiler dersinde uyuya kaldı.
( GASPS ) An opera. You fell asleep during it?
30'larındaki bir adamla yatmak sanki... sanki...
You fell asleep?
Uyuya mı kaldın?
You're a killer, John. Who fell asleep, dreamed he was a hero.
Sen bir katilsin, John, uykuya daldığında kahraman olduğunu gören bir katil.
- You fell asleep.
- Uyuya kaldın.
Looks like you fell asleep this time.
Uykun gelmiş gibi görünüyorsun.
I thought it was because I fell asleep on it, but it's tingling.
- Üstünde uyuduğum için olduğunu sandım ama karıncalanıyor.
I thought we finished last night when I said no and then fell asleep.
Geçen gece ben hayır deyip, uyuya kalınca bitirdik sanıyordum.
So you fell asleep.
Yani uyuyakaldın.
Oh, she fell asleep again.
Yine uyumuş.
You were working late. The girls fell asleep.
Sen de mesaideydin.
And I'd been on the toilet so long that my legs had fallen asleep, so when I tried to stand, I just fell into my throw-up.
Ve o kadar uzun süredir tuvaletteymişim ki, ayaklarım uyuşmuş, bu yüzden ayağa kalkmaya çalışınca kendi kusmuğumun üstüne düştüm.